|
|
|
Bir odalı bürodan gökdelenlere çıktı
25 yaşında iş hayatına atılan Garih, küçük binalara kalorifer tesisatı döşemek için kurduğu şirketi, bir dünya devine dönüştürdü. Başarısı kadar renkli bir yaşamı vardı
Üzeyir Garih'in hayat hikayesini özetleyecek bir cümle varsa o da 'sıfırdan zirveye giden yol' olacaktır. Garih'in hayatı 'Varlık Vergisi' ile alt üst olur. Bu tarihe kadar diş hekimi olan babasının geliri ile rahat bir hayat süren Garih, 13 yaşında sefaletle tanışır. Çünkü babası 1942'de çıkan 'Varlık Vergisi'ni ödeyebilmek için tüm mal varlığını satmak zorunda kalır. Garih röportajlarında bu yılları şöyle anlatıyordu: "Sabahın erken saatlerinde ekmek kuyruğuna girerdim. Bir elimde ekmek karnesi diğer elimde ders kitabım; hem çalışır hem de sıramı beklerdim. Oyuncak bile alamıyorduk..."
SIFIRDAN ZİRVEYE ÇIKTI
1929 İstanbul doğumlu olan Garih, 1952'de İTÜ'den Makine Yüksek Mühendisi olarak mezun oldu. 1954'e kadar Carrier Corp. Türkiye Şubesi'nde tesisat mühendisi olarak çalıştı, bu konuda ihtisas sahibi oldu. Aynı yıllarda, 25 yaşındayken iş hayatına atılmaya karar veren Garih, İshak Alaton'la birlikte Alarko Kollektif Şirketi'ni kurdu. İkili, küçük binalara kalorifer tesisatı döşemek için 2 masa ve 1 dolaptan müstakil bir odada kurduğu şirketi tüm dünya genelinde iş yapan bir deve dönüştürmüştü. 1956'da Lili Hanım ile evlendi, 2 çocuk ve 5 torun sahibi oldu. Kızı Dalya'dan Niv, Tal ve Natalie adlı üç torun, oğlu İzzet'ten ise Cem ve Emre olmak üzere iki torun sahibi.
SARMISAKTAN VAZGEÇMEDİ
Garih'in iş dünyasındaki başarısı kadar renkli bir yaşamı da vardı. Garih, her sabah 7.20'de kalkar vitamin hapları ve bir sarmısak yutardı. Jimnastik yaptıktan sonra kahvaltıda sadece salatalık ve domates yerdi. Bir bardak da greyfurt suyu içtikten sonra güne başlardı. "Neredeyse 25 yıldır evimde yemek yemiyorum" diyen Garih, gece 24.00'ü geçirmeden uyurdu. İş geriliminin Garih'e yettiği, işin dışında keyif aramadığı bilinirdi. Tatillerden zevk almaz, "Tatil eziyetten başka bir şey değildir" derdi sık sık.
Hayatında bir tek kez kumar oynayan Garih, başından geçen ilginç bir olayı şöyle anlatmıştı: "Şantiye şefliği yapıyordum. Bir gün Amerikalılar'ın kağıt oynadıklarını gördüm ve oyuna katıldım. Tüm maaşımı masaya yatırdım. Hayatımda ilk kez parayla poker oynuyordum. Şansım yaver gitti ve oyun bittiğinde tam 3 bin lira para kazandım ama o parayı bana yar etmediler. Dışarı çıkınca çevrem kuşatıldı. Temiz bir dayak attılar. O günden sonra bir daha kumar oynamadım."
KİTABINDA ŞİDDETİ YAZDI
Garih, çok geniş kitlelere ulaşmak için arka arkaya kitaplar yayımlıyordu. Akşam ve Turkish Daily New's gazetelerinde haftalık, Babıali dergisinde ise aylık periyodlarla yazıyordu.
"Ekonomik Sorunlara Çözüm Önerileri" adlı kitabında Garih, şiddeti şu sözlerle değerlendiriyordu: "1980'li yılların sonlarından beri ülkemizde bir kargaşa, bir kavga bütün şiddeti ile sürmektedir. İnsanımız birşeyleri paylaşamıyor. Uygar mücadele yerini kaba kuvvette bırakmış görünüyor. Televizyonda en çok gösterilen ve en çok seyredilen filmler; şiddetin, cinayet ve hırsızlığın egemen olduğu kurdeleler. Bu saydıklarım bir tatminsizliğin doğurduğu mutsuzluğun sonucudur."
|
|
|
|