Okullarda soygun!
İstanbul Milli Eğitim Müdürü Ömer Balıbey istediği kadar "Zorla bağış yok" açıklaması yapsın, bu yıl olay bağışı da geçti, soyguna döndü... Üstelik sanki bütün okullar sözleşmiş gibi, semtlere göre tarife bile belirlendi...
Eğer çocuğunuzu Şişli'nin Nişantaşı, Beşiktaş'ın Etiler-Ulus, Bakırköy'ün Yeşilyurt-Florya, Kadıköy'ün Erenköy-Suadiye gibi semtlerindeki okullara yazdırmak istiyorsanız bağış miktarı 1 milyardan başlıyor... Bu bedeli indirmek sizin yeteneğinize kalıyor...
İşte size bir örnek...
İsmi bende saklı bir veli çocuğunu Kadıköy Bostancı'daki Atatürk İlköğretim Okulu'na yazdırmaya gidiyor... Kayıt öncesi 600 milyon lira bağış isteniyor... Yaklaşık 45 dakika süren pazarlık ve yalvarmalar sonunda fiyat 300 milyona iniyor...
*
Soygun sadece kayıt sırasındaki bağışla da bitmiyor... Ülkenin kriz döneminde olmasına aldırmayan bazı okullar, öğrencilerin kıyafetlerinde değişikliğe gidiyor... Üstelik bunun için de bir mağaza ile anlaşıp, öğrenci başına komisyon tahsil ediyor...
İşte bu soyguna da bir örnek..
Kadıköy Göztepe'deki Yeşilbahar İlköğretim Okulu yönetimi öğrencilerin geçen yıl giydikleri formaları beğenmiyor... Hazretler herhalde öğrencileri eğitmek yerine defileye çıkacak manken gibi yetiştirmek istiyor ki, seçtikleri giysileri de okulda sergiliyor... "Ülke krizde, geçen yılki giysiler pırıl pırıl, onları bir yıl daha kullansak" diye yalvaran veliler dinlenmiyor...
Rezalet bununla da bitmiyor... Okul yönetimi bu giysilerin anlaştığı Türkmen Mağazası'ndan alınmasını istiyor...
*
İşte size iki çarpıcı örnek Balıbey Müdürüm...
Milli Eğitim'in okullara gerekli parayı göndermediğini, birçok okulun yakıtını kendi imkânları ile temin ettiğini; kırılan sıranın tamirini, kirlenen duvarın boyanmasını binbir güçlükle gerçekleştirdiğini ve hatta temizlik yapacak hizmetlileri bile dışarıdan para ile getirttiğini biliyorum...
Çocuğunu bu okullarda okutacak velilerin de hiç değilse bu harcamalara bütçelerinin elverdiği ölçüde katılmaları gerektiğini savunuyorum...
Amma....
Bunun soygun boyutuna vardırmadan, bir memurun cebinden 2 aylık maaşını almadan ve en önemlisi utanıp pazarlık yapmadan gerçekleştirilmesi gerektiğine inanıyorum...
*
SON SÖZ: Yalnız İstanbul değil, tüm illerin Milli Eğitim Müdürleri ve hatta Milli Eğitim Bakanı sözünün arkasında olmalı...
"Zorunlu bağış yok" dediyse, hiçbir okul yönetimi veliyi zorlayamamalı...
25 YIL SONRA GELEN FATURA
Mataracı'nın su borcu!
Melek Özgediz Arnavutköy'de oturuyor... Geçen hafta İSKİ'den 290 milyon liralık bir fatura geliyor... Her ay su faturasını muntazam ödeyen Melek Hanım şaşkın, bu borcun nereden geldiğini araştırıyor ve sonunda buluyor... Meğerse borcun 25 yıl önce aynı evde oturan 1970'li yıllarda bir dönem Gümrük ve Tekel Bakanı olmuş, daha sonra Yüce Divan'da yargılanıp yıllarca hapis yatmış Tuncay Mataracı'dan kaldığını ortaya çıkarıyor... O tarihte bu parayı Mataracı'dan alamayan belediye 25 yıl faiz işlete işlete 290 milyon lirayı bulan borcu Melek Özgediz'den talep ediyor...
Sonra ne mi oluyor?
Melek Hanım beni aradı, ben İSKİ'yi... İSKİ Özel Kalem Müdürü Lütfi Aydın ilgilendi, Melek Hanım'la temasa geçti ve herhalde çözümledi...
Halkın sütunu
Esnafın sahibi yok!
Lüleburgaz'dan G. Günel, küçük bir esnaf olduğunu, krizden sonra icraya düştüğünü dile getirdiği mektubunda, reel sektör ve çiftçiler için çaba sarfeden hükümetin tükenme noktasına gelen esnafı ne zaman hatırlayacağını soruyor...
Hükümette reel sektöre Kemal Derviş, çiftçiye Tarım Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp arka çıkıyor... Hatta borçlarının taksitlendirilmesi bile tartışılıyor... Ama sıra esnafa geldi mi kimse kılını kıpırdatmıyor... Bu duyarsızlık neden?
Harcırahları alamadık!
Sakarya'dan ebe, hemşire ve sağlık memurları adına faks çeken Serkan Özbek yolluk harcırahlarını alamadıklarını, bu paraya güvenip borçlanan çok sayıdaki yardımcı sağlık personelinin zor durumda olduğunu bildiriyor...
Dilerim Sağlık Bakanı Osman Durmuş Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü'nü uyararak bu haksızlığın en kısa zamanda giderilmesini sağlar...
TL'YE İTİBAR KAMPANYASI!
Olmayacak duaya amin!
Ankara Ticaret Odası'nın başlattığı "TL'ye itibar" kampanyasına destek veren oda ve sivil toplum örgütü sayısı 150'yi geçmiş...Yapmayın beyler! Gülünç olmayın!
Bu kampanyayı başlatan, bu kampanyaya katılan odaların başkanları, yönetim kurulu üyeleri birikimlerini dolarda tutuyor, evlerini dolarla kiraya veriyor; bu bir...
Gelelim ikincisine; değeri sürekli eriyen, satın alma gücü sıfıra inen bir paraya itibar, kampanya ile sağlanamaz...
Unutmayın; ekonomik sonuçlar, ekonomik kararlarla sağlanır, kampanyalarla değil...
Kamyon falı!
Bir işadamı dostum yıllar önce "İşlerin yolunda olup olmadığını anlamanın en kolay yolu şehirlerarası yollardaki kamyon sayısına ve bu kamyonların kaçının dolu olduğuna bakmaktır" demişti... Haklıymış...
Kısa tatil döneminde İstanbul-İzmir-İstanbul arasındaki 1000 kilometrelik yolda eskiden konvoy halinde giden kamyonlardan eser yoktu... Rastladığım kamyonların çoğu da boştu...
Bana bildirin!
Sizden gücünüzün üstünde bağış istenen... Vermezseniz çocuğunuzu kaydetmemekle tehdit eden ve hatta oturup pazarlığa girişilen okulları bana bildirin....
Yayınlayayım... Bu rezalete yol açanları kamuoyu önünde teşhir edip kınayayım...
|