Dolar cezası
Türkiye her sabah güne dolar ile başlar, "mesai"yi dolar ile kapatır oldu. Dolar yukarı doğru gidince Türkiye'nin yüreği ağzına geliyor, televizyon ekranlarındaki işaret, ucu aşağıya dönük kırmızı üçgen olunca "bugünü de atlattık" rahatlaması yaşanıyor.
Dolar, Türkiye'de hep yönetim zaafının ve krizlerin sembolü olmuştur. Halkın hayatına fiilen girmesi Alman Markı'ndan çok sonradır. Halkın, Almanya'dan gelen destekle yaşayan ve tasarruf yapan kesimi 60'lı yıllarda mark ile tanışmıştı. Dolar ise 80'lerin ikinci yarısında hayatın unsurlarından biri oldu.
Türk Lirası ile Amerikan Doları'nın değer karşılaştırması ilk kez 1924'te yapılmış ve şöyle bir eşitlik belirlenmiş: 1 dolar = 1 lira 68 kuruş.
Türbülanslar ülkesi
Türk Lirası'nın dolar karşılığı 1959'a kadar bu civarda kaldı. Demokrat Parti, yönetemez hale geldiğinde Türkiye devalüasyon kelimesini öğrendi ve 1959'da 5 Türk Lirası 1 ABD Doları oldu.
Bu devalüasyonun arkası 27 Mayıs 1960 müdahalesidir. Türkiye, ekonomik ve siyasi krizdedir, dolar 9 liraya kadar yükselmiştir...
Bundan sonraki yönetim krizi 1970'tedir, dolar 15 liranın üzerine çıkar, 12 Mart 1971'de bir askeri müdahale daha olur. Türkiye yine "türbülans"tadır.
Durum normale dönerken ya da öyle olduğu umut edilirken 1976'dan itibaren yine "türbülans" başlar. Bu kez "70 sente muhtacız" diyen yöneticiler, yönetemez olduklarının da farkındadır ama "itiş kakış" politikasını bırakmazlar.
24 Ocak 1980'de Demirel çok ağır bir ekonomik paket uygular, devalüasyon yapar. Dolar artık 91 liradır. Bunun arkası da 12 Eylül 1980'de askerin yönetime el koymasıdır...
Üç aşamalı tiyatro!
1994'te Çiller Başbakan; yine ekonomik kriz, yine siyasi kriz. Dolar 14 bin liradan 38 bin liraya çıktı. Bundan sonra Çiller - Yılmaz krizi oldu, dolar 60 bin liraya çıktı. Ardından Refahyol krizi oldu, dolar 108 bin liraya çıktı. 1997'de Türkiye'yi hiç kimse yönetemez oldu, dolar 215 bin liraya yükseldi.
Bugünkü koalisyon 1999 yılında göreve başladığında dolar 450 bin liraydı. Bugün, sabahları 1 milyon 500 bin lirayı deniyor, akşamları 1 milyon 470 bin civarında duruluyor...
Son on yılın krizleri Türk insanına aynı şeyi sürekli olarak yaşattı: Önce siyasi kriz çıkıyor, "birileri birileriyle ağır kavgaya giriyor", ardından ekonomide "bir şeyler oluyor", üçüncü aşamada da Türk Lirası dolar karşısında biraz daha değer kaybediyor. Sonuçta cebinde Türk Lirası olan kaybediyor, doları olan durumunu korumuş oluyor.
Üç aşamalı bu tiyatro defalarca yaşandı. Bunu yaşayan ve sürekli olarak fakirleşen insanlara "Dolara bağlanmayın, sonra zarar edersiniz" deniyor. Bunca kez bu söylenenin tam tersi oldu.
Türk Lirası'nın değer kazanması, Türk halkının tekrar kendi parasına güvenebilmesi için önce Ankara'ya güvenmesi gerekiyor. Ekonomistler yüz yıldır diyorlar ki: "Kredibilitesi olan devletin parasının da kredibilitesi olur."
Şu anda "Dolar cezası"nı ödemeye devam ediyoruz.
|