kapat
18.08.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.sahibinden.com
Dünyadan
Spor

www.limasollu.com
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )

Devlete çalışıyoruz

Farklı bir yarın bekliyorsak, bugünü yaratan unsurları değiştirmek zorundayız, değil mi?

Aynı malzeme ile daha iyi bir gelecek kuramayız.

Dışişleri Komisyonu Başkanı Kâmran İnan on ay önce devlet çarkını eleştiren 22 sayfalık bir açıklama yapmıştı. Amacı toplumda "Çığ yaratacak bir çığlık" etkisi uyandırmaktı.

Çünkü özlenen yarınlara ulaşmanın, bu dengesizlik, haksızlık ve israf önlenmeden mümkün olamayacağını, bir silkiniş heyecanı yaratılmadan da halk desteğinin alınamayacağını söylüyordu. Haklıydı..

O açıklamayı "On ayda ne değişti?" muhasebesi için yeniden göndermiş. İşte bir kaç satırbaşı:

Türkiye'de her şey idare edenler için planlanmıştır. İdare edilenlerin görevi, idare edenlerin refahını sağlamaktır. Bütün kaynak ve imkanlar yönetenler için kullanılır. 350 bin lojman var, okul sayısından fazla..

Tüm kamu kurum ve kuruluşları gettolaşmıştır, parçası oldukları toplumdan kopuk yaşar. Kendi lojmanları, hizmet arabaları, özel pazarları, bazen okulları ile halkın dışında, kendi içine kapalı bir manzara.. Hiç bir hizmet ve ihtiyacın icabı olmayan "bölge müdürlükleri" ile birlikte mütala edildiğinde koloniyal bir yapı ortaya çıkmaktadır.

İsrafta sınır yok..
Türk bürokrasisi 125 bin makam arabası, 162 bin resmi telefonu ile başka bir rekoru elinde tutuyor. Senede 152 gün çalışmıyor. Yılda ortalama 15 bin memur, sözde görev ile yurt dışı seyahate çıkarak 70 milyon dolar harcıyor. 3 bini aşkın memur, hiç bir ihtiyaç ve hizmet gereği olmadan, yabancı dil bilmeden yabancı ülkelerde "maaşlı turist" olarak bulunuyor.

Memur hesap sorar, hesap vermez.. Devlete girdi mi, ailesiyle birlikte ortalama 77 yıl milletin sırtında yaşar. Gerçek demokrasilerde personel sözleşmelidir, sözleşmenin yenilenmesi göstereceği çalışma ve başarıya bağlıdır.

Başkan Clinton 5 yılda memur sayısında 250 bin azaltmaya giderek 108 milyar dolar tasarruf sağladı. Türkiye'de tam tersi yapılıyor. Hükümetler "devleti küçültmek"ten söz ederken uygulama devamlı tersine yürüyor.

1980 öncesi iki meclisli dönemde TBMM'de 650 kişi çalışırdı, bugün tek mecliste 5.500 kişi çalışıyor. Meclis'teki bir hademe, diğer kurumlardaki genel müdürden daha fazla maaş alıyor.

Güven hak edilir..
Anadolu'da 40-50 bin öğretmen açığı bulunmasına karşılık Ankara, İstanbul ve İzmir'de 60 bin ihtiyaç fazlası öğretmen bulunmaktadır. Bu dengesizliği düzeltme cesareti gösteren bir siyasi güç çıkmadı.

Devlet kuruluşlarının hepsi sahillerin geniş bir kısmına el koymuş, tel örgü çekmiş, yazlık dinlenme tesisleri milletin parası ile yapılmış, vatandaş bu sahalara giremiyor.

Anayasa çiğneniyor, bunu anayasal kuruluşlar yapıyor. Bu sakat, maliyeti yüksek çarpık uygulama, az sayıda kalmış komünist memleketlerde dahi yok artık.

Kâmran İnan başarı yolunun "Devlette yeniden yapılanmaya gitmek, disiplini hakim kılmak, lüks ve israfı kontrol altına almak"tan geçtiğini söylüyor. Haklıdır..

Hükümet, siyasi oligarşiyi ve bürokrasi diktatörlüğünü yıkmadan bugünkünden farklı bir Türkiye yaratamayacağını görmek zorundadır.

Halkın güvenini kazanmak ancak bu gerçeği görmek ve üstüne yürüme cesareti göstermekle olur!

www.superbahis.com


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır