kapat
16.08.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

www.limasollu.com
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
HAŞMET BABAOĞLU(hbabaoglu@sabah.com.tr )

Vereceksen huzur ver!

Yüklediğin yükle yıkıldım kaldım aman/ Vereceksen akıl verme istemem."

Tarkan'ın son şarkıları denilince akıllara hep "Kuzu Kuzu" geliyor, biliyorum. Ama siz önce şu yukarıdaki sözlere bir bakın!

Sonra da devamına: "Verme, verme, akıl verme/ Vereceksen huzur ver."

Şimdiden kimi gençlerin dilinde sloganlaşmaya başladı bile!

Ne tür bir itiraz bu? Popüler aşk kültürümüze bir itiraz mı?

Karma adlı albümün son şarkısı "Verme."

Kim yazmış bu sözleri? Depresif ruh halini ve bu ruh haline isyanı aynı dizelerde anlatmayı başaran bir şarkı sözü yazarı... Mete Özgencil!

Şarkı ilerledikçe şunları duyuyorsunuz:

"Azı karar çoğu zarar diyenler/Niye çok alırlar, hep az verirler/Akla ikna olup aşkı üzenler/Sanma bizden daha mutlu gezerler."

***
"İyi vakit geçirme" olanakları bakımından kentli kültürümüz son yıllarda büyük bir gelişme göstermişken aşk hâlâ canımızı acıtıyor...

O zaman da...

Birileri çıkıyor (hatta bu "birileri" bazen aşkın taraflarından biri oluyor üstelik) ve akla davet ediyor: "Akıllı olalım... Yürümüyor işte!.. Zararın neresinden dönsen kardır... Bu kadarı da fazla ama..."

Şarkılarda şiirlerde var ya, hem aşk olsun istiyoruz, korka korka... Hem de erotik gerçekçilik ve kişisel güvenlikten ödün vermeye yanaşmıyoruz.

Hem duygularımızı yaşayıp tanıyalım istiyoruz. (Bazen sırf anlatılacak şeyler olsun birgün diye, biraz haince ve çocukça!..)

Hem de aşktan önce tanıştığımız keyiflerimizden, bağlarımızdan kopmayı göze alamıyoruz ve kişisel güvenlik alanımıza saldırılmasından korkuyoruz.

Eee; olmuyor tabii!

Şarkının bir yerinde de Tarkan'a şöyle söyletiyor Mete Özgencil: "Kârı nerden bilsin zarardan dönen?"

Ancak şarkının asıl "postmodern" yanı şurada: Toplumsal gerçekçi ve akılcı aşk eleştirisine karşı "duygu selleri"ni de önermiyor! Huzur istiyor.

Pembe panjurlu eve bir çağrı filan da değil bu...

Sanki "bırak, kafamız rahat olsun!" demek sadece!

Ne yıkıcı acı, ne de insanın içini donduran güvenlik!.. Sadece birlikte şu an için olsun, mutlu olalım, demek...

Modern ilişkilerin yeni sloganı olur mu sizce bu şarkı?

Zor!

Çünkü...

Kadınların hatırlayarak, erkeklerin unutarak yaşadıkları bir dünyada kadınla erkeğin bir araya huzur içinde gelmesi kolay mı?

Kadınların affede affede; erkeklerin affetmeden direnerek zamanı aşındırdıkları bir dünyada huzurlu bir ilişki... Zor!

Haydi bakalım!

Şampiyonluk Kupası ve Hıncal Uluç
Lig fırtınası esmeye başladı. Biz futbol yorumcularının yorumları da...

Herkes maçları, futbolu, futbolcuları bir telaş, bir heyecan tartıştı, yorumladı.

Ama önemli bir olay, yabana atılmaması gereken bir yanlış vardı ligin başlangıcında; onu bir tek Hıncal Ağabey gördü!

Zaman zaman sporun "içinden" gelmedi diye laf atılan Hıncal Uluç, sporu ve başarılı sporcuyu en "içerden" ilgilendiren şeyi görmüştü.

Fenerbahçe-Samsunspor maçı sarı lacivertli takıma Şampiyonluk Kupası'nın verilmesiyle başlandı.

Bizim "90 dakika"da bu uygulamaya öfkesini dile getirdi Hıncal Ağabey. "Ben şampiyonluk senesinde bu takımda oynayan ve bu yılda transfer olan bir futbolcu olsam, düşünün; kupayla ilerde çocuklarıma gösterecek, duvara asacak bir tek kare fotoğrafım olmayacak! Olur mu böyle şey?"

Yerden göğe haklıydı.

Lig maratonunu şampiyonlukla sona erdirmenin güzel yanlarından biri o kupaya son maçta sarılmak; onunla tur atmaktır...

Federasyona sesleniyorum: Ne olur yeni sezonda bu yanlışı yapmayın!

www.sigortam.net


www.superbahis.com

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır