kapat
16.08.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

www.limasollu.com
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
ÇETİN ALTAN(caltan@sabah.com.tr )

Ne militerler çok kaygılansın, ne de TÜSİAD çok umutlansın...

Pazartesi gecesi uzunca bir yoldan geldiğimiz için, Fatih Altaylı'nın D Kanalı'ndaki "Teke tek" programına geç yetişebildim.

Tartışma "Ulusal güvenlik konsepti" üstüneydi. ANAP Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, kendi partisinin genel kurulunda Türkiye'nin "Ulusal güvenlik konseptini" gündeme getirmiş ve Genelkurmay Sekreterliği'nden de sert bir yanıt almıştı.

Fatih Altaylı'nın yönettiği açık oturumda, TSK'nın T.C. içindeki pozisyonuyla ağırlığı tartışılmıyordu sadece; Avrupa Birliği üyeliğine, ne kadar karşı olup olmadığı da sorgulanıyordu.

Emekli Korgeneral Suat İlhan, Batı'nın her alanda Türkiye'nin ulusal çıkarlarına sürekli karşı durduğunu iddia ediyordu.

Ancak ulusal çıkarların ekonomik boyutlarına hiç değinmiyordu.

Örneğin Batı'nın, Kıbrıs'ta tüm Ada'yı kapsayacak ekonomik bir dolaşım özgürlüğü istediğini; böyle bir dolaşım özgürlüğünün ise, KKTC'yi özerk bir devlet olmaktan çıkararak eritivereceğini iddia ediyordu...

Aynı dolaşım özgürlüğünden yararlanacak olan KKTC, neden Güney Kıbrıs'ı eritemiyordu da; tersinin olmasından ürkülüyordu?

Aslında temel soru buydu...

Ancak Em. korgenerale göre, namevcut bir ekonomiyle de olsa, ulusal çıkarlarına sahip bağımsız bir devlet olma onurunu, Batı'nın empoze etmeye kalktığı tüm koşullara karşı korumak gerekiyordu...

Sap saman da burada biribirine karışıyordu.

Fatih Altaylı, Avrupa Birliği'ne girdiğimiz zaman, Türkiye savunmasının da ortak bir güvence içine alınacağını; bu nedenle de TSK'nın küçüleceğini, ekonominin büyüyeceğini ve militerlerimizin daha geniş olanaklara kavuşacağını; diplomatik alanda uzman dahi olabileceklerini söyledi ve bir ara da:

- Ben, dedi, çocuğumun Avrupa vatandaşı olacağı umuduyla yaşıyorum. Bunun mu gerçekleşmesi istenmiyor? Avrupa Birliği'ne girmiş her ülkenin ekonomik durumu çok parladı. Türkiye ise çok geride kaldı...

Program, bazı militarist saplantıların da irdelendiği ve AB ile ilgili konuların ünlü uzmanı Can Baydarol tarafından iyice süzgeçlendiği bir tartışma ortamında sürdü...

Üzüldüm programın başına yetişemediğime..

Dünkü Radikal'de de İsmet Berkan, yazısına şu başlığı atmıştı: "Asker AB'ye karşı mı?"

Berkan da genel kanının bu doğrultuda olduğunu yazıyor ve böyle bir inancın gerçeği tam da yansıtmadığı üstünde duruyordu.

Bizim görüşümüz ise, Türkiye'nin 20 yıldan önce Avrupa Birliği üyesi olamayacağı merkezinde... Bunun da gerekçesi, Türkiye'nin kendisini değiştirip dönüştürecek güçte ekonomik bir motorla; üst düzey kalitede ve yeterli yaygınlıkta kadrolardan yoksun oluşu...

Türkiye "pragmatizm"le "oportünizm"i ve "egoizm"i, birbirinden rahatça ayırabilecek, evrensel ve saydam birikimlerle; üniversite benzeri, kurumlaşmış beyinsel imbiklere sahip değil...

Olduğundan fazla görünme şarlatanlıklarının havalı pozörlükleri ve "yuttur-kaydır" kurnazlıklarının angutolojisiyle de, pek bir yerlere varılamıyor...

Türkiye'nin de, genel bir saydamlık içinde kalite kadrolarını ön plana çıkararak, kanatlarını büyütebilmesi için; yılda en az 20 milyar dolarlık global sermaye yatırımına gerek var...

Global sermaye ise yatırım yapmak için Türkiye'yi güvenceli bir ülke olarak hiç mi hiç görmüyor.

Nasıl görsün ki, bir çok gazete gibi dünkü Akşam da, manşetine Türkiye'nin -şimdiye dek hamaset demagojileriyle hep örtülmüş- gerçek röntgenini şöyle çıkarmıştı:

"Depremin üstünden tam iki yıl geçti. Ama değişen bir şey yok. Riskli bina ve okullar dayanıklı hale getirilmedi. Hırsızlardan ise hesap sorulamadı"...

Ah şu Batı... Türkiye'nin ulusal çıkarlarına hep çelme takıyor. Türkiye'nin ise kendi ulusal çıkarlarını nasıl büyük bir titizlikle koruduğu, Akşam'ın dünkü manşetiyle de belgelenmiş durumda..

Yine de enseyi karartmayın. Altaylı'nın da dediği gibi, hiç değilse "Ulusal savunma konsepti", tartışılacak bir duruma gelebildi TV'lerde... Az gelişme değildir.

www.sigortam.net


www.superbahis.com

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır