kapat
16.08.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

www.limasollu.com
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )

İyi ama eksik

Ekonomik kriz, pek çok değeri öldürdü ama şükür ki devletteki utanma duygusunu yok edemedi.

Yoksullara dağıtılmak üzere Dünya Bankası'nın 500 milyon dolarlık kredi vereceği haberine dayalı yorumlar, Afrikalılaşma benzetmeleri, moral açıdan yıpratıcı oldu ama iktidar üstünde yarattığı kamçı etkisi ile hayırlı bir sonuç da doğurdu.

Hükümet Türkiye'de ilk kez bir ekonomik programın paralelinde bir de "Sosyal program" uygulamak mecburiyetini farketti. Bu yerinde bir adımdır ve başlangıç noktası da doğru seçilmiştir.

Devlet Bakanı Hasan Gemici "Sosyal riski azaltma projesi" kapsamında ilk toplu yardımın Eylül ayında "Eğitim yardımı" olarak ihtiyaç içindeki ailelerin 1 milyon 50 bin çocuğuna yapılacağını açıkladı.

Aileler okul yönetimi-aile birliği tarafından seçilecek, öğrenci başına ödenen 50 milyon lira yardımın çocuk için kullanılıp kullanılmadığı denetlenecek, şarta uymayan aileler bundan sonraki yardımlardan yararlanamayacak.

Böylelikle yoksul ailelerin çocuklarını okutmalarını özendirme amacı, yaptırımla güçlendirilmiş olacak.

Bir aylık bir dönemde eğitim malzemesi üreten sektöre 52,5 trilyon liralık bir kaynak girişi sağlanmasının ekonomiye getireceği taze kan, olayın başka bir olumlu boyutudur.

Yerine gitmeli..
Bakan Gemici, Dünya Bankası kredisi sayesinde genişleyecek olanaklarla yoksul ailelere yapılan eğitim, sağlık, yakacak ve gıda yardımlarının bu yıl 554 trilyon liraya ulaşacağını söyledi.

Bu olumlu faaliyetin, kayırma ve hırsızlıklarla zedelenmemesi büyük önem taşıyor. Hasan Gemici'ye bu alanda da yaratıcı bir farklılık gösterme sorumluluğu düşüyor.

Türkiye'nin bir de dindar insanların, cami cemaatlerinin sahip bulunduğu olağanüstü sosyal yardımlaşma gücünü ayağa kaldırması gerekiyor.

Hıristiyan toplumlarda kiliselerin bu alandaki işlevini camilere kazandıracak sivil örgütlenmeler bizim tarihimizde Ğdaha iyisi ile- vardır. Fakat bu gelenek, dinin siyasallaştırılması, Erbakan ve tayfasının "Cihada para vermeyen Müslüman değildir" propagandası yüzünden katledilmiştir.

Toplanan paralar hayra gitmemiş, yardım etme gücüne sahip yığınlar da paralarının rejim düşmanlarına hizmet edeceğini düşünerek bu faaliyetten uzak durmuştur.

Devi uyandırmak
Bu ülke, komşusu aç yatarken huzur içinde uyumanın kendisine haram olacağına inanan insanların vatanıdır. Topluma güven kazandırıldığı takdirde ekonomik bir kriz dönemini sosyal patlamalara meydan vermeden aşmanın örnek olacak dayanışmasını Türkiye'de yaratmak mümkündür.

Tarihimiz buna tanıklık ediyor.

Yeter ki, hayır için katlanacağı fedakarlığın din sömürüsü yapan parazitler tarafından iç edilmeyeceği garantisini veren ve bunu icraatı ile gösteren bir devlet etkinliği bulunsun..

Gemici'nin başında bulunduğu bakanlık ile Diyanet İşleri Başkanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü bu alandaki sivil örgütlenmenin önünü açacak işbirliğini hayata geçirmelidir.

O zaman hem devletin yükü hafifler, hem de halkın katılımı, krizi aşmanın maddi ve manevi maliyetini azaltır.

Ve sosyal patlamayı kendi dayanışması ile önlemiş olmanın güven duygusu, kriz sonrası dönemde toplumun önemli bir sermayesi olur.

www.sigortam.net


www.superbahis.com

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır