kapat
12.08.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
HINCAL ULUÇ(uluch@sabah.com.tr )

Sevmek.. Evlenmek.. ve..

"Seni, seninle evlenmeyecek kadar çok seviyorum" demişti, Tülay German, daha gencecik bir kızdan deliler gibi aşık olduğu delikanlıdan evlenme teklifi aldığında..

Ne demek istemişti, peki..

***
Grand Kanyon'da evlenmiştik sabah Holly ile.. Arizona çölünden kırmızı mustang ile geri döndük, Phoenix'e.. Kayınvalideye veda edip, San Francisco'ya uçtuk.. Orada dünya ünlü Top Of The Mark'ta kalacağız.. Hem de benim bir yıllık maaşımla kalamayacağımız suitinde.. Lufthansa davet etmemiş olsa, yeni evli olduğumuzu öğrenince bu suit jestini yapmasa, önünden geçemem bu otelin.. Daha evvel anlattım bu öyküyü.. Çıkacağımız sabah otel müdürü odamıza geldi.. "Kurallar gereği saat 13'e kadar muhafaza edebilirsiniz odanızı.. Ama saat onda boşaltırsanız bize çok yardımcı olursunuz. Çünkü bu gece bu suite Amerika Birleşik Devletleri Başkanı yerleşecek. CIA ve FBI ajanlarının güvenlik aramaları için zamana ihtiyacımız var.."

Anlayın ne kadar lüks, ne kadar güzel bir yerde kalıyoruz. Otel San Francisco'nun tepesinde.. Panoramik pencereden ünlü San Francisco koyu ve o ünlü Golden Gate köprüsü boydan boya uzanıyor.. Olağanüstü.. Herşey olağanüstü..

Odaya girdik.. Bellboy valizleri getirip kenara koydu..

Sabah, o dünya güzeli Grand Kanyon'da güneş doğarken evleniş.. Dünyanın en güzel otellerinden birinin, en ünlü suitinde ilk gece..

Holly ile dört yıldır beraberiz aslında.. Dillere destan bir aşk öykümüz var. Herkesin gıpta ettiği..

Bellboy kapıyı kapayıp çıktı.. Holly duşa girdi.. Ben bir kenarda duran valizlere, bir pencereden görünen manzaraya baktım.. Parmağımı sıkar gibi duran yüzüğü okşadım ve..

"Oğlum Hıncal inişe geçtik" dedim..

Niye dedim, hala sebebini bulamıyor, adını koyamıyorum..

Rüya gibi dört yıl.. Rüya gibi bir nikah ve rüya gibi bir ilk gece.. Ve ben tam o anda, ilişkimizin başından itibaren ilk kez "İniş"i düşünüyorum..

Neden?..

24 saatten beri yaşadıklarım o kadar, ama o kadar güzel ki, bundan daha güzeli olamaz.. Doruktayız.. Birlikteliğimizin doruğunda.. Daha yukarısı yok.. O zaman, iniş mantıklı sonuç.. Öyle mi acaba?..

Yoksa, evlilik, evli olmak, aşkı, coşkuyu öldürüyor mu?..

Galiba ikisinden de biraz var..

O 29 mayıs, birlikteliğimizin doruğuydu gerçekten..

Ama evlilik de, birlikteliği güzel yapan, o küçük güzelliklerin süpürücüsü..

Garip bir duygu bu..

Evli değilken, onun sahibi olduğunuzu düşünmüyorsunuz. Mülkünüz değil.. Tapusu sizde yok.. Yani bu iki taraf için de gerekli..

Yani onu her an kaybedebilirsiniz.. Yani her an tetikte olmanız gerek.. Ve de sevginizi her an göstermeniz..

Holly küçük güzelliklerin nasıl bir ustasıydı.. Bana da o öğretti zaten..

O erken kalkıp işe giderdi ben uyurken..

Kalktığımda bir minik kağıtta bir sevgi notu bulurdum yastıkta..

Ya da salonda, buzlu bir bardakta portakal suyu.. Yanında gene minik sevgi sözcükleri.. Ya da, o zaman bilgisayar dili olmadığı halde.. O O O harfleri.. Yani "Seni sımsıkı kucaklarım.." Ve.. X X X'lar.. Onlarca.. "Seni öper, öper, öperim.."

Eve gelirken, bir demet kır çiçeği almak gelirdi içimden, çoğu zaman..

Farkına varmazdık ama, bu hergün, her an karşılıklı tekrarlanan minik sürprizlerdi hayatımızı bu kadar güzelleştiren, sevgimizi bu kadar yoğunlaştıran..

Evlendik..

Birisi geldi, o minik güzellikleri bıçak gibi kesti attı..

Ne Holly'de kaldı, ne bende..

Niye?..

Artık kaybetme korkumuz kalmadı da ondan mı?..

"Artık benim" dedik ondan mı?..

Evlenerek birbirimize ne kadar bağlı olduğumuzu kanıtladık, artık o küçük güzelliklere ihtiyacımız kalmadı da ondan mı?..

Ne aptallık..

San Francisco'da evlendiğimiz gün başlayan iniş, hızla devam etti.. Ve sonunda koptuk..

Zaman zaman düşünürüm..

Holly bana "Seni, seninle evlenmeyecek kadar çok seviyorum" deseydi, eğer, bugün hala beraber olur muyduk?.

Peki, Tülay, Mario'ya dedi de ne oldu?..

Bu konuyu daha çok konuşmamız gerek..

Hakan&Utku'dan Tatil Keyfi

Yenilikçileri Tanıyalım!
Neden yenilikçilik?

Yenilikçilik bir kod isim. Kelimenin kullanılmayan bir de başı var. Şöyle ki; Takiyenilikçiler.

Hakikaten yeniler mi?

New York kadar yeniler.

Yenilikçilerin ruhani lideri Tayyip Erdoğan kimdir?

Şiirler okuyarak memleket meselelerine işaret eden, orta sahada çok iyi topa basan bir nevi derviştir. Doğar doğmaz takiye yapmış ve ailesinin onu uzun zaman kız çocuğu zannetmesini sağlamıştır. Minareleri süngüye benzettiği için bir süre tedavi görmüştür.

Yenilikçiler Rahmi Koç'un da merak ettiği 1 Milyar Doları nereden bulmuş olabilir?

Hoca'nın altınlarından dökülenleri toplayıp satmış olabilirler. Belki de Tansu bacının ana yadigarı çıkınını bulmuşlardır.

Başka hangi flaş isimler yakında Yenilikçiler'e katılabilir?

Yıllardır Tom'un zulmünden çok çeken Jerry, Çelik Bilek'in arkasındaki teorisyen Profesör Oklitus ve Galatasaray'ın bir türlü satamadığı Jardel düşünülen isimlerden bazıları.

Erdoğan neden futbolcu olmadı?
Haşemalarla (paçalı don) futbol oynamak rahat olmadığı için.

Erdoğan Futbol Federasyonu Başkanı olsa, birinci ligin yeni adı süper lig yerine ne olurdu?

Yeniligciler

Ateistler futbol takımı kursa Erdoğan'ın tepkisi ne olurdu?

Allahını seven tutmasın.

Erbakan'la Erdoğan arasındaki benzerlik nedir?

İkisinin de soyadı Er'le başlıyor ve ikisi de Er'leri çok kızdırıyor.

Erbakan'la Erdoğan arasındaki en temel fark nedir?

Erdoğan takunya yerine sandalet giyiyor, kadayıfı altı kızarmış sevmiyor, hatta daha çok profiterole takılıyor.

Yenilikçiler ev hanımlarının oyunu nasıl almayı planlıyor?

Mahalle aralarında gün boyu gezip "yenici geldi hanııım!!" şeklinde bağırarak

Meral Akşener Yenilikçilerden neden ayrıldı?

Ya politik miyop olduğu için (Uzaktan bakınca yenilikçileri net göremedi. Yakına gelince gerçeği gördü.) Ya da umduğunu değil bulduğunu yemek işine gelmediği için.

Tayyip Erdoğan neden yeni bir parti kuruyor?

Bir reklamla anlatalım. Tayyip Erdoğan 2001... Hapisten yeni çıkmışım. Herkes peşimde... Ben Yenilikçiler'i seçtim. Neden derseniz. nedeni gayet basit... Tamaaamen duygusaaaaal...

Yenilikçilik yerine hangi isim daha uygun olurdu?

Ümit Milli Görüş, Şeriat-Light, Kinci Cumhuriyetçiler, Yeni Formüllü Arap sabunu.

hakanutku@hotmail.com

Pazar Neşesi
Bu hafta Pazar neşemiz Yıldırım Tuna'dan.. Ahmed sarayın hizmetkarlarından biri.. Yıllardır Kraliçeyi görür ve onun göğüslerine hayran olurmuş.. Artık bir saplantı halini almış Kraliçenin göğüslerine dokunmak, öpmek.. Tüm cesaretini toplayıp haremağasına açılmış..

"Bana sultanın memelerini koklat.. Ömür boyu biriktirdiğim bin altın senin" demiş..

Harem ağasının aklı yatmıs bu karlı işe..

Kenar mahallelerde tanıdığı bir simyacı, büyücü karşımı bir kadın varmış.. Ona gidip bir losyon hazırlatmış ve bu losyonu, sultanın o gün banyodan sonra giyeceği korsaya iyice sürmüş..

Sultan çıplak tenine korsayı takınca, losyon etkisini hemen göstermiş. Memeleri yangın yeri gibi yanmaya başlamış.. Saray doktorları merhemlerle, ilaçlarla çare bulamamışlar.. Sultan acıdan, kaşıntıdan, yanmadan ölecek..

Harem ağası ortaya cıkmış ve padişaha "Saray hizmetkarlarından Ahmet, derdinize derman olabilir. Onun salyası, herşeye iyi geliyor. Tek çare, Ahmed'in dili.. Kraliçemizi ancak o kurtarır, eğer izin verirseniz" demiş.. Padişah çaresiz çağırmış Ahmed'i hareme.. Ahmed bir saate yakın sultanla yalnız kalıp muradına ermiş... Ne var ki söz verdiği halde 1000 altını harem ağasına vermeye yanaşmamış.. "Bu olayı açıklarsan ikimizin de kellesi gider. Bunu göze alamazsın.. Hadi bakalım, çek arabanı" demiş, haremağasına..

Çok kızmış harem ağası.. Öyle kızmış ki.. Ertesi gün aynı yakıcı losyonu padişahın, banyodan sonra giyeceği donuna iki kat sürmüş..

SEVDİĞİM LAFLAR
Eti tadan köpek, artık kuru ekmeğe dönmez.

Ahmet Haşim

BİZİM DUVAR
Balayına resmi temas dersek gerdek gecesine ne diyeceğiz?

Hakan&Utku

Değişim!..
Seni değiştirmek istemiyorum. Çünkü sen, senin için iyi olanı benden daha iyi bilirsin.

Senin de beni değiştirmeni istemiyorum.

Beni olduğum gibi kabul et ve saygı göster.

Bu yolla, çok daha sağlıklı bir ilişki kurarız.

Çünkü bu ilişki, hayallere değil,

Gerçeklere dayanacaktır!..

(Susan P. Schutz'un dizeleri için, Işıl Diler'e teşekkürlerimle..)

www.sigortam.net


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır