kapat
12.08.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

GREENCARD
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
ÇETİN ALTAN(caltan@sabah.com.tr )

Protokolün önemini lütfen unutmayalım arkadaşlar!

Belediye başkanlarından biri, Ercüment Ekrem'in bir romanından esinlenerek, genel bir tuvalet yaptırmış kasabaya...

Genel tuvaletin açılış töreninde protokol tartışması başlamış; tuvalete ilk önce kimler girip işeyecek, diye..

Sivil-asker bürokratlar:

- Önce bizim işememiz gerek, diyorlarmış; biz devleti temsil ediyoruz.

Bir kaç milletvekili de:

- Hayır, diyorlarmış, önce bizim işememiz gerek, biz milleti temsil ediyoruz...

O sırada uçkurları elinde sıradan bir vatandaş çıkagelmiş:

- Bırakın önce ben işeyeyim, demiş, çok sıkıştım...

Tartışma büyür gibi olmuş...

Derken güngörmüş bir Bektaşi çıkmış ortaya; sivil-asker bürokratlara:

- Siz demiş, madem devleti temsil ettiğinizi iddia ediyorsunuz; tıpkı kanınızın son damlasına kadarını olduğu gibi, sidiğinizin de son damlasına kadarını daha yüksek amaçlar için harcamalısınız. Bırakın, herkesten önce işemeyi, şu küçük belediye helasına da...

Sonra milletvekillerine dönmüş:

- Sizin de, demiş; işeyecek çok yeriniz var; ister gidip, komisyonların içine işersiniz; ister gidip, partilerinizin içine... "İlle buraya da önce biz işeceyeceğiz" diye musallat olmayan şu belediye helasına.

Ve tuvaleti yaptırmış olan belediye başkanına:

- Sen gir işe önce, demiş. Bu şeref senin...

Ama Belediye Başkanı hemen nutuk söylemeye başlamış:

- Aziz vatandaşlar, ülkenin kalkınması, tuvalet yapımından geçer. Tuvalet sorununu çözememiş bir demokraside, insanlar sıkıştıkları zaman, rahatça işeyebilme özgürlüklerini kullanamazlar. Ne mutlu bize ki, belediyemiz çağdaşlaşma yolunda ilk adımı atmış bulunuyor.

Şimdi yeni tuvaletimize giriyor ve yürekleri mert, bakışları sert tüm vatandaşlarım adına gururla işiyorum. Var olun, sağ olun.

Uçkurları elindeki sıradan vatandaş da, belediye başkanının peşinden koşmak istemiş helaya...

Görevliler durdurmuşlar kendisini:

- Bekle biraz, henüz tören bitmedi, protokol devam ediyor, demişler.

Güngörmüş Bektaşi, sıradan vatandaşa yaklaşmış:

- Oğlum, demiş, ne de olsa burası resmi bir kenef... Resmi yerlerin içine, büyüklerimiz işer önce...

Sıradan vatandaş sormuş:

- Ya ben ne yapacağım?

- Sen de altına yapacaksın... Her zamanki gibi...

- Baba erenler bu ne biçim demokrasi?

- Şükret ki yine, helayı kullanmaya özeniyorlar. Eskiden olsa, protokol sırasıyla önce senin ağzına sıçarlardı..

Nasreddin Hoca'ya sormuşlar:

- Protokole meraklı bir devlet büyüğü; elinde avuç içi kadar bir çaputla, çöl ortasında kazara çırılçıplak kalırsa, önce önünü mü kapamalı, yoksa arkasını mı?

Hoca:

- Arkasını, demiş.

- Neden?

- Çünkü protokole meraklı bir devlet büyüğünün, büyüklüğü bitiverir götü göründüğü zaman...

Türkiye'de çok sık görünmeye başladı "Ufo"lar...

Söylentilere göre Türkiye'ye gelen "Ufo"lardan biri, şöyle bir rapor göndermiş kendi planetine:

"Ekonomi açısından da, hukuk açışından da, çağdaşlık açısından da, tam bir lağım çukurunun içine düşmüşler. Durmadan çırpına çırpına ağızlarını oynatıyorlar. Uzaktan bakıldığında, hepsi de bok yiyor sanıyorsun. Bilimsel bir inceleme yapıldığında ise anlaşılıyor ki, hepsi bok yemiyor; yarısı da sakız çiğniyor. Ama hep aynı sıkızı..."

www.sigortam.net


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır