Aydın Örs "İtalya yenilgisi planları bozmaz" diyor .Lütfen öyle olsun ve şampiyonluk hesaplarımız bozulmasın. Bir de tabii bozulmayacak planların doğru planlar olması konusu var . Artık genel planlamayı tartışacak zaman değil. Hedefe kilitlendik, milli takımın moralini yüksek tutmak adına, boğazımızı dokuz boğum eyledik, sadece kısa vadede üstesinden gelebileceğimiz, birkaç antrenmanda düzelebilecek hataları vurgulamakla yetinmek gerek bu aşamada;
* Topu daha hızlı koşturup, maç başına kullanılan top sayısını arttırmalıyız. Böylece hareket halinde, kora kor oynamayı seven yıldız skorerlerimiz (İbrahim, Harun, Haluk.vb..) daha fazla sayı üretme olanağı bulurlar ve 'sete set'te olduğu gibi sıkışıp kalmazlar.(bkz. İtalya'nın hücum ritmi ve Andrea Meneghin'in olumlu kullanımı.)
* Efektif hızlı hücum savunma ribaundu ile başlar.Uzunların potalara hakim olmaları sağlanmalı. Hazır onlardan bahsetmişken Hüseyin, Mehmet Okur ve Asım pota dibinde sırtı dönük, çakılı post olarak etkili olamıyorlar, flash post denilen şekilde, üç saniye koridorunu topa doğru kat ederek kullanmaları daha vurucu olacak. Şu hiçbir derde deva olamayan, anlamsız dış adama tarlada perdeleme yaparak hakem masasına devrilme işine de bir son verin. Asım topla yürüme rekoru kırdı sırf bu yüzden. Üstelik beraberlerinde getirdikleri savunma oyuncusu ile skorer oyuncuya ayak bağı oluyorlar.(bkz. İtalya'nın uzunlarını olumlu kullanımı)
* Örs'ün bir anlamda özdeşleştiği bölgesel savunma (zone) İtalya maçında çok gedik verdi. Hoş dış atışlarda yüzdeli oynayan rakibe zone yapmak hangi akla hizmetti onu da anlayamadık ya. Bu arada İtalya'nın zone'a hızlı top çeviriş ve hücum şekli de örnek oluşturacak mükemmeliyetteydi.
* Son maç da -ki o ilk ciddi sınavımızdı- biz Kerem mi, Orhun mu yoksa Murat mı baskılı savunma karşısında daha iyi oyun kuramıyor arayışı içerisindeyken İtalya, driplingle topa basıp sağa sola oyuncu gönderen oyun kurucusu olmaksızın, iki pasta skorerini en iyi atış yaptığı yerde topla buluşturuyordu. Yoksa modern basketbol böyle mi oynanıyor ne dersiniz? Şaka bir yana, bizim guard'lara, onlardan içeri ve skorerlere asist yapmalarını beklediğimizi, bunun şampiyonluk yolunda milli takıma yapacakları en büyük hayır olduğunu anlatmak gerek.
Buraya kadar basketbol adına tüm olumlu örneklemeler Bogdan Tanyeviç'in yeniden yarattığı son şampiyon İtalya'dan geldi. Kim bu Tanyeviç? SABAH arşivleri şahidim. 1.5 yıl önce eşzamanlı olarak, "EFES/Milli Takım antrenörlüğü için olsa çok iyi olur" diye önerdiğim isim. Efes'in 300 bin doları fazla bulması nedeniyle kaçan bir fırsattı bu, ve olsaydı şimdi EFES Avrupa Şampiyonu'ydu, Mili Takım ise Avrupa Şampiyonluğu'na daha yakın.
Magazin
