F.Bahçe bu yıl transferde çok olumlu işler yaptı. Glasgow Rangers maçında da fevkalâde oynadılar. Doğrusu Mustafa Denizli'nin taktiği ve saha kenarından takımı yönetmesi mükemmeldi. Kennet Andersson belli ki hazır olmadığı için yedekti. Nerede geçen sezonki Andersson, nerede bu sezonki soru işareti. Belki sakat belki de iyi hazırlanamadı. Ama karakteri mükemmel olan ve kendisini kanıtlamış bir oyuncuyu şimdiden kesip atmak olmaz. Bence biraz beklemek lazım.
F.Bahçe'nin yeni transferlerinden Hakan ve Oktay çok önemli oyuncular. Onların gelişiyle forvet ve orta sahada büyük rekabet olacak. Ceyhun, Ali Akdeniz ve Ümit Özat da gayet iyiler. Özellikle Ümit Özat 40 yıllık Fenerli gibi. Bence hem geçen sezonki takımın korunması, hem de yeni takviyelerle F.Bahçe bu sezon da ligin favorisidir. Futbolun bir cilvesi ile karşılaşmazsa, Rangers'ı da yüzde yüz eleyip Şampiyonlar Ligi'ne girer.
Mustafa Denizli'nin kendine has bir tarzı var. Bunu ben de dahil, birçoğumuz çözemedik. Yıllardır arkadaş olduğumuz halde, fazla konuşan bir insan olmadığı için de galiba onu çözemeyeceğiz.
Fatih Terim'in tarzı ve takımı yönetmesi neyse, Mustafa Denizli'nin tarzı ve yönetimi de o kadar önemlidir. Denizli'nin hem kişiliğine hem de futbol adamlığına saygı duyuyorum. F.Bahçe'nin her maç iskelet kadrosu ile oynamadığı doğrudur. Çünkü, Denizli her hafta rakibe göre takım yapıyor. Bu da bana göre çok önemli bir özelliktir. Zannediyorum birçok kimse bunun farkında değil.
Denizli'ye geçen sezonki gibi istediğini yapma şansı verilirse, bu yıl da başarı kesindir. Bir futbol takımında arkadaşlık ve disiplin çok önemlidir ve bu da F.Bahçe'de kesinlikle var. Samandıra Tesisleri bir askeri kışla gibi, kuş uçurtulmuyor.
Maraton tribününün yıkılması ise şimdilik bir dezavantajdır. Ama o bölüm yönetim tarafından akustik bir hale getirilirse seyircinin katkısı rakip takımları etkileyecektir. Ve zannediyorum bunu bugünkü Samsunspor maçında göremesek bile, en azından Rangers ile oynanacak rövanş maçında göreceğimizden eminim.
Magazin
