kapat
04.08.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

www.limasollu.com
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

www.euronet-tr.com
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
METİN MÜNİR(mmunir@sabah.com.tr )

Korku en iyi bekçidir

Son romanı kısa bir sürede 100.000 satan Ahmet Altan'ın yazarlık dışında ikinci bir full time meşgalesi daha var: Sanıklık.

Bu ırsi bir şey olabilir mi?

Babası Çetin Altan'ın hayatında da mahkemeler ve hapishaneler önemli bir yer tutuyor.

Ahmet Altan daha hapishaneye girmedi ve inşallah girmez de. Ama, belli olmaz çünkü yazarlarına ödül yerine hapis cezası verme alışkanlığı olan bir ülkede yaşıyoruz.

Bu sene, tesadüfen, "sansürün kaldırılışının" yıldönümü ile Avukat Gülçin Çaylıgil'in savunduğu Ahmet Altan için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde, Türkiye'nin uzlaşma teklifi ettiği haberi aynı güne rastladı. (Merhaba, Gülçin Hanım! Merak etmeyin. Paranızı unutmadım.)

Altan 1995 yılında Milliyet gazetesinde yazdığı "Atakürt" başlıklı bir yazıdan dolayı birbuçuk yıl hapse mahkum olmuştu. Cezası, aynı suçtan beş yıl içerisinde bir daha mahkum olmamak şartı ile ertelendi. Yazının çıktığı gün de Milliyet Gazetesi'nden kovuldu.

Çaylıgil Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurdu. Mahkeme davaya bakmaya karar verdi. Türkiye uzlaşma talep etti ve Altan'a 30.000 frank ödemeyi kabul etti. Diğer bir anlatımla, mahkum olacağını anlayan devlet, kısa yoldan haksız olduğunu ve dava sonunda ödeyeceği tazminatı önceden ödemeyi kabul etti.

Ama konu burada kapanmıyor. Açılıyor. Altan aleyhinde benzer suçlamalarla açılmış beş dava daha var. Altan, Ceza Kanunu'nun meşhur 159'uncu maddesi uyarınca "ordunun manevi şahsiyetini tahkir etmekle" suçlanıyor. Bütün davalarında mahkum olursa 30 yıl hapse mahkum olacak.

Mahkum olursafgene Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuracak ve Türkiye gene, büyük bir olasılıkla, para cezası ödeyecek. Çünkü davalar tıpatıp birbirine benziyor. O zaman, Avrupa Mahkemesinden döneceği nerdeyse kesin olan bir davayı yürütmenin mantığı ne?

Avrupa Mahkemesi'nin kararı Türkiye'de verilmiş mahkumiyet kararlarını ortadan kaldırmıyor. Yani, Türkiye Altan aleyhinde verilmiş olan kararın yanlış olduğunu kabul ettiği halde mahkumiyet kararı ortadan kalkmıyor. "Para benim değil mi kardeşim," diyor Türkiye bir anlamda. "Paracıkları öderim, istediğimi de yaparım."

Türkiye'de yazarlık yüksek riskli bir meslektir.

Birisi bana bu olayı şu şekilde açıkladı: Türkiye'de resmi ideolojinin matbaasından çıkmayan birşey yazdın mı,fbirilerinin av sahasına giriyorsun. Ama sana ateş açacaklar mı, açmayacaklar mı, bilemezsin. Açtılarsa, niyetleri seni vurmak mı yoksa korkutmak mı (çünkü korkunun en iyi bekçi olduğunu biliyorlar) onu da bilemezsin.

Hayatın böyle geçer.

Değer mi, değmez mi bilmiyorum Ahmet kardeş. Babacığına sor.

www.sigortam.net


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır