kapat
04.08.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

www.limasollu.com
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

www.euronet-tr.com
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
YAVUZ DONAT

Ertuğrul Yalçınbayır

Ertuğrul Yalçınbayır. Bursa Milletvekili. 1999'da "ANAP'tan seçildi."

Geçtiğimiz günlerde "partisinden istifa etti."

"Recep Tayyip Erdoğan hareketine" katıldı.

Yalçınbayır ile dün saat 15.00'te konuştuk.

***
- Sayın Yalçınbayır... Meral Hanım geri çekildi... Siz ne durumdasınız?

- Yok, yok, yerimdeyim... Buradan kopmuyorum.

- Meral Hanım neden çekildi?

- Endişelerini biliyorum... Kuracağımız parti, Fazilet'in bir başka versiyonu olmamalı... Bunu göstermemiz lazım.

- Gösterebilecek misiniz?

- Bu iş lafla olmaz... İçerik olarak... İmaj olarak göstermeliyiz.

- Şu andaki durum nedir?

- Eğer yeni parti isek, yeni anlayış gerekir.

- Yeni anlayış derken... Özellikle "neleri" vurgulamak istersiniz?

- Anayasa'ya, Anayasa Mahkemesi kararlarına, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne uygun bir üslup... Uygun bir yapılanma.

- Bugün, bu bahsettiğiniz ilkelere uyuluyor mu?

- Uymak için bir niyet var... Hassasiyet var.

- Ertuğrul Bey... Afyon'daki "kampa" gelenler...

- Gelenlerin hepsi de kurucu olmayacak.

- Kimler kurucu olacak?

- Yeni bir oluşum demek, Faziletliler'in ağırlıkta olmadığı bir yapılanma demektir... Anlayış olarak, mesaj olarak bu verilmeli.

- Verilebiliyor mu?

- Yavuz Bey, şu safha çok çok önemli... Şu safhada değişim mesajını verebilmek şart... Şekil olarak değil, öz olarak... Aksi halde topluma nasıl güven aşılayabiliriz.

- Meral Hanım'a ne diyorsunuz?

- Endişelerini biliyorum.

- Endişeleri neden giderilemedi?

- Giderilebilirdi... Giderilmeliydi... Bir parti kurulacaksa, ana temel, özgürlük olmalı... Lider sultası sona ermeli... Performansa dayalı siyasete geçilmeli.

- Yapabilecek misiniz?

- Yapılabileceğini düşünüyorum... Ve fikir olarak da katkıda bulunmak istiyorum.

KONGRE
Şu Mustafa Taşar gerçekten bir alem.

Dün kongreyi konuşuyorduk.

Dedi ki:

- Sizi "dublörünüzle" tanıştırayım mı?

"Dublör" mü dedik:

- Dublör, filmlerde olur.

Taşar güldü:

- Kongrede de olur... Maksat, yazarlarımızı kongre salonunda, ayakta bırakmamak.

***
Salonda, protokol bölümünde "yazarlara" yer ayrılmış.

Ama kalabalıkta kim boş yer bulursa oturur... Eskiden olduğu gibi.

Bu nedenle de...

Kimi yazar "ayakta kalır."

Kimi de "bulduğu yere ilişir."

Taşar:

- İşte bu defa, böyle olmasını istemiyoruz... Bu nedenle her yazar için bir "dublör" görevlendirdik... Her dublörün yakasında, bir yazarın adı yazılı... Dublör, önceden gelip, yazara ayrılan koltuğa oturacak... Yazar, salona girince... Dublör kalkacak, yazarımızı yerine oturtacak... Gelin sizi dublörünüz ile tanıştırayım.

***
Dün konuştuğumuzda Mustafa Taşar "kongre salonunda" son hazırlıkları denetliyordu.

Ve sağa, sola emirler yağdırıyordu:

- Şuraya, şu pankartı asın... Yepyeni bir gelecek, ANAP'la gelecek.

Ardından bir emir daha:

- Salonda sigara içmek yasaktır... Mesut Yılmaz dahil.

Üçüncü emir:

- Salonun dışına "çadır restoran" kurulsun... Delegelere "sıcak yemek" verilsin.

Sonra "bize" döndü:

- Sizler misafirsiniz... Misafirlere "kumanya" hazırlatıyorum.

Sorduk:

- Bu işler tamam da... Kongreyi kim alacak?

Taşar hemen bir "kaset" uzattı:

- Dinle... Anlarsın.

Dinledik.

"Arım, balım peteğim" şarkısının, "Mesut Yılmaz'a uyarlanmış" biçimi.

***
Bir ara Taşar kulağımıza eğildi:

- Size çok önemli, çok özel bir haber vereceğim.

- Nedir?

Taşar'ın yanıtı "komşu partiye" atılan bir koca taş:

- Kongrede Mesut Bey'in karşısına çıkan adaylar var ya... Hepsine de konuşma hakkı vereceğiz.

MERAL AKŞENER
- Sayın Meral Akşener... Neler oldu?.. Neden oldu?

- Türkiye'de, mevcut siyasi yapıyı reddeden geniş bir kitle var... Ayrıca ekonomik sorunlar tırmanıyor... Sonuç olarak, sosyal bir patlamanın ipuçlarını görüyorum.

- Bunun için mi "Recep Tayyip Erdoğan hareketine" katılmıştınız?

- Şunu düşünerek katılmıştım... Acaba, Türkiye'nin önüne bir umut koyabilir miyiz?

- Sonra?

- Burada bir hususun altını çizmek istiyorum... Recep Tayyip Bey'in henüz yasağı kalkmamışken adım attım... Yani bir hesaba, kitaba dayalı değil.

- Recep Tayyip Bey'le başlangıçta ne konuştunuz?

- Onlarla üç temel konuda anlaştık... Katılımcı demokrasi, kollektif akıl ve birlikte karar.

- Ve yola koyuldunuz.

- Evet... Toplumdan büyük bir teveccüh oldu.

- Sizi o hareketten kopma noktasına getiren gelişmeler neler?

- Şahsi hiçbir talebim sözkonusu değil... İçişleri Bakanlığı yaptım... DYP Genel Başkan Yardımcılığı'ndan kendi isteğimle ayrıldım... Sorun kişisel değil.

- Öyleyse nedir?

- Kurucular Kurulu'nun hazırlanış biçimi... Yani mantığa karşıyım.

- Kurucular Kurulu'nda olmasını veya olmamasını istediğiniz isimler var mıydı?

- Konu isim değil... Kurucular Kurulu'nu tanımıyorum ki, isimlere itiraz edeyim... Benim onlardan kopuşum tamamen prensip meselesi... Yani... Aramızda büyük bir anlayış farkı var.

- Hayal kırıklığına uğradınız.

- Türkiye'nin önüne bir umut koyabilmenin yolu geniş açılım... Güçlü seçenek... Ben bunu göremediğim için, bıraktım.

- Onlara ne söylediniz?

- Yavuz Bey, başlangıçta bazı hususlar yüksek sesle ortaya kondu... Ama bunlar eyleme dönüşmüyor ki.

- Meral Hanım yani değişmiyorlar mı?

- Ben DYP'den neden ayrıldım?.. Yönetim anlayışına itiraz ettiğim için... Allah şahittir hiçbir hesabım yok... İkna edilebilecek bir insanım... Ama başlangıçta konuşulanlar ile sonra olanlar farklı.

- Meral Hanım, tekrar soruyorum, hiç değişmemişler mi?

- Yorum yapmak istemiyorum... Şu kadarını söyleyeyim, yorumu siz yapın... Sözler güzel, somut adım yok. Biz bu harekete başlarken şunu konuşmuştuk... Eski partilerimizdeki hastalıklar, arızalar burada olmayacaktı... Ama baktım ki... Durum farklı... Bıraktım.

www.sigortam.net


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır