Politikanın donu, majiskül bir "YALAN"dır. Ekonomik kriz, politikanın donsuz görüntüsünden başka bir şey değildir.
"Takke düştü kel göründü" örneği, şöyle de diyebilirsiniz:
- Don düştü, kriz göründü...
"Saydamlık"la "ekonomik kriz" ters orantılıdır.Birincisi ne kadar küçülürse, ikincisi de o kadar büyür.
Tarih boyunca tartışıla gelmiş bir konu: - Politikada yalanın da bir sınırı var mıdır, yok mudur?
Politikada, belki yalanın da bir sınırı vardır; ama ahmaklığın sınırı yoktur.
Ve ekonomik kriz nasıl doğar bilir misiniz?
Politikacılar, sınırsız bir ahmaklığın koynuna girip, onu da becermeye kalktıklarında...
Ekonomik krizlerin doğumunda; ebeliği şarlatanlık, sahterarlık ve avantacılık yapar.
İktidara gelmiş politikacıların, devlet kadrolarına mesleksiz yandaşlarını yerleştirmeleri gibi..
İki doktorlu, tek eczaneli küçük bir kasabacıkda; her iki doktorcuğun da, hastalarına gereksiz ilaçlar yazıp, eczaneden belirli bir komisyon almaları gibi...
Kaçak gecekonduları, çürük apartmanlara dönüştüren yapsatcılardan, bazı belediye elemanlarının yüklü avantalar sağlamaları gibi...
Politikacıları; beyninden çok ağzı çalışan adam, diye tanımlarlar...
Ancak bu çalışkanlığın; konuşurlarken mi, yoksa bir şeyler yerlerken mi ortaya çıktığı tam belirlenememiştir.
Ve ekonomik kriz, çözümleyivermiştir bu bilinmezi de:
Hem konuşurlarken, hem de bir şeyler yerlerken...
Ekonomik krize sormuşlar:- Zengin olmak için, çalışmak yeterli midir?
-Hayatınızı kazanmak için çalımak yeterlidir; ama zengin olmak istiyorsanız, çok daha başka şeyler yapmanız gerekir..
-Ya çalışmak yerine, çok daha başka şeyler yaparak zengin olmaya herkes özenmeye başlarsa?
-Ben de işte ortaya, tam o zaman çıkarım.
Ekonomik krize yine sormuşlar: - Sinsi talanlar mutluluk yaratır mı? - Mutluluğu bilmem ama, beni yarattığı kesindir.
Talancılar olmasa, yalancılar da olmasa; ekonomik kriz olmazdı. Ne var ki, o zaman politikacılar da olmazdı.
Voltaire der ki:- Kralların Bakanlar'ıyla olan ilişkileri; boynuzlu kocaların, karılarıyla olan ilişkisine benzer; ne olup bittiğini hiçbir zaman bilemezler...
Şimdi artık egemenlik, kayıtsız şartsız milletin; kralların değil. Ancak krallar zamanındaki durum; egemenlik milletin eline geçtikten sonra, değişmiş değil..
Yani şimdi de millet, ne olup bittiğini hiçbir zaman bilemiyor.
Sadece sonucun ne olduğunu biliyor:
Ekonomik kriz!
Başka bir deyimle, politikanın donsuz görünümü...