kapat
29.07.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

banner
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

www.euronet-tr.com
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
ABDURRAHMAN YILDIRIM(yildirim@sabah.com.tr )

Dolarizasyonun resmidir

Doların 1.5 milyon lirayı geçtiği 17 Temmuz günü Hazine'nin yaptığı 8 aylık ihaleye 222 trilyon talep gelmiş ve yüzde 105 faizden ancak 45.9 trilyonluk kağıt satılmıştı. Döviz kurundaki fırlama, minumum 300 trilyon olarak programlanan Hazine borçlanmasını baltalamıştı. Kurdaki bu belirsizlik karşısında bankalar ve para sahipleri Hazine'ye borç vermekten imtina etmişti.

Bu hafta yapılan ihaleye ortamın ve kurların sakinleşmesinden, vadenin de üç aya inmesinden dolayı yeterli talep geldi.

Ancak daha ilginci, dün Hazine'nin ilk kez açtığı döviz cinsi bir yıllık tahvillere olan olağanüstü ilgiydi. 500 milyon dolarlık satışın yapılacağı ihaleye bunun dört katı talep geldi. Türk Lirası'na dönüşü teşvik edici tedbirlerin açıklanmasıyla çakışan bu döviz ihalesi mali sistemdeki, ekonomideki ve toplumdaki dolarlaşma hevesini yansıtması bakımından çok önemli bir test niteliğindeydi. Bu testi geçemedik.

* Kur korkusu- Çünkü, ülke aynı ülke. Hükümet aynı hükümet. Siyasilerde bir değişme yok. Kağıdı çıkaran Hazine aynı Hazine. Geri ödeme riski varsa döviz kağıdında da var. Devlet konsolidasyon yaparsa dövizli kağıtların bundan muaf tutulacağının hiçbir garantisi yok. Üstelik dün satılan döviz kağıdının vadesi, geçen hafta satılan TL kağıdının vadesinden daha uzun. Kağıtları alan yine aynı banka sistemi. Tek değişen kur riski. Satılan döviz kağıtlarında kur riski Hazine'nin üzerinde. Satılan TL bono ve tahvillerde ise kur riski alıcıların üzerinde. Korkulan ve üstlenilmek istenmeyen, Hazine'yi zaman zaman borçlanamaz duruma getiren hep kur korkusu.

* Sistemin yarısı dolar- Yani kurun yukarı doğru dalgalandığı zamanlarda Hazine kur riskinden dolayı kağıt satamıyor. Kur aşağılara geldiği zaman da piyasa yeniden yükselirse korkusuyla TL kağıdına mesafeli duruyor.

Dolar kağıdı ortaya çıkınca da hücum ediyor.

Bütün bunların sonucunda mali sistemdeki dolarlaşma hızla ilerliyor. Daha altı ay önce mali sistemdeki parasal büyüklüğün yüzde 39'u döviz hesaplarından oluşurken şimdi bu oran yüzde 49'a çıktı. Repoyu, dolaşımdaki parayı, vadeli ve vadesiz mevduatı da kapsayan tüm TL varlıkların oranı ise yüzde 61'den yüzde 51'e geriledi.

* TL'ye darbe- Hafta içinde TL'ye dönüş ve vadeyi uzatma konusunda alınan önlemlerin ne sonuç vereceğini zaman içinde göreceğiz. Ancak bu tabloyu değiştirecek boyutta bir teşvik olmadığı söylenebilir.

Kaldı ki Hazine'nin döviz kağıdıyla borçlanma ihalesi alınan bu önlemle çelişiyor. Hazine TL üzerinden zor, döviz üzerinden kolay borçlanıyorsa, bu Hazine'nin her sıkıştığında başvuracağı bir yöntem olabilir. Hazine dolar kağıdı çıkardıkça sistem bunu alır ve dolar toplamaya devam eder. Giderek TL kullanımı azalır.

* İyi haber gereği- Hem kur rejimini yürütmede hem de Hazine borçlarını çevirmede sıkışmamak için geriye tek alternatif kalıyor: Dolarizasyon eğilimini kırmak. Bu da, enflasyonun düşürülmesi, dış açığın azaltılması, yapısal önlemlerin alınmasıyla zaman içinde halkın ikna edilmesi ve topluma güven verilmesiyle olabilir. Dış açık konusunda iyi gelişmeler var. Aynı gelişme enflasyonda yok. Yapısal önlemlerin sonuç vermesi de biraz zaman alacak.

O zamana kadar köprüyü ancak iyi haberlerle geçebiliriz. Bu da, Hükümet'in reform niteliğinde icraatlara, ekonomik, sosyal ve hukuksal reformlara yönelmesini gerektiriyor. Hükümet böyle yaparsa ancak yeni bir umut yaratabilir, toplumun ve piyasaların nabzını tutabilir.

* Sonuç- "Yeteri kadar nedeniniz varsa her şeyi yapabilirsiniz" Jim Rohn


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır