Müjde! Bu iş beni çok yordu ama en sonunda Türkiye'yi daha çabuk batırmanın yolunu buldum.
Buna, özetle, "Süleyman Abi Formülü," diyebiliriz.
Tamam tamam, biliyorum. "İktidardakiler zaten batırıyor, patladın mı?" diyeceksiniz.
Kusura bakmayın. Ben bekleyemeyeceğim. Sinirlerim laçka oldu. Ne olacaksa bir an önce olsun.
Kabul ediyorum. Krizlerin meydana getirilmesinde ve çözülememesinde mevcut ekibin fedakârlığını inkâr etmek nankörlük olur.
Ama... Nasıl söyleyim... Bunlar bir türlü "diet" versiyonu, be canım! "Batırma Light" gibi bir şey yani.
A takımı dururken, neden bu oyunu bir tür "ümit" karması ile oynayalım?
Şimşek kafamda birdenbire, geçenlerde Süleyman Demirel'i ekranda görünce çaktı.
Demirel acele seçim istiyordu. Hizmete hazırdı. "Acaba," dedim kendi kendime...
Ertesi gün Tansu Çiller ile biraraya geldiklerinde şüphelerim dağıldı. Demirel ziyaretine gelen Çiller'in elini sıkıyordu. Gırtlağını sıkıyor olsaydı "Demirel değişmiş, yanılmışım" diyecektim kendi kendime.
Ama hayır. "Bu fırsat bir daha ne zaman ele geçer," diye 1994 ekonomik atılımının mimariçesinin gırtlağına yapışacağına... Eline yapışmış, salla babam sallıyordu.
İşte şimşek o an çaktı. Neden Demirel'i ... syiz Tyürkler nasıl diyo... Nadasta bırakalım? Türkiye, yönetenleri tarafından kafası suyun altına bastırılırken Demirel hep iktidarda değildi, tabii. Ama hep oralardaydı. Türkiye'yi düzlüğe çıkarmayacak konularda sonuca gitmeyi ondan daha iyi bilen var mı? Devlet Bahçeli. Mesut Yılmaz. Bunlar dünkü çocuk.
Bence Demirel Başbakan olsun. Şipşak bir Ulusal İntihar ve Batış Programı hazırlansın. Bunun için Demirel'in erken emekliler ordusu yaratıp Sosyal Sigortalar Kurumu'na topu attırması bir model olarak alınabilir.
Ecevit artık yoruldu. Onursal Başbakan olsun ve bütün hayatını adadığı köykentleri geliştirmek için Köyişleri Bakanlığı'nı uhdesine alsın, diyorum.
Enis Öksüz Türkiye'yi krizden çıkarmama konusunda Ulaştırma Bakanı olarak insanüstü hizmetlerde bulundu. O bakanlığa iade edilsin ve ek olarak Uluslararası Para Fonu (IMF) ile ilişkilerden sorumlu Başbakan Yardımcılığı'na atansın. İngilizce bilmemesi önemli mi? Dil bilmemek ayıp değil. IMF Başkanı Köhler de Türkçe bilmiyor.
Dışişleri Bakanlığı ikiye bölünsün. Yunanistan ve Kıbrıs'la İlişkiler bölümünde ben Mümtaz Soysal'ı görüyorum. Bunlara ek olarak özelleştirme portfolyosunu da o götürmeli. İsmail Cem geriye kalan dış politika sorunlarını çözmemeye devam edebilir.
Onu Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nde (TOBB) çok üzdüler: Fuat Miras Denizcilik Bakanı olmalı.
Necmettin Erbakan'ın diyanetten sorumlu devlet bakanlığına biçilmiş kaftan olduğunu ilk düşünen herhalde ben değilim.
Çiller, doğal olarak, Kemal Derviş'in yerine geçer. Sevgili eşini de müsteşar olarak yanına alır.
Cumhuriyet Halk Partisi bayındırlık konularında çok iyidir. Herkes hâlâ Onur Kumbaracıbaşı'nı konuşuyor. Bu defa bu işi belki Deniz Baykal yapmak isteyebilir.
Avrupa Birliği ile ilişkileri en iyi Bahçeli yokuşa sürebilir. Yeni kurulacak İnsan Hakları Bakanlığı için de Kenan Evren düşünülmelidir.
Erdal İnönü "temiz eller" operasyonundan sorumlu devlet bakanı olarak ideal olur. Parti başkanlığı sırasında İzmit Belediyesi'ndeki yolsuzluklar konusunda takındığı taviz vermez tavır onu bu mevki için ideal bir aday yapıyor.
Unuttuğum bir şey var mı?
Magazin
