kapat
27.07.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

banner
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

www.euronet-tr.com
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
GÜLAY GÖKTÜRK(gokturk@turk.net )

Köşelerin dokunulmazlığı

İnsanların akıllarına düşen fikirleri, dillerinin ucuna kadar gelen sözleri içlerinde tutmalarından kimseye bir fayda gelmez. O yüzden de Ertuğrul Özkök'ün uzun süredir aklının bir kenarında olduğunu söylediği "köşe yazarlarına müdahale hakkı" konusunu ortaya dökmesinden memnun oldum.

Zaten ben Özkök'ün birçok tartışmada ortaya çıkan dobra üslubunu, ağzında bakla ıslatmama huyunu seviyorum. Fikrine katılmadığım zamanlar da dahil, bu tutumu basında genellikle geçerli olan ketum, içten pazarlıklı ve diplomatik üsluba bin kere tercih ediyorum.

***
Tartışmaya, Özkök'ün ilk sorduğu soruyla başlayalım:

"Gazetelerde köşe yazarlarına ayrılan bölümler, onların babasının malı mıdır, yoksa gazetenin ayrılmaz bir parçası mıdır?"

Bence ikisi de değildir.

Köşelerimiz babamızın malı değildir elbette. Çünkü köşeler yazarlara babalarından miras kalmazlar, kalmamalıdırlar. Bu köşeler, yazarın kendi kaleminin gücüne dayanarak "elde ettiği" ve ancak hak ettiği sürece koruyabildiği kişisel özerk alanlardır. Bu özerklikleri nedeniyle de gazetenin "ayrılmaz" değil, "ayrılması gereken" parçalarıdır.

Peki bu imtiyaz, bu özerk alan nasıl elde edilir?

Sanmıyorum ki, başka hiçbir meslekte, elde edilen bir iktidar alanının korunması için bu kadar sıkı ve zorlu sınav verilsin.

Köşe yazarı, o özerk alanını koruyabilmek için, her gün, her yazısıyla bir kez daha sınava girer. Köşe yazarının o köşeyi elinde tutmak için sahip olduğu tek güç, okur gücüdür. Gazete yönetimi, bu okur gücünü araştırır, bilir, hisseder ve o okur gücüne bakarak, her gün bir kez daha, gazetesinin bilmem kaç santimetre karesini o yazarın işgal etmesine izin vermekle, akıllıca bir iş yapıp yapmadığını hesap eder.

Köşeler, gazetelerin ayrılmaz bir parçası olsaydı eğer, her gazetenin önce kendi yayın çizgisini açıkça ve ayrıntılı bir şekilde deklare etmesi ve daha işin başından, sadece bu yayın çizgisiyle her bakımdan tam uyumlu yazarlara köşe açması gerekirdi. Ayrıca da, o zaman kendisinin de kamuoyu önünde deklare ettiği bu yayın çizgisine sonuna kadar ve itinayla sadakat göstermesi gerekirdi.

Kaldı ki iş, başlangıçtaki uyumla da bitmezdi. Yıllar süren bu beraberlik boyunca gazete yönetiminin ve köşe yazarının yaşayacakları değişim süreçlerinin de tıpatıp çakışması gerekirdi. Böyle mükemmel bir uyumu, böyle şaşmaz bir senkronizasyonu sağlamanın imkânsızlığı bir yana, acaba sağlansaydı iyi mi olurdu?

İyi olmadığı Pravda tipi örneklerle bin kez ispatlandığı için, Özkök'ün deyimiyle bugünkü "Köşe Buda'ları" ortaya çıktı...

***
Özkök, "Eğer köşe yazarının hiçbir yazdığına karışmayacaksak, köşe yazarının belli kurallara riayet etmesini nasıl sağlayacağız" diye soruyor.

Oysa köşe yazarını belli kurallara riayete zorlayan, hepsi de birbirinden etkili ve birbirinden sağlam üç ayrı mekanizma zaten kurulmuş durumda.

Bunlardan birincisi hukuk, ikincisi okur kaybetme korkusu, üçüncüsü de işten atılma endişesi...

Eğer Özkök'ün dediği gibi yazar köşesini insanlara hakaret etmek ve iftira atmak için kullanıyorsa, yakasına yapışacak hukuk var. Yazdıkları hukuken suç olmasa bile, hakkaniyete sığmıyor ve kamu vicdanını incitiyorsa, okur kaybetme gibi bir cezası var. Eğer okur kaybetmekten de korkmuyor ve kendisine emanet edilen köşeyi kötü kullanıyorsa, emaneti verenin geri alma, yani işten atma hakkı var.

Daha ne olsun?

Ben birçok gazetecinin aksine, gazete sahiplerinin, köşe verdiği yazarın iş akdini feshetme hakkına da saygı duyuyorum. Bu onun tıpkı diğer bütün müteşebbisler gibi teşebbüs hürriyetinin ve kendi işletmesini yönetme hakkının bir parçasıdır.

Özellikle kendine belli bir misyon biçmiş bir gazete yönetimi, o misyonla çeliştiğini düşündüğü bir yazarının yazılarını, bedelini de ödemeyi göze alarak, kesebilir.

Ama verdiği köşeyi geri almadığı sürece o alanın özerkliğine dokunmamalıdır.


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır