İki siyaset mühendisi
KEÇECİLER "yenilikçilere" pek şans tanımazken, ana gerekçe olarak "Hoca hayattayken, Hoca'dan kopan iflah olmaz" yaklaşımından yola çıkıyordu...
DOĞAN ise..."Olaya" farklı bir pencereden bakıyor... Söylediklerinin satır arasında gizlenen kaygı "yenilikçi hareketin ekseni" ile ilgili...
Mehmet Keçeciler ile Hüsnü Doğan, sağ yelpazenin, "iki önemli siyaset mühendisi."
İkisi ile de "bazı konuları" konuştuk.
Örneğin "Recep Tayyip Erdoğan hareketini."
"ANAP kongresini."
"Siyasi sohbete" başlamadan önce...
Devlet Bakanı Keçeciler "arkadaş benim çok önemli bir derdim var... Önce onu konuşalım" dedi.
Ve başladı anlatmaya:
- Marmara depreminde hastane yıkıldı, Sağlık Bakanlığı yenisini yaptı... Doğru mu?
- Doğru.
- Okul hasar gördü, Milli Eğitim onardı... Doğru mu?
- Doğru.
- Evi yıkılana, yeni ev inşa edildi... Doğru mu?
- O da doğru.
- İyi de, deprem bölgesinde 274 abide eser ciddi şekilde tahribata uğradı... Camiler... Medreseler... Küçük Ayasofya... Fatih Camii... Bayazıt Camii... Ama bunlarla ilgilenen, bu konuları tartışan yok... Onaran yok... Bu kültür hazinelerimiz yıkılmak üzere... Ne olur yazın.
Keçeciler'e sorduk:
- Kaç para lazım?
- Sadece İstanbul için yirmi trilyon.
- Vakıflar'ın bütçesinde bu para yok mu?
- Ne gezer?.. Vakıflar Bankası, Vakıflar İdaresi'ni yutmuş... Banka satılsa da paramızı kurtarsak... Bizim ne işimiz var bankacılıkta.
Keçeciler: ANAP'tan kopma olmaz
Sayın Mehmet Keçeciler... Sizce, Recep Tayyip Bey ve arkadaşları nereye kadar gidebilirler?
- Fazla yol alabileceklerini sanmam.
- Neden?
- Ana parti ortada dururken, ayrılıp yenisini kuranlar zorluk çekerler.
- Ama, ana parti, yani Fazilet kapandı.
- Olaya öyle bakma... Hoca hâlâ ayakta... Fazilet kapandıysa, yerine Saadet kuruldu... Ve Saadet de, Hoca'nın partisi... Yani ana parti.
- Siz, yenilikçilere hiç şans vermiyor musunuz?
- Demokrat Parti'den kopanlar... Sonra CHP'den kopanlar... Ardından Adalet Partisi'nden kopup, Demokratik Parti'yi kuranlar, ne yapabildiler?
"HANİ, NEREDELER?"
Mehmet Keçeciler hızını alamadı.
"Saymaya" devam etti:
- DYP'den kopanlar... Yani Hüsamettin Cindoruk'un kurduğu parti... Ne oldu?.. ANAP'tan kopanlar... Hasan Celal Güzel'den Bedrettin Dalan'a kadar... Yusuf Bozkurt Özal'a kadar... Parti kurdular... Hani, ne oldu?
ESKİ ADRES
Keçeciler'e dedik ki "ama bu defa şartlar çok değişik."
Keçeciler:
- Eğer Erbakan parti kurmasaydı durum farklı olabilirdi... Tam orta yerden bölündüler.
- Yenilikçiler "değişik söylemlerde" bulunuyorlar... Seçmen bu söylemlere itibar edebilir mi?
- Seçmen söylemden ve programdan ziyade "neden ayrıldılar" der... Geçmişte böyle olmuş... İki tarafta da dostlarım var... Kırmak istemem... Belki bu defa farklı birşey olabilir... Ama yakın siyasi tarihe bakıyorum da... İki önemli şey görüyorum.
- Neler?
- Bir... Böyle konularda Türk seçmeni muhafazakâr... İki... Vefakâr... Yani "eski adresten" kolay kopmuyor.
KONGRE
- ANAP kongresinden sonra küsenler... Gidenler olur mu?
- Kaybeden olur... Üzülen olur... Ama küskünlerin olmamasını sağlamak bizim görevimiz... Yeni seçilecek olanların vazifesi... ANAP'tan kopma olacağını sanmam.
- Kongrede ne olur?
- Yeni Başkanlık Divanı... Yeni MKYK... Ve partiye canlılık gelir... Onun dışında birşey olmaz.
HÜSNÜ DOĞAN'IN PENCERESİNDEN
Sayın Hüsnü Doğan... Şu anda Türkiye nerede, siyaset nerede, siz neredesiniz?
- Sondan başlayacağım... Ben buradayım... Biryere gitmiyorum.
- Recep Tayyip Bey'in hareketine mensup pek çok isim sizi ziyaret etti.
- Doğru.
- Recep Tayyip Bey'in kendisi de aradı mı?
- Bir süre önce görüştük.
- Tavrınız?
- Bana gelenlere söyledim... Yerimdeyim... Bir süre daha siyasetin dışında kalmak istiyorum.
YAPILANMA
- Hüsnü Bey, siz siyasetin tam içindesiniz... Bir süre daha dışında kalmak ne demek?
- Yavuz Bey, Türkiye'nin meseleleri çok ağır.
- Yenilikçiler çözebilecekleri iddiasındalar.
- İddia yetmez... Söylem yetmez... Partinin yapılanması o programa, hedefe ve iddiaya uygun olmalı... Ayrıca... İktidara gelince, o programı uygulayacak güçte olmalı.
KILIF
Sohbetin bu noktasında Hüsnü Doğan "farklı bir konuya" girdi:
- Program, söylem, eylem gibi kavramlardan bahsetmişken... Birşey daha söylemek istiyorum.
- Nedir?
- Bugün iktidar ortakları kendilerine bir kılıf buldular... Tek başımıza iktidar olmadığımız için yapamıyoruz diye bir kılıf... Sıkıştıkça ona sığınıyorlar... Doğru mu?
- Doğru?
- Türkiye aylardır, kabinenin daraltılmasını istiyor... Aylardır bastırılıyor... Hanginizin programında 35 kişilik kabine var... Kılıfa sığınmayın, bakan sayısını azaltıverin... Yani diyeceğim o ki, söylem değil eylem önemli.
ÖLÇÜ
- Recep Tayyip Bey hareketi için yorumunuz?
- Siyasette boşluk olduğu için... Şansı olan bir hareket gibi görünüyor... Bir rüzgâr aldı... Ama nereye kadar eser?
- Nereye kadar eser?
- Bir, partiyi nasıl kuracaklar?.. İki, taşrayı nasıl dizayn edecekler?.. Üç, seçime kadar davranışları nasıl olacak?
- Sizin tahmininiz?
- Mevcut partiler sağın da, solun da, merkezin de ihtiyacını karşılayamıyor... Sağda ve solda yeni oluşumlara ihtiyaç var... Beni de arıyorlar... Ölçümü söylüyorum.
- Nedir ölçünüz?
- Türkiye'nin meselelerini kavrayacak... İktidar gücü olacak... Şu veya bu tarafa fazla meyletmeyecek bir parti.
İNÖNÜ
- Hüsnü Bey, solda da Erdal İnönü hazırlanıyor... Erdal Bey ne yapar?
- Evet, hazırlık içindeler... Ama Kemal Derviş'i içlerine alıp, almayacakları çok önemli... Acaba almayı düşünüyorlar mı?.. Eğer eski takımla yola çıkarlarsa... Birşey yapamazlar.
SONUÇ
Mehmet Keçeciler "yenilikçilere" pek şans tanımazken, ana gerekçe olarak "Hoca hayattayken, Hoca'dan kopan iflah olmaz" diye özetlenebilecek bir yaklaşımdan yola çıkıyordu.
Hüsnü Doğan ise...
"Olaya" farklı bir pencereden bakıyor...
Söylediklerinin satır arasında gizlenen kaygı "yenilikçi hareketin ekseni" ile ilgili.
Yani...
Parti "Refah... Fazilet" ekseninde olacaksa...
"İşi zor... Büyümez."
"Büyüse de, Türkiye'nin sorunlarını çözemez."
Çözebilmesi için ise...
"Bir tarafa fazla meyletmemesi" lazım.
Yani...
"Kurucularından, örgüt yapısına kadar" merkezden fazla uzaklaşmamış bir görüntü vermesi.
Magazin
