kapat
27.07.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

banner
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

www.euronet-tr.com
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )

Para var ama..

Türkiye'de hiç bir ekonomik kriz bu kadar uzun sürmedi. Sebebi ne?. Çünkü meleklerin cinsiyetini tartışıyoruz..

Oysa üretimi unutan yönetim anlayışı yüzünden krize tosladık.

Zehir buysa panzehir de üretim şevkini canlandırmak, bütün arayışları bu amaca odaklamak olmalı.

Ülkeyi yönetenler, sosyal patlama senaryoları ile yüreğimizi karartacak yerde Türkiye'nin korku, güvensizlik ve umutsuzluk ortamında gözden kaybolmuş kaynaklarını harekete geçirmenin çaresini bulmalılar.

"Dalgalı kurdan vazgeçelim"ciler, IMF Başkan Yardımcısı Fischer'i bekliyorlar.

Stanley Fischer "Bu krize sabit kur yüzünden düşmediniz mi?" diye sorarsa ne cevap verecekler acaba?

Türkiye'nin kaynak yaratması lâzım ve dün konuştuğum tecrübeli siyasetçiler ve ekonomistler, yaratıcı bir yönetimin bu kaynağı bulabileceğini düşünüyor. Meselâ..

1. Büyük kentlerin yarısı kaçak yapılarda yaşıyor. Devlet bu yapıları yıkamıyor fakat vatandaşın sağladığı ranttan da pay almıyor. Bir imar affının en az 20 milyar dolar kaynak yaratacağı hesap ediliyor.

2. Tantan ve Temizel kaynaklı terörün üretime zarar veren etkilerini kaldırmak için bir "defter affı" öneriliyor: "Mükellefler bu yıl beyan ettikleri gelirin vergisini yüzde 10 fazlasıyla ödedikleri takdirde 2000 yılına ait defterleri, kontrolden geçmiş sayılsın.."

Bu yolla 4-5 milyar dolar ek gelir sağlanacağı tahmin ediliyor.

3. Çiftçi kredileri için bir imkân: "Ana para yanında faizin üçte birini ödeyen, borcundan kurtulsun.." Bu yolla da en az 6-7 milyar dolar bekleniyor.

Evet bu tedbirler, aynı zor şartlarda borcunu ve vergisini zamanında ödemiş vatandaşları ahmak yerine koymak olur, onlara haksızlık olur.

Ayrıca sisteme güvensizlik, doğurur namuslu insanları da ahlâksızlığa kışkırtır.

Doğru ama büyük bunalımları aşmanın faturası her yerde, her zaman büyük olur.

Türkiye, ilke uğruna risklerini büyütmek lüksüne sahip değildir bugün.

Sosyal patlama tehlikesi varsa -ki var- en büyük haksızlığı buna çare bulmakta geciken pısırıklık yapar bu ülkeye!

Tayyip ve takiye ilişkisi
Erbakan'ın yeni partisi "Saadet"in grup başkanvekili Hatipoğlu dün önemli bir şey söyledi:

"Saadet Partisi olarak takiyeciliği Türk siyasal yaşamından sileceğiz.."

Bunlar, yenileşme özlemi çeken seçmen yığınlarını "Biz Yenilikçiyiz" diye avlamak isteyen Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının takiye yaptığını, yani olduklarından farklı görünerek halkı siyaseten dolandırdıklarını söylemeye başladılar.

Herkes Tayyip Erdoğan'ın belediye başkanlığı koltuğundan indirildiğinden bu yana ne yaptığını bilmediği için neden, nasıl ve ne kadar değiştiğini merak ediyor.

Çünkü Erdoğan bu konuda konuşmuyor.

O zaman onu elbette düne kadar aynı cemaatin üyesi olan, aynı partideki dava arkadaşlarından iyi kimse bilemez.

Ömer Vehbi Hatipoğlu da "Yok aslında birbirimizden pek farkımız" demek istiyor..

Ve şimdilik Yenilikçilerin getirdiği tek yenilik, suskun bir liderle sınırlı kalıyor!


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır