kapat
27.07.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

banner
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

www.euronet-tr.com
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

banner
 

Dalgalı kura rest


Dalgalı kurdaki 'dalgalanmadan' olumsuz etkilenen iş dünyası, bu kur rejiminden vazgeçilmesi için Fischer'i ikna etmeye çalışacak.
İşadamları, alt ve üst limiti belli bir döviz politikası istiyor. Dalgalı kur nedeniyle dövizde yaşanan dalgalanma, Türkiye-ABD ve IMF'nin içinde bulunduğu ilginç bir "kur rejimi tartışması" yarattı. Kurdaki dalgalanmadan olumsuz etkilenen reel sektörü temsilen TÜSİAD, Türkiye'ye gelecek olan IMF Başkan Yardımcısı Stanley Fischer'ı dalgalı kurda belirli düzenlemelere ikna etmek için bir yemek düzenleyecek. İşadamları, Merkez Bankası'nın kur politikasında daha aktif rol oynamasını sağlamak ve daha öngörülebilir bir kur sistemine geçiş için Fischer'e gerekçelerini aktaracak.

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Muharrem Kayhan'ın evsahipliğinde Çırağan Oteli'nde gerçekleştirilecek öğle yemeğine TÜSİAD Yönetim Kurulu üyelerinin yanı sıra İSO Başkanı Hüsamettin Kavi ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun da aralarında bulunduğu 25'e yakın sanayici katılacak. İşadamları, taleplerinin kabul görmemesi halinde ise Fischer'den alternatif bekleyecek. Fischer, bu toplantıdan önce de Ercan Kumcu, Asaf Savaş Akat, Hurşit Güneş gibi isimlerden oluşan bir grup iktisatçı ile kahvaltı yapacak.

SABİT DEĞİL ESNEK KUR
İş dünyasının temsilcileri, Fischer'e dalgalı kurun 'dalgasının' reel sektörü rahatsız edici boyutlara ulaştığını belirterek, büyük iniş-çıkışlarda sanayinin korunması için bazı tedbirlerin alınmasını isteyecek. Merkez Bankası'nın para otoritesi olarak döviz piyasasındaki dalgalanmaları mutlaka kontrol altına alması gerektiği anlatılacak. İş dünyası, öngörülebilir kur oluşturulduğu taktirde, 1-2 ay sonra belirli bir hata payı ile ne olabileceğinin görülebileceği, üretim, tüketim, yatırım ve ihracatın hızlanacağı görüşünü savunuyor.

Sabit kura dönüş istemediklerini anlatacak olan işadamları, sadece kurun alt ve üst limitinin belirlenmesini talep edecek. Yani kur yine dalgalanacak ama bant sistemi işleyecek.

* Bülent Eczacıbaşı (TÜSİAD YİK eski Başkanı): Reel ekonominin içinde bulunduğu durumu bizzat sergileyip birinci ağızdan sorunları dile getireceğiz. Sonuç alacağımızı umuyorum. En azından böyle bir diyaloğun kurulması, reel sektörün ne durumda olduğunu göstermesi açısından yararlı olacak.

* Aldo Kaslowski (TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı): Sıkıntımız bir kere net olarak şu, döviz kurunda bu aşırı dalgalanmalardan kesinlikle rahatsızlığımız var. Çünkü hiç bir şey tespit edemiyoruz. Dalganın boyutunu göremezsek hepimiz boğulacağız. Bu böyle devam edemez. Döviz kuru stabil olmazsa, korkuyorum ki üretimin daha da fazla düşmesine ve istihdam kayıplarına neden olacak. Bu bizi büyük endişeye sevkediyor. Böyle olunca, işsizliğin artmasıyla sosyal huzursuzluklar da artacaktır.

* Lütfi Yenel (TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi): Reel sektör program yaparken önünü daha net görmek istiyor. Kurun fazla dalgalanması buna engel oluyor. Bilanço hazırlarken, günlük kurları baz alıyoruz. Kurdaki ani dalgalanmalar nedeniyle rasyonel rakamlar elde edemiyoruz.

* Haluk Tükel (TÜSİAD Genel Sekreteri ): Merkez Bankası'nın müdahaleleri sadece ihale yoluyla döviz satarak yapmaması gerekir. Büyük dalgalanmalar olursa, doğrudan döviz satarak, hatta belki ticari bankaları da bu stratejiye ortak ederek piyasayı kontrol altına alabilir. Biz bunu istiyoruz. Bu IMF'ye verilen Niyet Mektubu ile çelişkili değil. Çünkü Niyet Mektubu'nda, 'Müdahaleler genellikle ihale yoluyla yapılır ve olağanüstü dalgalanmaları da Merkez Bankası önler' diyor. Sonuç alamazsak, Fischer'in ekonominin içinde bulunduğu noktadan bu ekonomi nasıl çıkacak bize göstermesi, anlatması lazım.

* Hüsamettin Kavi (İSO Başkanı): Önce Fischer'i dinleyeceğim. Ancak dalgalı kurdan vazgeçmek,bunu istemekle olmaz. Merkez Bankası'nın kuru kontrol edebilmesi için güçlendirilmesi lazım.

Dalgalı kurun savunucusu
Yeni programın mimarı Stanley Fischer, 'sıkı bir dalgalı kur savunucusu' olarak biliniyor. Fischer, 1998 sonundan bu yana dalgalı kur sistemini savunuyor. 1998 yılı sonlarına kadar tavrını sabit kurdan yana kullanan Fischer, Brezilya krizinin ardından dalgalı kur savunucusu oldu. Fischer, yazdığı makalelerde uluslararası sermaye akımlarına açık olan ülkelerde, Türkiye'nin Şubat krizi öncesinde uyguladığı çapa sistemlerinin uygun olmadığını, esnek kur modellerinin daha uygun olduğunu ifade ediyor.

TÜSİAD'IN İSTEDİĞİ MELEZ KUR
TÜSİAD'ın önerdiği melez kur rejiminde Merkez Bankası, kurların yine piyasada oluşmasına özen gösterecek. Aylık kur öngörüsüne göre, döviz fiyatını, günlük ilan ettiği fiyatların içine yansıtacak. Piyasa, Merkez Bankası'nın kur tahminlerini hesap ederek yol alacak. Kurlardaki ani artışlara, müdahale esnekliği bulunacak. Bunun için, düzenli ve limitli döviz satış ihaleleri yerine piyasanın durumuna göre döviz satışı yapılabilecek. Merkez Bankası'nın rezerv azaltma, döviz satma sınırı genişletilecek.

Bürokrasi sabit kur istemiyor
* Merkez Bankası'nın döviz rezervleri IMF kredisinden oluşuyor. IMF, Merkez Bankası rezervlerinin dövize müdahaleyle erimesine karşı.

* Dalgalı kur rezerv erimesini önlüyor. Programda bir hata ya da siyasette bir kargaşa olursa kur artıyor, rezervler etkilenmiyor. Dalgalıdan vazgeçilip de, benzer sorunlarla karşılaşıldığında rezerv erimesi kaçınılmaz olur. Dalgalıdan vazgeçilirse, Merkez Bankası'nın döviz satışı artacak. Yani bankalar TL verip döviz alacak. Bu da TL'ye ihtiyaç yaratacağı için TL faizlerini yükseltebilir.

* İç borçta limite dayandık. TL faizlerinin yükselmesi borcun çevrilmesini imkansız hale getirebilir. Bugün faizin yükselme riskini almak bir yana faizleri mutlaka indirmek zorundayız.

* İç borç yükünün düşük olduğu dönemlerde faiz silahı kolayca kullanılabiliyordu. Artık o rahatlığımız yok. Bugün faiz oranları kurdan daha önemli.

Asaf Savaş Akat: Krize sabit kur varken girdik
Kurda istenen değişiklik, 1995-1999 arası politikaya benziyor. Piyasaların derdi bence şu: Yarın fazla döviz olduğunda Merkez Bankası'na satamayacaklar, piyasaya vermek zorunda kalacaklar. Bu durumda fiyat aşağıya inecek. Satın almak istediklerinde ise fiyat tırmanacak. Bu sistem sıcak parayı cezalandırıyor. Eskiye dönüş, yeniden sıcak paranın esaretine girmek demek. Piyasalar kıpırdanınca döviz rezervi inecek. Krize zaten kurlar sabitken girdik.

Ercan Kumcu: Fischer'i ikna etmek mümkün
Kur sistemindeki değişiklik talebimizi dalgalı kur içinde hedeflere varmanın olanaksızlığı üzerine kurarsak Fischer'i ikna etmede başarılı olabiliriz. Örneğin Hazine'nin iç borçlarını sorunsuzca idame ettirebilmesinin dalgalı kur sistemi içinde olanaksız olduğunu gösterebilirsek ikna gücümüz artacaktır. Faizlerin uygulanan kur rejimi ile düşmesinin mümkün olmadığını ve ekonomik büyümenin bu kur rejimiyle sağlanamayacağını da göstermeliyiz.

Mahfi Eğilmez: Kontrollü kura geçmek gerek
Pratikte ne döviz dalgalanıyor, ne de faizde kontrol var. Kontrollü kura geçmemiz gerek. Denildi ki, kurda çok aşırı bir oynama olursa, müdahale edilecek. Bence bunların hiçbiri olmuyor. Şu anda döviz bırakılmış değil. Dünyanın hiç bir yerinde serbest dalgalı kur diye bir şey yok. Hep kontrollü kur vardır. Yapılması gereken, kuru yönetilmiş dalgalanma içinde götürmek. Serbest kur özellikle gelişmekte olan ülkeler için hiç iyi olmaz.

Deniz Gökçe: Bu sistem her yerde karışık
Dünyada döviz kurlarının ne şekilde bir sistem ile yürütülmesi konusunda tam bir kafa karışıklığı var. IMF gelişen ülkelere para kurulu veya dolarizasyon dışında pek bir şey önermiyor. Döviz kuru konusunda sadece bizim değil, tüm dünyanın başı belada. Galiba tek çözüm açık bütçe, aşırı ithalat gibi ülkeyi çökerten olgulardan sıyrılmak. Bunu yaparsanız zaten sorun kalmıyor. Gerçek çözüm gerekli yani. Onun adı da değişim!


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır