Win-Türkçe
ASCII

'PRENSİM NEREDE?'
Derken İngilizler, 'Bridget Jones'un Günlüğü' ile devreye girdiler. Soğuk İngiliz kadınları, Helen Fielding'in kitabında kendi sıkıntılarını buldular. Böyle bir kitaba da kimse şaşırmadı.

Benzeri konuları işleyen, "Bir Gün Prensim Gelecek" ise gerçek bir şaşkınlıkla karşılandı; çünkü kaleme alan kişi soylu bir aileden geliyordu!

Üstelik Prenses Hermine de Clermont-Tonner, "Bir Gün Prensim Gelecek... Ama nereden, ne zaman, nasıl?" adlı kitabında, 'aşk ustası' sayılan Fransız kadınlarına çağdaş flörtün inceliklerini öğretiyordu!

Tereciye tere mi satıyor Prenses Hermin, yoksa Fransız kadınları mı 'doğal' yeteneklerini kaybettiler? Görünen o ki ikinci şık daha doğru. Çünkü Fransız kadın dergileri daha feminen, daha çekici, daha baştan çıkarıcı olmak isteyen kadınlara yol gösteren, ipuçları veren yazılarla dolu. Ayrıca bir süre önce Paris'te bir "Baştan çıkarma" okulu açıldığı da biliniyor.

33 yaşındaki soylu yazar belli ki bir ihtiyaca cevap veriyor. Hermine, aristokratik değerleri günümüze uyguluyor.

"Modern yaşam bize flörtü unutturdu," diyor Prenses Hermine, "İnsanlar bu konuda köreldi, hantallaştı, hatta Amerikanlaştı. Erkek, kadının gönlünü; tatlı sürprizler ve ilgili davranışlarla kazanmayı yeniden öğrenmeli. Kadın yeniden feminen görünmeli ve erkekte arzu uyandıracak biçimde davranmalı."

'ASANSÖRDE SEVİŞİN'
Hermine mahafazakar öğütler vermiyor: "Seks harikadır. Hatta ilk görüşmede bile yatabilirsiniz. Ancak ilk hareket kadından gelmemelidir. Asansör gibi yakalanma riski yüksek yerlerde sevişin, cinsel fantezilerinizi paylaşın!"

Bu sözler Fransız sosyetesini ikiye böldü. Bazısı 'Soylu Fransa'nın bir parçası olan Hermine'nin bu işe soyunmasını garipsedi, hatta ayıpladı. Ancak çoğunluk, "Hermine tam da kendinden bekleneni yaptı" diyor. Çünkü Prenses, Paris caddelerinde Harley Davidson marka motosikletiyle gezen, eski otomobil rallilerine katılan, Cannes Festivali'nde mutlaka boy gösteren, aşklarıyla magazin medyasını peşinde koşturan bir kişi.

Sonuç: Aşkları gündemden düşmeyen böyle bir prensesin flört kitabını kim okumak istemez? Zaten kitabın bir ayda 19 bin satmasından belli!

Amerikalılar şipşakçı, İtalyanlar bir numara
* Olgun erkeklerden hoşlanırım. Çekicidirler ve kendilerini ispatlamak için uğraşmazlar. Entelektüel açıdan doyurucudurlar. Hatta baba gibi davranmaları hoştur. Olumsuz yanlar: Çabuk yorulurlar!

* En iyi aşıklar İtalyan erkekleri. Sanki kadını baştan çıkarmak için doğmuşlardır. Davranışlarıyla adeta, 'Ben erkeğim ve seni savunup, sana sahip çıkacağım' derler.

* Fransız erkekler fena değildir ama fazla çaba harcamazlar.

* İskoçlar flörtte esaslıdır.

* İngilizler sıkıcıdır. Fantezi dünyaları dardır.

* Amerikalılar vahim! Flört kültürleri sıfır. Onlar şipşakçıdır. (Kadınları da kötü. Öğlen saatinde spor salonuna gidip kas yaparlar, ille de silikon taktırırlar ve işin bir parçası olarak evlenirler.)

* Erkekler salak değildir ama kadınların onlara neleri arzu ettiğini ve etmediğini söylemesi gerek.

* Kadın önce seksi, sonra akıllı olmalı. Bu, salaklar tercih edilir anlamına gelmez. Erkek önce görünüşe bakar. Eğer onu fiziğinizle çekemezseniz, zekanızla hiç ilgilenmez.

Emre AKÖZ