|
|
|
Ev kadını yazarlığa soyundu
Hepsi ev kadını.
Ama yazar olmaya kararlılar. Ortak noktaları, kağıda döktükleri şiirleri, denemeleri, romanları ne pahasına olursa olsun yayımlatmak. Altın bozdurmak ve hiç satamamak pahasına olsa da!
DİABETLERE IŞIK TUTAN AMATÖR
Şebnem Güneyman, amatör yazarlar arasında başarıya ulaşan ender isimlerden. Ama kendine seçtiği konu da diğerlerinden farklı: 1.5 yıl önce yayınlanan 'Şeker Çocuklar' isimli kitabı, diabet hastalarına rehber oldu. Sekiz yaşından beri şeker hastası olan Güneyman yaşadığı acı-tatlı tüm olayları kitabına aktardı. Amacı kendisi gibi diabetik olanlara ulaşmak, belki de biraz yol göstermekti. "Bu kitabın reklamı olmasın diye çok çaba harcadım" diyor. Bunun nedeni ise sadece ihtiyacı olanlara ulaşmak istemesiydi. Kendi parasıyla basılması için hazırladığı kitaba Türkiye Diyabet Vakfı da el uzattı ve böylece basım parası paylaşıldı. Toplam 2500 adet basılan kitabın satışları gayet iyi ve kazanılan gelirle de parası olmayan çocuklara ilaç alınacak. Anlayacağınız onun kitapları bir kenarda tozlanmıyor, bambaşka bir amaca hizmet ediyor. Tabii bu kitapla birlikte Güneyman yazarlığın da tadına varmış. Şu aralar yeni bir kitabın doğum sancılarını yaşıyor. Bakalım bu seferkine yayınevleri talip olacak mı?
SOKAKTA DOĞAN ŞAİR
Afife Demirtaş, 'Darmadağındı Düşüncelerim' adlı kitabını önce yayınevlerine göndermiş, bir ses çıkmayınca kendi imkanlarıyla bastırmaya karar vermiş. Parası olmadığı için bir arkadaşından borç almış. 49 yaşında ve üç çocuk sahibi: "Şiirlerimde isyanlarım, toplumdaki kadın meselesi, aşkım, yaşadıklarım ve gözlemlediklerim yer alıyor." 111 sayfalık kitabına aslında değer biçemeyeceğini söylüyor, çünkü içinde 35 yılın birikimi var. Kitabın dağıtımını ise kendisi yapacak. Demirtaş için evlilik yıldönümünden bile daha önemli olan tarih, kitabının basıldığı 13 Temmuz 2001.
En özel anlam taşıyan şiiri, 'Sokaklar Arkadaşım'ın hikayesi ilginç: Demirtaş, Ankara'da, sokağın ortasında doğmuş. Sokaktayken aniden sancılanan ebe annesi sağlık ocağına gitmiş, doktor ise daha vakit var diye eve göndermiş. Ancak Demirtaş eve kadar sabredememiş ve ebe annesi tarafından sokakta dünyaya getirilmiş.
GERÇEK AŞKI BULDU, YAZDI
Üzra Hiçyılmaz, kendini bildiğinden beri şiir yazıyor. O da kitabını (Canımın Yapraklarından Kopan Son Gül) kendi olanaklarıyla bastıranlardan. Ancak 1999'da basılan 1000 kitabının büyük bir bölümü depoda duruyor, üstündeki tozlar gün geçtikçe kalınlaşıyor. Bundan iki yıl önce kitabın basımı ve tanıtımı için harcanan toplam 700 milyon lira boşa gitmiş gibi gözükse de Üzra Hanım hayalini gerçekleştirdiği için halinden memnun. O da hep kendi yaşadıklarını yansıtmış şiirlerine. Çok aşık olduğu eşinin hayatına girmesiyle birlikte, gerçek bir kadın erkek ilişkisinin nasıl olduğunu anladığını ve bunu şiirlerinde anlattığını söylüyor. "Kitaplarımın satmasını tabii ki isterim. Satmak, ona buna hediye etmekten daha iyidir herhalde" diyor Hiçyılmaz.
Yokluğa direnç
Psikiyatrist Cem Mumcu kadınlardaki yazma isteğini yorumladı: "Yazmak değil, yayınlatma isteği çok önemli bir nokta. Kitap bir kişinin yokluğa direncini gösteren bir şey. Hepimiz faniyiz ve yoklukla ilişkimiz çok belirgin. Geriye bir şey bırakmak ölüme direnme... Yazmak aynı zamanda bir iletişim kurma çabası. Türkiye gibi duygusal ifadenin engellendiği toplumlarda çok yaygındır bu. Çok net ortaya konamayan duygular entellektüelize edilir. Genç kızlarda bu kendini manken olma isteğiyle gösterirken orta yaşlarda bir şiir kitabı sahibi olmakla gösteriyor."
'Kadın şairler arttı'
İletişim Yayınevi'nden Nihat Tuna, amatör yazarları şöyle anlatıyor: "Son 1.5 yılda 166 dosya reddettik, 41 dosya daha var. Şiir kitabı basmıyoruz, ama şiir kitabıyla başvuran çok... Özellikle son yıllarda kadın 'şair'lerde artış var." Tuna'ya e-mail'le başvuranlar da çokmuş ama onları dikkate almıyor. Amatör yazarlara tavsiyesi şu: "200 sayfalık kitabını bastırmak isteyen bir bayan, matbaaya 2500 dolar vermiş. Oysa en fazla 1000 dolar eder. Ayrıca çoğunun kitabı ellerinde kalıyor. Eğer bir yayınevinde kitabınız beğenilmediyse boşverin gitsin. Yoksa hayatınızın sonuna kadar kitaplarınızın tozunu almak zorunda kalırsınız."
Kadınlar yazmaya merak saldı. Belki de yıllardır içinde biriktirdiklerini kağıttan başka hiçbir şeyciklere dökemediklerinden, bıkmadan, usanmadan yazıyorlar. Üstelik bunları kendilerine saklamıyorlar. Önce yayınevlerine gönderiyor. Yazdıkları beğenilmezse, basacak matbaa arıyorlar. Artık bilezikler mi satılır, yastık altında bekleyen dolarlar mı bozdurulur; bilinmez, ama muhakkak o kitapların basılması sağlanıyor!
Kadınların en çok tercih ettikleri tür şiir. Şiirlerinde, hikayelerinde toplumsal olaylardan çok, iç dünyalarını yansıtıyorlar. Kimi cinselliği nasıl algıladığını, nasıl bir şey olarak düşlediğini; kimi kadın-erkek ilişkilerini yazıyor. İşte 'kendi kitabının' peşinde birkaç cesur kadının hikayesi...
ASLI E. PERKER
|
|
|
|