kapat
26.07.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

banner
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

www.euronet-tr.com
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
METİN MÜNİR(mmunir@sabah.com.tr )

Krizde altın bulmak

Güven yaratarak faizleri düşüremeyen ve vadeleri uzatamayan hükümet, vergilerle oynayarak hedefine ulaşmaya çalışacak.

Amaç Türk Lirası'na ve Hazine kağıdına olan rağbeti artırmak ve bankaların daha sağlıklı bir yapıya kavuşmasına katkıda bulunmak.

Ancak alınacak önlemler çok olumlu sonuçlar verebileceği gibi, çok tehlikeli de olabilir.

Bunun nedenlerine gelmeden, birkaç haber:

Güvenilir bankacılık kaynaklarının vediği bilgiye göre Citibank, Türkiye'de bu yıllık hedefini 10 misli katlamış durumda. HSBC'ye mevduat yatırmak için ise neredeyse randevu almak gerek. Türkiye'de 8 şubesi bulunan (ve yakında Demirbank'ı satın alacak olan HSBC) 600 şubesi bulunan Akbank kadar reklam yapıyor.

Bu yıl mevduat toplayan yabancı bankalar Türkiye'de altın bir yıl yaşayacak. Bu artık kırılması mümkün olmayan bir eğilimin başlangıcıdır.

Bu eğilimin ilan ettiği iki mesaj var:

(1) Türkiye'de tasarruf sahiplerinin kararlarına egemen olan en önemli faktör getiri değil, güvendir. Paraların dövizde mi, Türk Lirası'nda mı, Türk bankalarında mı, yabancı bankalarda mı tutulacağı kararları alınırken de belirleyici faktör, güvendir.

(2) Kaliteye kaçış var. Yaratılan yoğun güvensizlik ortamı, tasarruf sahiplerini en güvenilir addettikleri bankalara yöneltmektedir. Tasarrrufa %00 güvence verilmesi artık eskisi kadar "güvenilir" olmaktan çıkmıştır.

Bu konuda konuştuğum bir bankacının anlatımı ile, "bugün Türkiye'de dijital kararlar veriliyor: dövize mi geçeyim, TL'de mi kalayım. Yes mi, no mu? Eğer dövize geçmeye karar verdiysem, bundan sonra faizine bakmam. Defansif oynarım. Risk almam. Paramın değerini korumaya çalışırım."

Gelelim tasarruf ve repo vergi oranlarında yapılacak ayarlamalara. Bunların birkaç hedefi var. Döviz tasarruflarını caydırmak. Türk Lirası tasarrufları özendirmek. Türk Lirası tasarrufları kısa vadeden uzun vadeye çekmek.fDövizden Türk Lirası'na geçişi sağlamak. Türk Lirası'nda ise repodan Hazine kağıdına göç.

Bunların arkasındaki amaç, bankaların bilançolarını düzeltmek ve onları uzun vadeli Hazine kağıdı müşterisi yapmaktır.

Ancak dövizde ve kısa vadede durmanın nedeni, büyük oranda getiri ve vergi hesapları olmadığı için vergi ve getiride yapılacak değişiklikler, temel seçimleri fazla etkilemeyebilir.

Tam tersine, döviz tasarruf hesaplarındaki vergi artışı ve reponun cazibesinin azalması, para kaçışına neden olabilir. Bu bağlamda, son iki krizden sonra 5-6 milyar dolar tasarrufun yabancı bankalara ve yurt dışına gitmek üzere Türk bankalarını terkettiğini hatırlamakta yarar var.

Tasarruf sahiplerini kısa vadeden uzun vadeye taşımanın kısa vadede mümkün olabileceğini sanmıyorum.

Sonunda dönüp dolaşıp aynı noktaya geliyoruz: Güven. Güven yeniden tesis edilmezse hiçbir şey uzun süre başarılı olamayacağı gibi, bu girişim hayal kırıcı da olabilir.


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır