Derviş Boğaz'da balık yerken birbiri ardına patlayan havai fişeklerini görüp; 'Bu mu batan Türkiye' dedi ya..
Kıyamet koptu..
Yeminli Derviş düşmanları harekete geçti..
Boğaz'da balık yiyeceğine Gültepe'de kebap yese gerçek Türkiye'yi görürmüş..
Ancak o zaman işçinin, işsizin derdinden anlarmış..
Çünkü Türkiye Boğaz'dan farklı..
Köfteciden farklı görünürmüş...
Ne kadar ucuz.. Ne kadar sığ popülizm...
Bir kere Derviş'e çatanlar, ne dediğini anlamamış.. Anlamak için bir saniye bile kafa yormamış...
Hafif solcuyuz ya..
Hafif halkçıyız ya..
İşçinin, emekçinin, ezilen halkın yanındayız ya.. Boğaz'da balık yiyen herkes düşmandır..
Derviş ne yapacakmış?.
Yoksul mahallelere gidip orada yaşayan insanları görecekmiş..
Görüp ne yapacak? Açılığı onlarla paylaşıp ne yapacak?
Onların sırtını sıvazlayacak.. Bu günler de geçer diyecek..
İstenen, beklenen, alkışlanan ucuz popülizm..
Yıllardır politikacılar bunu yaptı.. Köye gidip köylü oldu.. Madene gidip madenci oldu.. Kente gelip işçi oldu..
Oldu da ne oldu?.
Hiç..
Soruyorum.. Politikacılar yıllardır köy köy dolaştı da ne oldu?.
Yine işsisizlik, yine güçlükler içinde geçen bir yaşam..
O halde.. Ucuz popülizmi, halk dalkavukluğunu bırakalım..
Önce elimizdeki kartları görelim.. Sonra bu kartlarla ne yaparız, onu düşünelim..
Şimdi soruyorum.. Derviş, 'bu mu batan Türkiye' derken neyi kastetti?.
Gelin biraz da buna bakalım..
Bankalarda 36 milyar dolarlık döviz hesabı var mı?
Var..
Merkez Bankası'nın döviz rezervi 16 milyar dolar mı?
Evet..
Bankalarda 28 milyar dolarlık TL hesabı var mı?
Var..
15-20 milyar doların yastık altında olduğu tahmin ediliyor mu?
Ediliyor..
Repoyu, yatırım fonunu, borsayı hesaba katmıyorum..
Altın hesabına ise hiç girmiyorum...
Bu ülkede fabrika gücü, o fabrikaları idare edecek eğitimli insan gücü, yatırım yapacak müteşebbis gücü yok mu?
Var..
O zaman şu soruya yanıt verin..
Bu mu batan Türkiye?. Bu mu?
Bunlar Türkiye'nin artıları..Eksileri de var..
Gelir dağılımı bozuk..
İşsizlik çığ gibi..
Türkiye büyümüyor, aksine küçülüyor..
Peki ne yapmalı?.
Hani bankalarda 64 milyar dolar.. Yastık altında da 15-20 milyar dolar var ya..
İşte o parayı yatırıma çevirmenin yollarını aramalı..
O para yatırıma giderse, Türkiye yeniden büyümeye geçerse, yeni iş kapıları açılır..
Her yatırım, issizliği küçültür.. Esnafın yüzünü güldürür..
Piyasa canlanır.. Piyasanın canlandığını gören yabancılar yatırım yapmak için kolları sıvar..
Ülkenin geliri artar.. Refah artar.. Refah arttıkça da işveren, işçisine daha çok ücret verir..
Gelir dağılımını düzelir..
Bunlar hesap kitap işi..
Gültepe'de kebap, Aksaray'da köfte yemekle olmaz..
Derviş Gültepe yerine yine Boğaz'a gitmeli..
Artık Aleko'da mı olur başka yerde mi, onu bilemem..
Rakı mı içer şarap mı, onu da bilmem..
Bildiğim bir şey var..
Birilerinin, bankada veya yastık altında milyarlarca doları var ya.. Gününü o paranın sahipleriyle geçirmeli..
Onları ikna etmeli.. Onlara güven vermeli... Moral vermeli..
Ancak o para yatırıma dönüşürse Türkiye düzlüğe çıkar...
Türkiye büyürse işsizlik biter.. Gelir dağılımı dengeye oturur..
Derviş doğru yapıyor..
Çünkü; Gültepe'nin kurtuluşu Boğaz'dan geçiyor..