kapat
14.07.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

banner
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

www.euronet-tr.com
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 

Mardin yolları taştan


Hayatın manasını çözdüm. Mardin'de taştan bir manastırda granül mırra içerek sonsuza dek kalabilirim Tanrım!
10:00 Sonunda geldik. Mardin dedikleri yer burasıymış. Ay çık çık gelemiyoruz bir türlü... Kartal yuvası gibi kurmuşlar en tepelere... Ebru yol boyunca kitap okudu. Durup durup "Yelda bak sakın bizi rezil etme buralarda" deyip durdu. Zaten bavuldaki bütün askılı mini elbiseleri de çıkarttırmıştı... Bu sıcakta pantolon giyeceğiz hanımefendinin Anadolu duyarlılığı yüzünden. Neymiş, gittiğimiz yere uyum sağlamalıymışız, değerlerine saygı duymalıymışız... İyi, duyalım bakalım... Lonely Planet'den oku oku sonra ukalalık yap... İyi iş...

12:00 Allahım bu ne sıcak. Öğlen güneşinde Mardin'i gezen tek enayi biziz herhalde. Acilen bir yere sığınmalıyım. Bir taş bina arıyorum...

12:30 Bu adamlar bütün binaları ben gelmeden önce yıkmış galiba. Yarım saattir postane ve müze dışında bir tane eski yapı göremedim. Bu kitaplardaki fotoğrafları nereden çekmiş bu adamlar? Foto şop numarası olabilir mi?

13:00 Az sonra eriyeceğim ve Mardin asfaltında bir sakız olarak sonsuza değin kalacağım. Sakıza da bir mezar taşı dikerler: "Müşteri temsilcilerinin piri/ silikonların şiiri/ müşteri, kampanya, patron, her şeye dayandı/ Mardin sıcağına gelemedi..." Yok mu evinde kliması olup beni bu zulümden kurtaracak yakışıklı bir Mardinli? Katiyen fotoğraf falan çekemeyeceğim. Hayali bile bunaltıyor.

MANASTIRDA HUZUR
14:00 Bulduğum ilk manastıra sığınacağım ve akşama kadar çıkmayacağım. Neydi adı? Deyrül Zafaran... Lütfen o da beton bir binaya dönüşmüş olmasın.

14:30 İşte manastır. Ohhh! Mis gibi taş. Şu köşeye ilişiyorum ve kıpırdamıyorum... Belki günahlarım da affolur. Gerçi o biraz zor...

17:00 İki buçuk saatir buradayım. Rahip etrafımda dolanmaya başladı. Dik dik bakıyor...

17:30 Artık iyice kıllandı... Kesin terörist sandı beni...

18:00 Ah canıııım... Su istersem getirtebilirmiş, bunu söylemek istemiş bir saatir... Mırra verelim mi diyor... Zaten hep merak ederdim şu mırrayı... Fakat beş dakikada nasıl oldu bu böyle? Saatlerce kaynatmıyorlar mı mırrayı? Neyse önce içelim, sonra soralım.

18:30 Mırra'yı da neskafeden yapıyorlarmış!.. Granül mırra... Ay çok fantastik... Manastırda globalizeyşın durumları...

19:00 Allahım yemek de teklif ediyorlar. Allahım ne güzel bir yer. Ben sonsuza kadar manastırda kalıyorum... Rahibe falan olur, belki hayatın anlamını bulurum.

yeldatozan@hotmail.com


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır