Selanik vilayetinin tümü ile Kosova ve Manastır vilayetlerinin Arnavutluk'tan kalan kısmı Makedonya olarak adlandırılır. Makedonya Kralı Büyük İskender'in babası Filip Sırp, Yunan ve Bulgar için "Ata"dır.
Makedonya'nın verimli alanlarına Anadolu'dan getirilen Türkler yerleştirilmiş, Rumeli Ordusu ve diğer Osmanlı efradının Makedonyalı kadınlarla evlenmelerine Dersaadet'den müsade verilmişti. Makedonya'yı gelip geçici bir istasyon değil, kendisinin bir parçası olarak kabul eden Osmanlıların siyaseten geliştirdiği bu düzen sistem olarak çok yarar sağlamış, Makedonya istikrarı böylece sağlanmıştı. Bu istikrar aynı zamanda Balkanların istikrarı demekti. Çünkü Makedonya oldum olası hem bizim hem de Avrupa'nın bir "Mayın Tarlası" niteliğini hep sürdürmüştü.
Her karışık ve işin içinden çıkılmaz durumu anlatan "Makedon Salatası" söylemi sadece diplomatik değil halk ağzı ile yaygınlaşmıştı. Salata doğal olarak büyük devletlerin sofrası için elzemdi. Ama hazmı bir hayli zor olan bir "Salata"ydı Makedonya...
1903 yılına kadar uzanan karışıklıklar Avrupa ve Amerika'yı daha bir içine alacak ve siyaset, Osmanlı karşıtlığı olarak büyüyecekti. Bu tarihe kadar meydanı Rusya ve Avusturya'ya bırakan ve sessizliğini koruyan İngiltere Rus Çarı ile Makedonya toplantısı istemişti. Londra Balkan Komitesi, Makedonya Komitesi ile işbirliğine girişmiş, Reval görüşmelerinde Makedonya ve tabii ki Osmanlı Devleti'nin zaafa uğratılması gündeme gelmişti.
Avrupa'nın 1900 başlarındaki kararı Osmanlı Devleti'ni ortadan kaldırmaya yönelik bütüncül bir eylemin temelini teşkil etmişti. Bu eyleme son bir halka da Sevr ile eklenmek istenecek ama Ulusal Bağımsızlık direnişi ile Türkiye var olacaktı. Avrupa Osmanlı'yı ortadan kaldırmış ama Türkiye'nin oluşumuna engel olamamıştı.
ergunhicyilmaz@superonline.com
Ergun HİÇYILMAZ