|
|
|
Dilin 'ğ' noktası
İngilizler internette ve cep telefonlarında kullanılan kısaltmalar da dahil, yeni kelimeleri ve işaretleri, Oxford Sözlüğü'ne dahil ettiler. Bizim TDK ise uyuyor!
Bu yazıları takip edenler es geçilen, önem verilmeyen, göz ardı edilen hatta küçümsenen; söz, jest ve mimikleri makro yapılara bağlamaktan zevk aldığımı bilirler. Neden mi? Çünkü herkes kendini şu dünyada 'biricik' sanır... Adeta göğsünü yumruklayarak 'Beni kategorize etmeyin' der. Uykuya dalmadan önce özgürlük masalları dinlemeye bayılır. Gelin görün ki çoğu kez farkında dahi olmadığı akıntıların esiridir.
Nedir bu akıntılar, anaforlar? Örneğin Batı hayranlığı... Ne kadar da Batılı, ne kadar da çağdaş olduğunu gösterme çabası... Bu öylesine büyük, öylesine güçlü bir akıntı ki hatalarımıza dahi sızar. Evet hatalarımıza!
BUZ OLDU BUZZ
Bunun en güzel örneğini Hürriyet gazetesi birinci sayfasında gösterdi. ABD'nin ünlü üniversitesi 'Harvard'ı, 'Harward' diye yazdı. 'Canım bir anlık dalgınlık, niye bu kadar büyütüyorsun' diyeceksiniz. Tabii ki öyle; tabii ki dalgınlık... Ancak bu dalgınlığın, bu minik hatanın ardında tam da o Batı hayranlığı, Batı öykünmesi yatıyor. Hatayı yapanlar, "Koskoca 'harvırd' tek 'v' ile yazılır mı, olsa olsa 'w'dur..." diye geçiriyor içinden. Hatta bunu bilinçli bir biçimde düşünmüyor bile.
Alın size bir örnek daha... Eğlence dünyasının iki kadın girişimcisi, Safran'ın sahibi Aslı Altan ile Buz'un sahibi Lâl Feray bu yaz güçbirliği yaptılar. Arnavutköy'deki Neşe Taverna'yı (hani Akmerkez'den aşağıya inerken sağda) kiraladılar. Son derece şirin, kaliteli müzik ve lezzetli yemekler yapılan bu bar-restorana da 'buzSAFRAN' adını verdiler.
Şimdi siz bunu ille de 'buzSAFRAN' diye yazmayabilirsiniz. 'BuzSafran' ya da 'Buz Safran', o da olmadı 'Safran Buz' filan da uyar. Peki birisi bana neden medyadaki 10 tanıtım yazısından beşinde 'BuzzSafran' ya da 'SafranBuzz' diye yazıldığını anlatabilir mi Allah aşkına!
Kardeşim; Lâl Feray'ın barının adı 'buz' yahu 'buz'! Sadece buz... Tek 'z' ile. Yani bildiğimiz; rakıya atılan, suları soğutan buz! Ama bizimkiler şöyle düşünüyor: "Buz, fazlasıyla yerli, fazlasıyla Türkçe, fazlasıyla basit. Tek 'z' yakışır mı hiç Feray'a, Altan'a? Yakışmaz! O halde biz bunu en iyisi buzz yapalım. Böylesi daha şık, daha Avrupalı duruyor; di mi ya!"
GAY'LERE GEY DESEK N'OLUR?
Bunları yazıyorum diye beni Türkçe milliyetçisi sanmayın. İşimize yarayan, değişen hayatımızı bize anlatan her türlü yabancı kelimenin dilimize adapte edilmesinden yanayım. Şu başlıktaki garabete bakar mısınız: "Ünlü aktör meğer gay'miş"...
'Show'u şov, 'restaurant'ı restoran yaptık. Fena mı oldu? Gelin şunu da 'gey' yapalım, okunduğu gibi yazalım, "Ünlü aktör meğer geymiş" diyelim, olsun bitsin.
Bu arada bir de öneri: Türk Dil Kurumu, Türkçe'yi koruyacağım diye uğraşacağına en kısa zamanda dilimize giren yeni kelimelerin de bulunduğu bir sözlük hazırlasın. İşte İngiliz örneği ortada. Adamlar internet ve ceptel sohbetlerinde kullanılan kısaltmaları da saygın Oxford Sözlüğü'nün yeni baskısına aldılar. HAND: Have a nice day... RUOK: Are you okay?... Bununla da yetinmediler; sevinç ve şaşkınlık gibi duyguları belirten işaretleri de ((örneğin: :-) ya da :-o )) sözlüğe dahil ettiler. Bizimkiler ise AGD vaziyette!
emreakoz@sabah.com.tr
Emre AKÖZ
|
|
|
|