kapat
16.07.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

www.ciceknet.com
Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

www.euronet-tr.com
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )

Duran, yanar!

Türkiye'deki ekonomik krizler, uyuşturucu bağımlılarının krizine benziyor.

Biz borca bağımlıyız. Borç parayı bulduğumuz zaman rahatlıyor, ama borç bağımlılığına çare üretemediğimiz için her rahatlık, daha sarsıntılı bir krizin sebebini oluşturuyor.

IMF ve Dünya Bankası'ndan beklenen kredinin çıkması niçin yaşamsal önem taşıyordu?

Çünkü hesapça bu kaynak Hazine'nin yakın dönemdeki borçlanma ihtiyacını azaltacak, bu sayede faizler düşecek ve üretim faaliyetini canlandırmak için müteşebbislerin istek ve cesareti uyanacaktı.

Ama bu beklentinin gerçekleşeceğine dair en azından geçen hafta bir umut doğmadı.

Sebep ne, çare ne?

Vatandaş haklı olarak sızlanıyor. Siyasetçiler halkın sıkıntısını oya çevirme alışkanlığı ile IMF destekli programa veryansın ediyor. Önerdikleri alternatif mi var? Hayır..

Siyasetin, hak ettiğinden fazla imkân ve ödül verdiği Süleyman Demirel bile aynı havada.

"İçinde IMF olmayan bir çözüm öneriniz var mı?" diye soran gazetecilere verdiği cevap elem ve ibret sebebidir. Siyasetin duayeni, bir çözüm formülü önermesinin yanlış olacağını hiç sıkılmadan söyleyebiliyor.

İte kaka yürümez..
Çözüm diye ortaya koyduğu tek şey, ekonomik programı havaya uçuracak bir erken seçimdir.

Daha parçalı bir Meclis tablosunu, eski aktörler ve alışkanlıklarla sürecek lider sultası altındaki partiler düzenini önleyecek bir Partiler ve Seçim yasası da önerse "Yeni kurallarla yeni seçim" istese ya..

Hayır, iyi bildiği oyunlar ve aletlerle hemen seçim istiyor..

İktidar liderleri, Demirel'i muhatap almayarak iyi ediyorlar. Ama bu doğru politikanın öteki doğru adımlarla bütünlenmesi lâzım.

Ekonomik programın başarısı için gerekli olan güveni yaratacak inanç ve sahiplenme duygusu eksiktir. Bunu gidermek için MHP'ye görev düşüyor. "Kemal Derviş'i kurtlar yiyecek" tedirginliği bitmeli artık.

Devlet, memur ve işçi olarak 3.5 milyona yakın insan besliyor. Bir kişinin işini beş kişi yapıyor. "Ne kadar kadro, o kadar oy" dönemi bitti. Artık bu silâh geri tepiyor. Kadroları azaltmak mecburiyeti bugün görülmez ve tedbir alınmazsa bir kaç ay sonra IMF tarafından şart koşulacaktır. Verimsiz KİT'lerin özelleştirilmesi de.. Devlet, parti teşkilâtlarına arpalık olsun diye bu KİT'leri daha fazla finanse edemez.

Ateşte yürüyoruz..
Bu kafayla giderse devlet yarın, özel sektörün yaşamak için mecbur kaldığı çarelere başvurmaktan başka çıkış yolu bulamayacaktır. Millet "Bu devlet 3.5 milyon memur ve işçinin değil 70 milyonun devletidir" diyecek, aynı fedakârlığın paylaşılmasını isteyecektir.

O zaman ne olacak?

Ya kamudan kitlesel memur ve işçi çıkarmaları veya dönüşümlü ücretsiz izin uygulaması..

IMF'den her yıl bu kadar kredi alamayız. Yılda 15-16 katrilyon liralık iç tasarrufu da ancak böyle sağlayabiliriz.

Eğer buna mecbur kalmak istemiyorsak tek çare, IMF destekli programı sulandırmadan, delmeden, inanç, kararlılık ve cesaretle yürütmektir.

Başarıdan başka seçeneği olmayan iktidar liderleri şunu unutmamak zorunda: Nasıl ki ehven-i şer, şerlerin en kötüsü ise, yarım doğrular da yanlışların en yanlışıdır.

Ateşin üstünde yürüyoruz. Bu yolda duraksayan yanar!


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır