Tatil mi? O da ne?
Hafta sonu geldi... N'apıcaanızı biliyor musunuz? Planı programı doğrulttunuz mu? Bodrum 'a mı ineceksiniz, dama mı çıkacaksınızfkendinizi güneşe vermek için? Müzeyyen yengenizin yazlığına mı gideceksiniz evin en serin odasına mı serileceksiniz? Zor iş... Hem çok paralı olmak hem de çabucak karar vermek lazım.
Özetle "çok çalışmak lazım çoook".
Beni soracak olursanız tatil fikriyle pek aram yok. Geçen hafta sonu arkadaşım Nilgün Belgün'ün Büyükada'daki evindeydim. Kızı Oylum, benim tatille ilgili ümitsiz durumumu öğrenince gama kasvete büründü; bu tatil yapmama huyumun feci bir şey olduğunu bana hemen keseme uygun bir tatil beldesi bulmamız gerektiğini söyledi.
Çok etkilendim tabii. Her şeyime burnunu sokan bir sürü arkadaşım varken ve bu onların umuru bile değilken genç bir kızın bu meseleye parmak basmafkeyfiyeti beni fazlasıyla memnun ve mesut etti (Oylum, kız seni keşki ben doğuraydım.)
HAVUZ FASLI
Adaları nasıl severim bilemezsiniz. Ben küçücekken annemler her yaz Heybeliada'da rahmetli İsmet İnönü'nün köşküyle duvar bitişiği bir evi kiralarlardı. Adanın arka tarafından denize girerdik. İnönü'nün meşhur çivilemelerinden birini gerçekleştirdiği bir gün "ben de atliicam" diye korumalarının bacaklarının arasından sızıp, boyumu geçen suya atlayıp boğulma tehlikesi geçirdiğimi gayet iyi hatırlıyorum. Artık adalardan denize girmeyi pek de tercih etmiyorlar galiba. Nitekim Nilgünler bizi önce Aya Yorgi tepesine sonra da havuza aldılar. Aya Yorgi tepesine yürümek suretiyle tırmandıktanfve indikten sonra maşayla tutulup suya atılmış kor ateşler misali "cızz" diye bir ses çıkartıyorsunuz. Bir de Büyükada'da bir yerden bir yere gitmek için ya iniyorsunuz ya çıkıyorsunuz. Yani yaygın kullanılışının aksine durumu şöyle özetleyebiliriz: "Her inişin bir çıkışı var."
Gelelim hafta sonu hadisesinin sulu kısmına;fNilgün 'Seferoğlu'ndan havuza giriyorum' deyince, zengin bir arkadaş edindi onların havuzundan istifade ediyor oğlanın babasının adı da Sefer gibi anladım ben. Bu Seferoğlu üç havuzlu kocamaan bir yermiş meğersem. 1876'da bir silah tüccarı tarafından inşaat malzemeleri tee Glasgow'dan getirilerek yapılan köşkün de adıymış. Köşkün sahiplerinden biri Niko Seferoğlu'ymuş, adı ordan kalmış.
Ben her yaz mevsiminde ibretle şunu müşahade ederim. İnsanlarfgüneşin altında kavrularak meşin haline gelmek suretiyle kendilerine eziyet için ellerinden geleni ardlarına koymazlar. Burada da kural bozulmadı tabiyatıyla. Ben 3-5 kilo aldığımda kaçacak delik ararken devasa anatomilerini sergilemekten sureti katiyede imtina etmeyen insanlarla aynı yerde bulunmaktan fevkalade mütehassıs oldum. Benden inceleri ise şiddetle kınayıp onları adam yerine bile koymadim. Akşamleyin adanın merkezine indiğimizde, ada halkının genç temsilcilerinin önce bir kesekağıdına konup sonra adanın meydanına boşaltıldığını düşündürecek bir görüntü ile karşı karşıya geldim. Meydandaki ahali cicilerini giymiş sankim kokteyl partidelermiş edasıyla ayakta durup birbirlerini kesiyorlardı. Bizden geçmiş tabii. İbretle seyri mevzubahis olundu tarafımızdan.
Ben şahsen çok eğlendim. Size de tavsiye ederim adayı. Ama önce Nilgün, Ayşe (Gencer) ve kızlarıyla arkadaşlık tesis edeceksiniz. Eğlence ondan sonra başlıyor. Hadi iyi ıslanın bakiim. Buharlaşmadan.
Dokun bana
Önemsemediğimiz hatta sinir bile olduğunuz bir şeyin (şarkı, kişi, reklam ya da tv programı) size takıldığını hissettiğiniz olur mu? Bu, aslında sebep olan açısından ticari anlamda azımsanmayacak bir başarı anlamına gelir.
Yukarıdaki parantez içi kalemler reklamla bize gazlanınca ona bir çeşit ilgi gösterme yanılgısına düşeriz. Dokun Bana tam da böyle bir yarışma.
Ben şimdi yarışmadan ziyade yarışmayla aynı adı taşıyan şarkıyı söyleyen kız ve şarkıdan söz etmeyi düşünmekteyim. Kızın adı Gülhan dikkatli olanlarınız onu kızıl kumralken (eyvah) isimli eski meşhur şarkıyı yeni rock versiyonuyla söylediği klibinden hatırlayabilirsiniz. Bizim Ayşe (Gencer) bu kız tutar diyor. İnşallah.
Besteyi Barlas Erinç yapmış, hani benim "Ben kimselere yar olmam" ı besteleyen ve yazan şarkıcı müzisyen kardeşim. Şarkı bir parça Jose Feliciano'nun "Rain"ini hatırlattı bana.
Yıllar önce Ajda Pekkan "Yağmur" adıyla söylemişti. Şimdi de Soner Arıca söylüyor.
Kızın yorumuysa yer yer Zerrin Özer'e çalıyor.
Benzetme köşesi
Milenyum doktoru Prof. Mehmet Öz'ü iki kişiye benzetiyorum. Futbolcu Alpay ile internetteki Habertürk'ün kurucusu Ufuk Güldemir'e (solda)... İki kişiye benzettiğim başka biri de Tarkan'ın Cezayirli sevgilisi Asiya. O da Çağla Şıkel ve Nevbahar Demirağ karışımı, demek Tarkan'ın tipleri aynı...
aysegulaldinc@ixir.com
AYŞEGÜL ALDİNÇ
|