Şu sıralar buralarda bir fenomene dönüşen 'Artificial Intelligence' adlı filmi kast ediyorum... Küresel ısınma nedeniyle doğal kaynakların sular altında kaldığı bir çağı anlatıyor Steven Spielberg. Her şey karneye bağlanmış; gıda almak hatta çocuk sahibi olmak bile. Çocuk doğurmak için izin bekleyen aileler içinse bir robot çocuk yaratılıyor: David. Görünüşte gerçek bir çocuk ve sevme kapasitesine sahip ilk yapay zeka. Bu robo-çocuk, sevmeyi öğrendikçe bir insana dönüşmeye başlıyor... Annesinin günün birinde ölebileceği ihtimali onu dehşete düşürüyor. Kıskançlıkla, şiddetle tanışıyor. En sonunda da terk edilmeyle; evlat edildiği aile tarafından sokağa bırakılıyor çünkü.
David'in gerçek bir çocuk olma yolundaki macerası eşliğinde geleceğin toplumunu da çiziyor Spielberg: Orga'lar (organik insanlar) ve Mecha'lar (mekanik robotlar) bir arada yaşıyor. Robotlar sofistike araçlar olarak her işi yapıyorlar: Dadılık, dişçilik, jigololuk...
Amerika'da bu filmi izleyenler artık birbirlerine Orga (organik insan) ya da Mecha (mekanik robot) şeklinde hitap eder oldu. İki ayrı ırk birbirine tahammül edemiyor aslında. Mecha felsefesine göre insanlar onlardan, günün birinde dünyanın robotlara kalacağı korkusuyla nefret ediyorlar... Spielberg'in yarattığı dünyadaki en ilginç karakterlerden biri de "lover mecha"lar. Geleceğin "Barbaroslar"ı, yalnız Orga kadınlarını tatmin etmek için jigolo servisi veriyorlar. "Bir kere bir aşk robotuyla beraber oldun mu, bir daha asla gerçek bir erkekten zevk almazsın" diyecek kadar iddialılar bu işte.
Aslına bakarsanız fena fikir değil bir aşk robotuna sahip olmak. Düşünsenize bir kadının nelerden hoşlandığını biliyorlar; hangi müzikler, hangi sözler bir kadını mutlu ederse hepsini uyguluyorlar. Sadakatsizlik akıllarının ucundan geçmiyor. Ancak başta iyi bir fikir gibi gelse de sadece üç saniye sürüyor kendi gerçeğimizi hatırlamak. Biz alışık değilizdir öyle acı çektirmeyen erkeklere/kadınlara, süründürmeyen aşklara. İlle de burnumuz sürtülecek, tövbe edeceğiz her seferinde. Bir sefer yenik hissetmişsek, bir sonrakinden çıkartacağız acısını. Dans eder gibi
adımlarımızı ölçerken, bir boksör gibi gardımızı düşürmemeye çalışacağız. Bir lover mecha ne anlar ki bu incelikli oyunlardan, devreleri karışır alimallah!
Onun karşılıksız, eksiksiz, kusursuz ve en önemlisi belirsizliklerden uzak aşkı da bizim sigortamızı attırır zaten...
sedaercan@yahoo.com
SEDA ERCAN