kapat
25.06.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

www.euronet-tr.com
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 

Titre ve aslına dön!


Amerikan halkı artık gerçek deneyimleri duymaktan hoşlanıyor.
21 yaşındaki J.T.LeRoy'un hikayesi belki bu yüzden çekici; dergilere kapak, şarkılara söz...

Bütün sarsılmazlığına rağmen ekonomideki küçük oynamalar bile Amerikalıların hayatlarını etkilemeye yetti. Şimdi, son 10 yılın açgözlülüğü, aşırılığı, Hollywood'un şaşaası ve boş pırıltıları yerini sadeliğe ve gerçeğe dönüşe bırakıyor. Yani "En büyük en güzeldir" devri artık sona ermiş gözüküyor, şimdi devir "asla dönüş" devri. Yalnızca borsanın nezle olmasından ya da dotcom şirketlerinin çöküşünden değil bütün bu değişim, insanlar biraz da sürekli en iyinin peşinde koşup, komşunun arabası, yatıyla yarışmaktan sıkılmış görünüyor. Aradıkları biraz alçakgönüllülük ve sadelik, bir de kendi gibi olmak!

Yeni anlayış hayatın her alanında kendini gösteriyor. Mesela şehrin en in mekanlarının sahibi işadamı şimdilerde, "hava" satmak yerine sadece "yemek yemek" üzerine kurulu bir barbekü restoranı açmaya hazırlanıyor. Ya da Amerikan erkeklerinde yıllardır pek sık rastlanmayan göğüs kılları yeniden revaçta. Üstelik deniyor ki, "gerçek erkek" Botox yaptırmaz!

GERÇEĞİN PEŞİNDE
Sinemada, "Before Night Falls" ile Oscar'a aday olan çirkin kral Javier Bardem, şu sıralar pek popüler. Kusursuzluğun simgesi Gwyneth Paltrow yerine Drew Barrymore'un balık eti vücudu da öyle. Ya da deniyor ki, o bayıldığımız Jeremy Irons'lı Donna Karan reklamında sadece adamın çekiciliği ve ismi değil, aynı zamanda kırışıklıkları ve yaşıydı gözler önüne serilen. Ya da sanat dünyasında dönen paranın azalmasıyla beraber sanatçılar sponsorlarına birer "fuck you" çekip gerçekten yapmak istedikleri sanatı yapabilecek. Sahne dünyası aslına dönüşü yaşamaya başlamış bile: Şimdi yazın ve sinema dünyasının önemli isimleri, "The Moth" adlı anlatı grubuyla sahneye çıkıp yüzlerce insanın önünde gerçek hayatlarından anektotlar anlatıyorlar. Şovun gördüğü ilginin anlamı şu: Halk artık gerçek deneyimleri duymaktan hoşlanıyor.

21 yaşındaki J.T.LeRoy'u şu sıralar Amerika'nın yeni kültü haline getiren de sanırım aynı gerçeklik arzusu. Hani derler ya "hayatım roman," J.T.LeRoy'unki sahiden öyle. Annesinin kız kıyafetleri giydirip sonra da erkek arkadaşının tacizlerine göz yumduğu, 12 yaşında San Francisco sokaklarında yaşamaya başlayıp fahişelik yapan LeRoy'u ünlü kılan yalnız ürkütücü hikayesi değil, aynı zamanda yazarlık yeteneği. İlk kitabı "Sarah" geçen sene yayımlandı.

Bu ay yayımlanan ikinci kitabı üzerine şarkı yazarı Tom Waits Vanity Fair dergisi için LeRoy'la bir röportaj yapmış; yere göğe koyamıyor bu genç yeteneği.

Tek hayranı o değil. Garbage'dan Shirley Manson onun için bir şarkı yazmış. Courtney Love ve Suzanne Vega ona bayılıyor. Yazar Dennis Cooper en iyi dostlarından biri. Good Will Hunting'in yönetmeni Gus Van Sant ise neredeyse kankası ve "Sarah"nın filmini çekmeye hazırlanıyor.

AMERİKA'NIN YENİ KÜLTÜ
Bu önemli adamların hepsi, onun kırılgan görünüşüne ve yaşının ötesindeki görmüş geçirmişliğine hayran. Peki bir çocuk fahişe, nasıl hayran kitlesi olan bir yazara dönüşür? LeRoy'un hayatı 15 yaşındayken sokaklarda karşılaştığı bir psikoterapist sayesinde değişiyor. Birkaç yıl boyunca her gün terapiye gidiyor. Ardından "Yaz" diyor terapisti, "bu da bir çeşit terapidir." İlk sayfalardan itibaren yazılarının vuruculuğu ve güzelliği şaşırtmakla kalmıyor, ünü etraftaki yazar çizer tayfasına kadar ulaşıyor. Kalacak yeri bile yokken bir faks makinesi ediniyor kendine. Telefon bulduğu yerlerde sırtçantasında taşıdığı faksını çıkarıp, yazdıklarını doktoruna fakslıyor. Bugün çocukluğunun karanlık dehlizlerini anlatan iki kitabı ve hayran kitlesiyle medyanın da gözdesi.

Tek sorun LeRoy'un fotoğraf vermekten kaçınması. Vanity Fair'de, tütüsü ve bale pabuçlarıyla Sinderella pozunda ama maskeli. Village Voice'da ise sadece bedenini basmışlar, yüzü yine görünmüyor. "Savunma mekanizması" dediği bu gizem hayranlarını daha da kışkırtıyor. Çocukluğu korkunç gerçeklerle dolu yüzsüz bir beden o, yani herkes olabilir: Sen, ben, yan komşu.

SEDA ERCAN


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır