kapat
14.07.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

www.euronet-tr.com
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
METİN MÜNİR(mmunir@sabah.com.tr )

Münir: 1 Erbakan: 0

Sabahleyin erkenden kalktım. Duş alıp traş oldum. Derin nefes egzersizlerimi yaptım. Zegna "soft" elbiselerimi giydim. Hermes kravatımı taktım. Kahvaltımı yaptım. Aynadaki aksime "sen harikasın," deyip bir öpücük üfledikten sonra asansörle lobiye indim, kendimden emin adımlarla otelin dışına çıktım ve bir taksi çevirdim.

"Adliye Sarayına!"

Bugün Necmettin Erbakan'ın aleyhime açtığı "basın yoluyla hakaret" davası görülecek.

Bütün medya orada olacak muhakkak. Savunmam hazır. Kendimden eminim. Kurduğu dört parti kapatılan, iki defa askeri müdahale ile işsiz bırakılan, hapis yatan ve bütün bunlardan sonra tekrar beni yollamak istediği yere girmekten kıl payı kurtulan, halı desenli kravat takan bu politikacıdan korkacak değilim.

Ama o da ne?

Saat 8.45. Dava 9.07'de başlıyor. Ortalıkta benden ve mübaşirden başka kimse yok.

Kameralar nerde? Acaba günleri mi karıştırdım?

Duvarda görülecek davaların listesi var. Burnumu listeye yaklaştırıyorum. Oh hayır!

Saat 9.00 ile 11.10 arasına 26 dava konulmuş. Bu, her dava için 5 dakika demek. Aman Tanrım! Biyonik bir hakime mi düştüm? Bir bakıyorsunuz ben, 25 saniyede hapse mahkum edilip bir zindana ışınlanıveriyorum.

Listeyi inceliyorum. Birinci dava: "Müşteki,"f yani davacı Necmettin Erbakan. Basın Yolu ile Hakaret dolayısıyla Üzeyir Darıcı ve Cüneyt Canver aleyhinde dava açmış. Davanın başlama saati 9.00. Bitiş saati 9.01. Nükleer füzyon yöntemi kullanıyorlar herhalde. Buna kıyasla Anavatan Partisi milletvekili Güneş Taner'in Milliyet yazarı Meral Tamer'e açtığı davaya bayağı zaman ayrılmış. İki dakika. Benim dava ise 3 dakika ile rekora koşuyor.

Saat 9.00'da mübaşir sanıkların isimlerini seslenmeye başlıyor: "Adem Kılıç! Turan Gürsoy!"

Neden davalara bu kadar az zaman ayrıldığını (ve ortalığın neden bu kadar tenha olduğu) anlıyorum. Birçok davaya ne davayı açanlar, ne davalılar ne de avukatları geliyor. Daha sonra Adalet Bakanlığı'nın Sicil ve İstatistik Dairesinden öğreniyorum ki Türkiye'deki davaların %0'ı hiç kimsenin gelmemesinden dolayı ertelenirmiş.

Nitekim sanık kutusunda sıram gelince kendi kendime mahkeme oluyorum. Erbakan beni bulmaya gayret göstermeden hakkımda "yargılamadan kaçıyor" diye gıyabi tutuklama emri çıkartmıştı. Ama, bırakın kendisi mahkemeye gelmeyi, avukatını bile yollamamış badem bıyıklı dostumuz.

Hakim mahkemeyi ekime erteliyor.

Bir sıfır öndeyim. Yargılanma sürecine saygımı gösterip İstanbul'dan Ankara'ya geldim. Parmağımı, kesip kesmeme konusunda karar vermek üzere, şeriata uzattım. Savunmamı yaptım.

Erbakan gelmedi. Büyük işlerle meşguldü. Herhalde Milli Gazete'nin tirajını arttırmak için cihat çağrıları yapıyordu ve beşinci defa kapanacak partisinin kurmakla meşguldü.

fNot: Dava konusu yazıyı merak ediyor olabilirsiniz. Yazıyı ancak dava sonuçlandıktan sonra yayınlayabilirim. İçinde bir hakaret veya hakaret kastı olmadığından emin olabilirsiniz.


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır