kapat
14.07.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner
Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

www.euronet-tr.com
Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
HAŞMET BABAOĞLU(hbabaoglu@sabah.com.tr )

Bir "pozitif"tir gidiyor!

Kavramlar önemlidir; hatta kavramların kendi başlarına bir hayatı, kendilerine has bir gücü ve iktidarı vardır... Doğru!

(Düşünsenize; hiç çağdaş olmayan uygulamalar için "çağdaş" deyince etkili ve yetkililerimiz, akan sular duruyor bazen! Kimse "Yahu nedir bu çağdaşlık?" diye sormuyor...)

Binlerce yıllık insanlık geleneklerinde "bir şeyi kırk kez söyle, olur" türünden inançlar olmasını da iyi irdelemeli, yabana atmamalı!

Sonra... Hepimiz biliriz: Bazen bir söz günümüzü aydınlatıverir, bir söz içimizi karartıverir ya!

Ondan mıdır bilmem; şimdi herkes "pozitif" sözüne taktı.

Yalnız bizde de değil.

Batı'nın "tuzu hafifçe kurumuş" her toplumsal ortamında gözde bu ve benzeri kavramlar!

Bütün enerjiler "Pozitif enerji" neredeyse...

Sevilen herkes "Pozitif insan!"

"Pozitif ruh veya düşünce" dendi mi akan sular duruyor!

"Olumlu" anlamında, "Yapıcı" anlamında kullanılıyor genel olarak. Ama biraz daha yakından bakarsanız; değişik kültürel pozisyonları, hatta savunma mevzilerini görebilirsiniz bu kavramın kullanımında...

"Pozitif" diyor birisi bir başkasına; çünkü "sorun çıkarmıyor, baş ağrıtmıyor!" Yani belki de ne ahlakı, ne de dünya görüşü olumlu biri, ama hep birlikteyken "can sıkmıyor." Bu yüzden de arkadaş pozitif!!!

Kimisinin de "pozitif" lafını ikide bir kullanışına bakıyorsunuz, sanki dolgun banka hesaplarından veya şöyle güzel bir sahilde dört başı mamur bir tatilden söz eder gibi...

Olur mu böyle? Olmaz!

Bu üstünkörü geçilecek bir konu değil.

"Pozitif" kavramını pozitifleştirmemiz gerekiyor.

Bu kavramın kullanımını "Sabah Şekerleri" muhabbetiyle karıştırmamak gerekiyor.

Daha önemlisi; lafta değil, işte "pozitif" olmamız gerekiyor.

Bu konuda daha yazacağım.

Şimdilik güncel bir örnekle noktalayayım yazımı.

Özellikle İstanbul'da "Club müziği" moda bugünlerde! Gençler bir şarkıcının peşinden gider gibi; ünlü, ünsüz sevdikleri DJ'lerin peşinden gidiyorlar.

Geçenlerde bu yeni eğlence trendini ele alan bir yazı okudum.

Ülkemizin kadın DJ'lerinden Beyza (Gerçekten de iyi DJ'dir Beyza!) diyor ki: "Club müziği dostluğun ve sevginin müziğidir, bu müziği pozitif ruhlu insanlar sever."

"Peki, neden kadın DJ'ler, yani bu müziğin yapıcıları bu kadar az?" sorusuna verdiği yanıt ise şöyle Beyza'nın: "Aramızda ne yazık ki çok çekişme yaşanıyor, oysa birbirimize destek olmalıyız."

Buyrun, buradan yakın!

Hani bu müzik türü ve sevenleri pozitifti? Nerden çıkıyor bu çekişme?..

Benden son söz: Hiçbir şey kendi başına "pozitif" değildir. Ne müzik, ne bir moda, ne de "ne idüğü belirsiz enerjiler!"

Onları biz... İstersek... İstersek ve becerebilirsek "pozitif" yaparız.

Hiçbirimiz "kaşımız gözümüz" güzel diye "pozitif" değiliz, ancak istersek "pozitif" oluruz.


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır