Sorun para değil, moral
Beklediğimiz 3.2 milyar dolarlık kredi çıktı ama ateşi söndürmedi.
Dövizi ve faizi tutmak, yerlerde sürünen borsayı ayağa kaldırmak mümkün olamıyor.
Ecevit "İnatla güven bunalımından söz edilmesi büyük haksızlıktır" diyor.
Ama unutuyor ki güven, akıldan çok önseziye ve duyguya dayanır. Devleti yönetenler de baştan aşağı bu duyguyu uyandıramıyor.
Cumhurbaşkanı, uluslararası bir gözlemci veya hakem gibi.. Kendi ölçülerine göre bazen sarı, bazen kırmızı kart gösteriyor. Yüzünde devamlı olarak "Vesikalık fotoğraf" pozuna yakışan bir ifade, hiç bir umut, hiç bir iyimserlik yansıtmıyor.
Türkiye büyük bir ekonomik krizden çıkmaya çabalıyor, bununla birlikte benzeri görülmemiş bir yapısal değişimin sancılarını çekiyor. Bu süreci inanarak destekliyor mu, hiç belli etmiyor. Merak edip soruyor mu, cevabını alıp ikna oluyor mu, o da belli değil. Çünkü konuşmuyor.
Türk halkı bu kadar suskun cumhurbaşkanlarına alışık değildir. Özal ve Demirel, siyasi fikirlerine ortak olmadıkları hükümetler işbaşında iken bile topluma şevk ve ümit verirlerdi. Ya da alternatif politikalar önerirlerdi.
Taraf olmalı..
IMF Başkanı Horst Köhler bile Türkiye'nin ümit verici geleceği hakkında Cumhurbaşkanı Sezer'den daha fazla konuşuyor.
"Tarafsız Cumhurbaşkanı" konuştuğu zaman Anayasa'yı ihlal edeceğini mi sanıyor?
Hiç korkmasın.. Ülkeye ekonomik sağlığını ve çağdaş demokrasinin normlarını kazandıracak olan süreci desteklemek bu hükümeti değil, Türkiye'yi desteklemektir.
Desteği, önümüze koyduğumuz hedeflerin, bu hükümetin ömrüyle sınırlı olmadığını, hükümet değişse de ilerleyişin durmayacağını belli eder ki, bu da ihtiyacımız olan güvenin teminatı olur.
Başbakan Ecevit de umut uyandırmayı beceremiyor. Çevresi ya az konuşan asık yüzlü yardımcılar ve sebep olduğu zararlar nedeniyle kendisini istifaya davet eden yığınlara "ayı" diyen öfkeli, koltuğuna yapışmış bakanlarla kuşatılmış.
İçte ve dışta krediye teminat olabilecek tek adam Kemal Derviş'tir, onu da kaçırmak için yapmadıklarını bırakmıyorlar.
Gülümseyin..
IMF ve Dünya Bankası'ndan gelen kredi müjdesine rağmen Türkiye'nin rahatlayamaması, asıl eksiğimizin para değil, moral olduğunu gösteriyor.
"IMF, programın siyasi birlik içinde mümkün olduğu kadar güçlü şekilde uygulanması çağrısında bulunmaktadır. Bunun sağlanması, Türkiye'yi düşük enflasyona ve büyümeye götürebilecek en iyi yoldur.."
Bu öğüdün, inanç ve kararlılık taşıyan "Türk büyükleri"nden değil de IMF Başkanı'ndan gelmesi, ibret verici bir talihsizliktir.
"Güven niye gelmiyor" sorusunun cevabını gerçekten merak ediyorlarsa Sezer, Ecevit, Bahçeli, bir aynaya baksınlar.. İstifasını isteyenlere "ayı" diyen Öksüz'ün yaptıklarına, Kemal Derviş'e yapılanlara baksınlar..
Böyle bir ülkenin halkı, yatırım yapmayı, çalışıp üretmeyi düşünemez. Elindeki, avucundaki varlığı dövize çevirip, korktuğu geleceğe karşı tedbir almayı düşünür.
Kendilerine, halka, ülkenin geleceğine güvenen, bu inancı milletle paylaşan yöneticiler lazım bize..
Onlara naçizane önerimiz şudur: Gülümseyin ve ümit verin biraz..
|