  
Eğitim, yap-boz değil!
9 Nisan 2001 tarihli genelge: "Öğrenci başarısız bile olsa, velisi sınıf geçirilmesini isterse geçirilecek..."
(İmza: Milli Eğitim Bakanı Bostancıoğlu)
30 Mayıs 2001 tarihli genelge:
"Öğrencinin sınıf geçirilmesine öğretmenler kurulunca karar verilecek..."
(İmza: Milli Eğitim Bakanı Bostancıoğlu)
Masamda, altında Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu'nun imzasını taşıyan iki genelge duruyor...
9 Nisan 2001 tarihli genelgede ilköğretim öğrencileri hakkında herhangi bir şekilde önyargılı olarak bağlayıcı karar alınamayacağı vurgulanıyor, "Başarısızlığın değil, başarılı yönlerinin değerlendirileceği"nin altı çiziliyor ve şöyle deniliyor:
"Öğrenci velileriyle yüz yüze görüş yapılacak ve öğrencinin geleceği ile ilgili olarak sınıf tekrarı yapması veya yapmaması hakkında verilen nihai karar için öğrenci velisi ikna edilecek, aksi takdirde velinin görüşü esas alınacak..."
Yani; veli "Benim çocuğum sınıf tekrarı yapmasın" derse, öğrenci bir üst sınıfa geçirilecek...
***
Gelelim 30 Mayıs 2001 tarihli genelgeye... Okullar kapanmadan 15 gün önce çıkarılan tebliğe...
Altında yine Bakan Bostancıoğlu'nun imzası bulunan bu genelgede ise okul yönetimlerinden ve öğretmenlerden tam aksi isteniyor:
"Bir üst sınıfta güçlükle karşılaşabilecek öğrencinin sınıf geçmesi veya bulundukları sınıfta bir yıl daha devam etmesinde velinin görüşü de alınarak, okul müdürü veya görevlendireceği yardımcısının başkanlığında, sınıf öğretmeni ile varsa branş öğretmeni veya şube öğretmenler kurulunca karar verilecektir..."
İşte; kaliteli eğitimden söz eden Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu'nun imzasını taşıyan 50 gün arayla yayınlanan birbirine tamamen ters uygulamayı öngören iki genelge... Biri öğrencilerin sınıfta bırakılmamasını istiyor, diğeri ise çocuğun sınıf geçip geçmeyeceğine kurulun karar vermesini emrediyor...
***
SON SÖZ: Günlerdir eğitim sistemini eleştirirken bu çarpıklıkları vurgulamak istiyordum... Milli Eğitim sisteminin en başında bulunan Sayın Bakan milyonlarca öğrencinin geleceği ile ilgili bir konuda 50 gün arayla birbiri ile taban tabana zıt iki ayrı genelge imzalayıp yayınlıyorsa burada bir hastalık olduğuna dikkat çekiyordum...
Dilerim; günlerdir kulaklarını tıkayanlar, aksi görüşleri savunanlar ne demek istediğimi şimdi anlamışlardır...
IMF'YE KIZMAKLA HAKSIZLIK EDİYORUZ
Para alan, buyruk da alır!
Anlamıyorum; IMF'ye neden ateş püskürüyoruz? Neden "Her dediklerini yaptık, şimdi sözlerini tutmalarını (para göndermelerini) bekliyoruz" diyerek sitem ediyoruz...
Dua edelim ki; şimdilik TELEKOM'un Yönetim Kurulu'na yapılan atamalara karışmakla yetiniyorlar...
Eğer böyle giderse, Türkiye'yi yönetenler ülkeyi biraz daha batağa sürüklerse korkarım ki IMF ve Dünya Bankası yakında valiliğe, kaymakamlığa, banka genel müdürlüğüne kimlerin atanacağına, hatta İETT Genel Müdürlüğü ile Şişli Etfal Başhekimliği koltuklarına kimlerin oturacağına karar verecek... Ve bunu Ankara'ya deklare edecek: "Ya falancayı atarsanız, ya da hava alırsınız!"
IV. Murat boşuna "Leh Kralı'na yardım gönderile! Para almaya alışan buyruk almaya da alışır" dememiş...
TÜKETİCİNİN SESİ
CINE 5: İstanbul'dan Ali Oral Bayrak 1999'da Cine 5 aboneliğini iptal ettiriyor. Cine 5 görevlileri geçen yıl arayıp üyeliğini yenileyip yenilemeyeceğini soruyor. Bayrak, "Hayır" demesine rağmen kredi kartından 100 dolar çekiliyor. Bu para bir yıldır iade edilmiyor.
EĞİTİMCİ GÖZÜYLE
Bu mu adalet?
0-44 puanın karşılığı not olarak 1; yani öğrenci başarısız... 45-54 arası ise 2; bu geçer not... Düşünün bir öğrenci 100 üzerinden 45 puan alıyor başarısız sayılıyor... Diğer öğrenci 46 alıp başarılı oluyor... Bu not sisteminin adil olduğuna inanmıyorum... Ve onun için öğrencilerime not olarak 1 vermiyorum...
Bu sözler, Ankara Karum İş Merkezi'ndeki toplantı sonrasında konuştuğum Diyarbakır'daki bir okulun müdür yardımcısına ait..
Aklın yolu bir
* Öğrencilerin çoğu tembel değil, mağdur.. Ve onlara bir şans daha verilmeli...
Abbas Güçlü (Milliyet)
* Sadece bu sonbahar değil, her sonbahar bütünleme sınavları yapılmasına fena halde taraftarım... Hıncal Uluç (Sabah)
* Geçer not ortalamasının 2 notundan fazla olması Anayasal hakları ihlal etmektedir... Masum Türker (Nokta)
Vekillerimiz nerede?
Onbinlerce veli günlerdir çarpık ve ilkel eğitim sistemi yüzünden çocuklarının bir yıl kaybetmelerine isyan ederken, milletvekilleri meseleyi gözardı ediyor... Sanki tüm milletvekilleri davranışlarıyla kulaklarını, gözlerini ve ağızlarını kapatan üç maymunu sergiliyor... Kimbilir; "Şimdi bu yaz sıcağında denizi, güneşi bırakıp da bu işle mi uğraşacağız" diyor...
Sayın milletvekilleri yanlış anlamasınlar; onlardan kimse lütuf beklemiyor... Seçmenleri sadece nasıl bu kadar duyarsız olabildiklerine anlam veremiyor...
Lütfen beyler; denizden çıkıp kurulanın... Ve on binlerce evde yas tutan anne-babalarla, öğrencilerin feryadına kulak verin...
İsterseniz aksi görüşü savunun... Ama hiç değilse susmayın!
Fıkra
Burası Türkiye!
Tatil köyünde bir Amerikalı ile tanışan Türk işadamı sohbet ediyorlar... Bizimki anlatıyor: "İflasın eşiğine gelmiştim... Böyle bir tatil aklımdan bile geçmezdi.. Yangın fabrikamı kül etti.. Sigorta parayı ödeyince "Oğlum bunca yıl eşek gibi çalıştın da ne oldu?" dedim ve tatile geldim..."
"Tesadüfe bak diyor"Amerikalı; "Benim de çok iş yapan bir restoranım vardı.. Bir kasırga taş üstünde taş bırakmadı.. Sigorta paramı ödeyince ben de tatile çıkmaya karar verdim..."
Bizimki biraz duruyor ve ardından soruyor:
"Yahu anlatsana, sen kasırgayı nasıl başlattın?"
|