kapat
08.07.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.sahibinden.com
Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
ŞELALE KADAK(skadak@sabah.com.tr )

Ne yapacağını TÜSİAD da şaşırdı

İş dünyasının içten içe kaynadığının en güzel kanıtı iki gün arayla birbirine ters açıklamalar yapan TÜSİAD oldu. Doğrusu önce biz de ne olduğunu anlayamadık. Dernek, IMF'nin Türkiye'ye dönük 1.3 milyar dolarlık kredinin ikinci diliminin verilme kararının görüşüleceği toplantıyı ertelemesinin hemen ardından bir açıklama yaparak, tabiri yerindeyse IMF'yi fırçaladı ve özetle dedi ki, IMF daha duyarlı davranmalıydı. Yani bir anlamda hükümetin yanında yer aldı. İşte bu açıklamadan sonra olan oldu. Anlatılanlara bakılırsa, IMF'nin fırçalanmasına işadamlarının büyük bir kısmından tepki geldi. Telefon trafiği de ondan sonra başladı. "Niye böyle yapıyorsunuz? IMF haksız mı ki!" diye soran işadamlarının tepkisi sonunda ikinci bir açıklamanın yapılmasıyla yumuşatıldı. Nitekim TÜSİAD, iki gün sonra bir başka açıklama yaparak, Hükümet kanadından IMF ve Dünya Bankası'na gelen tepkilerin kaygı verici olduğunu, bir anlaşma yapıldığı ve bunun kurallarına uyulacağına dair yetkili isimlerin imzalarını koyduğu ve buna rağmen yaşanan son gelişmeleri eleştirdi. Böylece kriz yüzünden zaten burnundan soluyan iş dünyası da biraz rahatladı.

İş dünyası çileden çıktı para gelmesin' diyorlar
Telefondaki işadamı, "En büyük üzüntümüz çaresizlik. Güçsüz buluyoruz kendimizi. Ne yapacağımızı şaşırdık" diyordu. Sesi bir hayli bitkin geliyor, ne geleceğe ilişkin umutlarını ne de planlarını konuşmak istiyordu. Sanırım bu cümleler piyasaların bir kez daha altüst olduğu, umutların yittiği geçen Cuma gününden sonra iş dünyasının ne halde olduğunu çok açık bir şekilde anlatıyor.

İş dünyasında sessiz bir isyan var. Ancak konuşmalardan anlaşılıyor ki bu isyan bu hafta dallanıp budaklanacak. Gelişmeleri dikkatle izlemekte fayda var. Biz bu dönemde özellikle Türk Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (TÜSİAD) yapacağı çıkışları merak ediyoruz. Gelen duyumlar bu çıkışların pek bir sert olacağının sinyalini veriyor bile.

TÜSİAD'ın önde gelen üyelerinden biri hatırlatıyor. IMF ve Dünya Bankası Türkiye'ye para yardımı yapma kararı aldıktan sonra, dernek olarak gelecek olan bu paraların takipçisi olacaklarını üstüne basa basa açıklamışlardı. Öyle ki gerektiğinde IMF'ye dönüp "Niye bu parayı verdin?" diye de hesap soracaklardı. Gelecek olan paralar belki çok büyük miktarlarda değildi ama dünyadaki finans kuruluşlarına cesaret vereceği için çok büyük önem taşıyordu. Peki şimdi ne olacak? Paranın ve programın takipçisi TÜSİAD ne yapacak? Bu aşamada geçen hafta içinde işadamları arasında yaygınlaşan bir görüşü duyurmakta fayda var. İşadamları, Telekom'da istenen yönetim değişikliği yapılmayacaksa ve programın uygulanmasına siyasiler geçit vermeyecekse ne IMF'nin ne de Dünya Bankası'nın Türkiye'ye para vermesini istemiyor. Çünkü artık bu siyasi kadroya hiçbir güvenleri kalmamış. İşadamları inanıyor ki, eğer bu şartlar altında para Türkiye'ye gelirse eski tas eski hamam düzen devam edecek.

Hyundai'de 'kâr kaybı olmadı' iddiası
Türkiye'nin en talihsiz depremlerinden birinin merkez üssü olma şanssızlığını yaşayan İzmit'te kurulu Hyundai Assan'nın 'kâr kaybım oldu' iddiasını nasıl kanıtlayacağını doğrusu biz bilemiyoruz. Ancak hasar sigortası dışında bir de kâr kaybı sigortası yaptıran Hyundai Assan bunu biliyor olmalı ki, hiçbir hasar ödemeyen sigorta şirketleri Garanti ve Yapı Kredi Sigorta'ya alamadığı yaklaşık 20 milyon dolarlık tazminatı için dava açtı. Konuyla ilgili detaylar ve iddialar geçen hafta bu sütunda yayınlanmıştı. Hyundai hala ısrar ediyor ki, o dönemde yeni modele geçemediği için ciddi anlamda kâr kaybı oldu. Sigorta şirketleri ise bunun doğru olmadığını, Hyundai'nin elinde stokları bulunduğu için de bir kaybının olmadığını ileri sürüyor.

Garanti ve Yapı Kredi Sigorta'nın konuyla ilgili olarak bana yaptıkları yazılı açıklamada şöyle deniyor:

"...Deprem nedeniyle maruz kalınan hasarın ekspertiz işlemleri titizlikle tamamlandı. Kâr kaybı talebi yönünde ekspertiz neticisinde Hyundai Assan'ın detaylarına girmediğimiz somut teknik değerlendirmelere bağlı olarak deprem nedeniyle maruz kalınan herhangi bir kâr kaybının bulunmadığı tespit edildi. Ayrıca o tarihte yürürlükte olan Deprem Sigorta Tarifesi'nde öngörüldüğü şekilde muafiyet hesabı toplam muafiyet sigorta bedeli üzerinden hesaplanmış ve oluşan deprem hasarının muafiyet altında kaldığı görülmüştür. Muafiyet tamamen tasdikli tarifede öngörülen şekilde hesaplandığından muafiyet hesabında herhangi bir yanlışlık bulunmadığı gibi yazınızda iddia edilen şekilde sigorta şirketlerinin Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği'ne baskı yapmaları söz konusu değildir."

Durumun özeti şu: Hyundai Assan da sigorta şirketleri de haklı olduğunu ve davayı kazanacağını ileri sürüyor. Anlaşılan dava sonuçlanmadan kimin haklı olduğunu anlamamız mümkün değil.


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır