  
Evdeki telefon lüks, cep telefonu değil
Evdeki telefonunuzla yaptığınız görüşmeler; havyar, kürk ve pırlanta kolye gibi lüks KDV tarifesine tabi
Başlığı okuyunca, "galiba bir dizgi hatası olmuş" diye düşünmeyin. Hele şaka yaptığımızı hiç düşünmeyin. Şu andaki mevcut durum bu. Evinizde, işyerinizde, sabit telefonunuz varsa, o telefon lüks sayılıyor ve bu telefonla yapılan konuşmalar yüzde 26 oranında KDV'ye tabi tutuluyor. Buna karşılık cep telefonları, normal bir ihtiyaç kabul ediliyor ve bu telefonla yapılan konuşmalar yüzde 18 oranında KDV'ye tabi tutuluyor.
Yüzde 26 oranında KDV'ye tabi olan lüks mal ve hizmetleri merak edenler olabilir. Bir kısmını sıralayalım; havyar, kürk, kristal avize, fildişi eşya, TV kamerası, elmas, pırlanta, inci, gazino, bar, pavyon, gece kulübü, taverna, diskotek, yat, kotra, sürat teknesi... Az kalsın unutuyorduk, bir de sabit telefon!..
ASLINDA YÜZDE 42
Aslında, sabit telefonla yapılan konuşmaların vergisi yüzde 26 da değil. Diğer vergi ve fonlarla yüzde 42'yi buluyor. Fatura bedeli olarak alınan paranın yüzde 15'i Hazine'ye fon olarak gidiyor. Yüzde 1 oranında da haberleşme vergisi var. Hepsinin toplamı yüzde 42 yapıyor.
Bu arada, geçtiğimiz günlerde ilginç bir durum oldu ve bir kamu kuruluşu olan Telekom, Maliye Bakanlığı'nı mahkemeye vererek, yüzde 26'lık oranın 18'e indirilmesini talep etti.
Bakalım ne olacak?
Davayı Telekom kazanır ve sabit telefonun havyar, kürk, pırlanta kolye, yat ve kotra gibi lüks mallar arasında yeralmayacağına karar verilir, KDV yüzde 26'dan 18'e indirilirse, dava açma sırası buzdolapçılara gelecek.
Neden mi?
Şeyy... Evdeki buzdolabı da lüks sayılıyor da...
Olmayan hizmetin harcı olur mu?
YurtdIŞIna çıkanlardan, her çıkışta 50 dolar HARÇ alınması ile ilgili yasa, geçtiğimiz hafta kabul edildi. Turizm Bakanı'nın "Çağdışı", TURSAB Başkanı'nın da "Eşkiyalık" diye tanımladığı yasanın, bir özelliği daha var. O da bir öğrencimizin dikkatini çekmiş soruyor;
"Hocam, üniversitede, Kamu Maliyesi dersinde, harç bir hizmetin karşılığı alınır, diye öğrenmiştik. Biz yurtdışına çıkarken, hangi hizmetin karşılığı bu 50 doları ödüyoruz? Ortada bir hizmet yok ki!.."
Öğrencimiz haklı, Turizm Bakanı'nın çağdışı dediği bu ödemenin adı harç değil, olsa olsa yıllar önce kaldırılan "Dış Seyahat Harcamaları Vergisi" olabilirdi!...
KÖTÜ HABER NASIL VERİLİR?
İstanbul'da üniversitede okuyan genç kız, Ankara'daki babasını arar.
- Babacığım, merhaba.
- Oooo güzel kızım benim. Na'bersin bakalım?
- Hiç sorma babacığım. Hiç keyfim yok valla...
Kız ağlamaya başlar,
- N'ooldu kızım?
- Murat evi terketti. Boşanmak istiyormuş...
- Ne evi? Ne boşanması? Sen ne zaman evlendin de boşanıyorsun?
- Senin hoşlanmadığın esrarkeş bir çocuk vardı ya, onunla evlendim.
- İyi halt ettin. Neyse, artık yapacak bir şey yok. Versin mahkemeye hemen boşanın...
- Boşanalım ama, benden 30 milyar istiyor. Vermezsem, iyi zamanlarımızda çektiği fotoğraflarımı, internette yayınlayacakmış.
- Tüüh, rezil... Çıplak fotoğraf mı çektirdin?
- Ama babacığım, o benim kocamdı. Ne bileyim ben böyle yapacağını!
- Peki peki, yarın parayı havale ederim.
- Sağol baba, eee şey... Bir de kürtaj için 1 milyara ihtiyacım var.
- Kürtaj mı? Bir de hamile mi kaldın o çocuktan sen?
- Aslında, ondan değil... Zenci bir çocuk vardı ya...
Adam bayılmak üzeredir,
- Biz seni oraya okumaya yollamıştık. Sen ne haltlar çevirmişsin. Allahım, nedir bu başıma gelenler...
- İstersen hemen dönebilirim babacığım. Ben geçen yıl okuldan atıldım, çünkü...
Adam masanın üzerinde su dolu sürahiyi başından aşağı boşaltarak zar zor konuşur;
- Okuldan mı atıldın? Hani birlikte avukatlık yapacaktık!
Adam iyice fenalaşmıştır. Kesik kesik nefes alırken, bir yere tutunmaya çalışır. O sırada kız tekrar konuşmaya başlar.
- Babacığım, sakın üzülme. Bütün bunlar şakaydı. Ben sadece sınıfta kaldığımı söylemek için aramıştım...
Adam sevinçle haykırır;
- Canın sağolsun be güzelim, boşveeerr. Okul da neymiş? Hiç mühim değil, tatlı canın sağolsun senin...
Mutsuz geçirilen her zamanın boşa geçtiğini farkettiğinizde, daha fazla yaşarsınız.
Ruth E.Renkl
|