kapat
08.07.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.sahibinden.com
Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
GÜLAY GÖKTÜRK(gokturk@turk.net )

Sosyal devlet manzaraları

Valiler... Vali yardımcıları... Kaymakamlar... Çeşitli kamu kuruluşlarında yıllarca müdürlük, genel müdürlük yapmış insanlar... Mühendisler, teknik elemanlar... O koca bürokrasi çarkı içinde azınlıkta kalmış, yanlışlıkları görmüş ama değiştirememiş, yirmi yıl-otuz yıl bunun ezikliği ve isyan duygusu içinde çalışmış temiz ve namuslu bürokratlar... Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü hakkındaki yazılarım nedeniyle iki gündür onların hücumuna uğradım. Telefonla, faksla, e-mail'le bana ulaşıp kendi bildikleri, tanık oldukları israf örneklerini anlattılar. Öyle bir noktaya geldik ki, "devletin küçülmesi" lafını her konuşmanızda yüz kere de tekrarlasanız; bu söz somut bir kurumu hedef almadığı sürece, küçülme fikrinin en azılı düşmanları tarafından bile takdirle karşılanabiliyor. Ama "Devlet küçülsün" cümlesini parmağınızla bir yere işaret ederek söylerseniz... İşte o zaman kıyamet kopuyor. Çünkü o vakit bu cümle "gerçek ve yakın bir tehlike" oluşturuyor. Bana gelen mektupların hepsi de bu anlamda "tehlikeli" mektuplardı. Bu yüzden, adlarını saklı tuttum, ama yazdıklarını kendime saklamaya kıyamadım. İşte onlardan birkaçı:

***
"17 yıllık mülki idare amirliği hayatımda en gözüme batan kurum Köy Hizmetleri olmuştur. Kaymakam olarak çalıştığım ilçelerde Köy Hizmetleri araçlarının tamamen iktidar partisinin il ve ilçe başkanlarının emrinde olduğunu görünce önceleri çok şaşırmıştım. Bendeniz, ilçe başkanının inşaatında çalışan Köy Hizmetleri araçlarını bizzat gördüm. İktidar partisine oy vermeyen köylere bu araçlar genelde gitmez. Parti başkanlarının talimatıyla hareket ederler ve istenilen köye giderler."

"14 yıl kaymakam olarak yurdun değişik yörelerinde görev yaptım. Köy Hizmetleri ile ilgili tespitinize tamamen katılıyorum. Geçmişte Köy Hizmetleri'nin kaldırılarak İl Özel İdareleri'ne devri söz konusu olmuş fakat buna en fazla milletvekilleri karşı çıkmıştır. Çünkü o zaman köy muhtarları talepleri için kendilerine gitmeyecektir."

"Devlet Su İşleri'ni içeriden çok iyi bilen biri olarak yazıyorum. Köy Hizmetleri'ne benzeyen diğer bir kurum Devlet Su İşleri'dir. DSİ bugün hantal kadrosuyla doğrudan hizmet üretmek yerine daha çok müteahhitlere iş veren bir kurum görüntüsündedir. Devasa bütçesinin büyük kısmı ücret ödemelerine gider ve DSİ personeli lüks lojmanlarda ve sosyal tesislerde yaşayarak siyasi taleplere göre plan ve programlar yapar. Kendi araç parkıyla yapabileceği pek çok işi siyasi talepler doğrultusunda müteahhitlere yaptırır. DSİ'de çalışan kadrolu bir işçi en az üç devlet memurunun maaşını alır ve günün büyük bölümünü yatarak geçirir.

"Adı 'köy hizmeti' olan kurumun Ankara'nın göbeğinde 3500 civarında personeli olması ilginç değil mi? Sadece Köy Hizmetleri de değil... Bayındırlık ve İskân Bakanlığı'nın Ankara'da 3272 personeli var. Karayolları Genel Müdürlüğü'nün 1267. DSİ'nin 2360... SSK'nın 3116. Orman Genel Müdürlüğü'nün 4783. Üstelik de bunlar 1996 rakamları..."

"Tarım Bakanlığı'nı da inceleyin bir zahmet. Sorun: İstanbul'da kaç ziraat mühendisi görevli, Tarım İl Müdürlüklerinde? Sonra Konya'da, Çorum'da, Sivas'ta, Amasya'da? Rakamların ilginç çıkacağına eminim. A, unutmadan; bir de merkez valileri var. Sahi onlara neden para ödeniyor?"

"Yeri gelmişken ben de birşey sorabilir miyim? Her ilde lojman ve hizmet alanlarıyla büyük yer tutan o devasa Devlet Meteoroloji Müdürlüğü'nün, uydu teknolojisinin bu boyutlara ulaştığı günümüzde bu kadar çalışanıyla ne görev üslendiğini biliyor musunuz?"

"Ben Yalova'dan yazıyorum. Burada TİGEM Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü'ne bağlı 4000 dönümlük bir çiftlik var. Bu arazi sadece kiraya verilse trilyonlar getirir. Trilyonlar getirmiyor, götürüyor. Çünkü inanılmaz boyutta israf var. Bunu çaresiz biz finanse ediyoruz."

Tam, bu yazıyı "Türkiyeyi yönetenler devlet memuriyetini işsizlik sigortası gibi kullanmaktan vazgeçmedikçe milim yol alamayız" diye bitirecektim ki, Cumhurbaşkanımızın Tütün Yasası'nı veto gerekçesi geldi aklıma...Öyle ya, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'ndeki ve bütün diğer kamu kuruluşlarındaki yüz binlerce gizli işsizin varlığı da "sosyal devlet"in gereği olduğuna göre, yapacak birşey yok. Biz böyle, Anayasa'ya uygun bir biçimde, sosyal sosyal batar gideriz...


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır