İmaj hiçbir şeydir! Kriz her şey...
Orta ve alt gelir düzeyine hitap eden BİM'lerin müşteri sayısı, krizle birlikte yüzde 18 arttı. Bir zamanlar BİM poşetini bile taşımak istemeyenler, şimdi "Önemli olan fiyattır" diyor
Almanya'da İkinci Dünya Savaşı sonrasının zor koşullarında Albrecht Kardeşler tarafından kurulan Aldi marketlerin konseptiyle 1995 yılında Türkiye'de kurulan Bim marketler krizle birlikte sınıf atladı. Gösterişsiz mekanlar ve apartman altlarında satış yapan, raf düzeni ve personel giderlerinden tasarrufla maliyetlerini minimuma indiren Bim'ler, orta ve alt düzeye hitap ederken, bir anda A gelir düzeyine de satış yapar oldu.
FİYATA DUYARLILIK
Şubat ayı sonrasında müşteri sayısının yüzde 18 oranında arttığını söyleyen Bim Operasyon Komitesi Üyesi Vedat Driker, bu değişimi, "Almanya'da da benzer bir gelişim yaşanmıştı. Orada Aldi'nin poşetini taşımaktan utananlar, bir süre sonra müşterisi oldular. Bu, kriz dönemlerinin karakteristik özelliğidir" sözleriyle yorumladı.
Azizler Holding tarafından 1995 yılında kurulan, sonraki yıllarda ortaklarına Bank of America, Merrill Lynch, Mustafa Latif Topbaş ve World Wide Ltd.'yi de ekleyen Bim marketler, toplam 585 mağazasıyla birçok üründe Türkiye'nin en yüksek cirosuna sahip market zinciri konumuna ulaştı. Hard discount (toptan fiyatına satış) konseptinin Türkiye'deki ilk örneği olan, gösterişsiz mekânlarda ve sokak aralarında faaliyet gösteren Bim'in İcra Kurulu Üyesi Vedat Diriker, kriz sonrasında gelirinde artış olmayanların Bim'e kaydığını belirterek, değişen müşteri profili ve davranışlarını anlattı:
GELİRİ DÜŞEN GELDİ
"Türkiye, alışveriş yapılan yerlerin statü sembolü olarak görüldüğü bir ülke. Kısa süre öncesine kadar yakın çevremi bile Bim'den alışveriş yapma konusunda ikna edebilmiş değildim. Sanki Bim'den çıkarken görülürlerse ayıp olacak gibi düşünüyorlardı. Ama aynısı Almanya'da da yaşanmış.
Orada bu orada ekonomik durgunluk döneminde insanların maliyet hesabı yapmasıyla aşılmış. Şimdi herkes temel ihtiyaçlarını Aldi'lerden; orada bulamadıklarını diğer marketlerden alıyor. Ama bu son kriz, Türkiye'de de insanların satın alma davranışlarını değiştirdi. Parası olanlar bile markaya değil, fiyata bakıyor. Ve üst gelir düzeyinden de müşterilerimiz olmaya başladı."
A gelir düzeyinin ilgisi arttıktan sonra onlarla ilişkilerini geliştirme yönünde planlar yaptıklarını anlatan Diriker, "Bizim stratejimiz, ürün çeşidinde 600'ün üzerine çıkmamak. Çünkü o zaman ürün başına düşen satış azalır ve fiyat politikamız ve konseptimiz zedelenir. Ama şimdi düşük satış payı olan ürünler yerine üst gelir düzeyinin aradıklarını bulundurmayı düşünüyoruz" dedi.
Diriker, krizin ardından bütün market zincirlerinin maliyet düşürücü önlemlere yöneldiğini ve mağaza markalarını artırdıklarını belirterek, "Mağaza markaları bizim ek işimiz değil hep temel stratejimiz oldu" dedi.
Bakkallar Bim 'in pansiyoneri olacak
Almanya'dakİ Aldi'leri birebir izleyen Bim marketler, bakkalları yok etmek değil, beraber yaşamak ilkesinden hareket ediyor. Diriker, bunun için de yeni bir model geliştirmek üzere olduklarını belirterek şunları söylüyor:
"Biz sokak aralarında olduğumuz için bakkallara direk rakip olarak görülüyoruz. Ama yan yana yaşamamızın olanakları var. Onlara, 'Kendinizi değiştirin, birlikte yaşayalım. Dükkânınızı kapatmayın, gelin bizim marketimizi gezin ve ne eksik ise onu satın' diyoruz. Örneğin biz Tekel maddesi ve şarküteri satmıyoruz. Metrekaresi uygun Bim'lerin bir bölümünü bakkallara kiralayarak bir sinerji yaratabiliriz. Bu şimdilik bir düşünce düzeyinde ama Almanya'daki Aldi'ler bunun bir örneğini uyguladı ve mağazalarının belli bölümlerini Ihrplatz adlı kozmetik zincirlerine kiraladı. Aslolan daha düşük maliyetle daha ucuza satmak olunca her çözüme varız."
|