kapat
02.07.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.iku.edu.tr
Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
ERDAL BİLALLAR(ebilallar@sabah.com.tr )

Çocukların geleceği elinizde!

İki gündür, evlerinde yas tutulan binlerce öğrenci ve veli adına Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu ile Başbakan Bülent Ecevit'e bu köşeden seslendim... Cinayet işleyenleri affeden hükümetin, not ortalamasını 3-5 puanla tutturamayıp sınıfta kalan çocuklarımız için de bir kereye mahsus olmak üzere (not ortalaması hiç değilse yarım puan aşağı çekilerek) af getirilmesini rica ettim... Dileğim; binlerce öğrenci ve anne babanın feryatlarının duyulması, bu çocukların okuldan sokaklara atılmaması... Onlara da en az affedilen binlerce katil, soyguncu, gaspçı kadar şans tanınması..

Okuldan atılacağım
Ben 2.87 ile sınıfta kaldım. Bu yıl af çıkmazsa okuldan atılacağım ve öğrencilik hayatım bitecek. Benim gibi binlerce öğrencinin durumunu gözönünde bulundurursanız sevinirim.

İSMAİL ELKOCA (İstanbul)

Sokaklara atmayın

Benim çocuğum lise 1'inci sınıfta iki yıllık. Kredi ortalaması 1.93. Eğer sınıf geçme ortalaması 2 olursa çocuğum yükselme sınavlarında alacağı puanlarla kredi ortalaması iki ve üzeri olacağından sınıfını geçerek öğrenimine devam etme şansını elde edecek. Aksi takdirde bu çocuk genç yaşta sokağa bırakılacak, yarım kalmış eğitimi nedeniyle hayata küsecektir. Amacımız genç beyinleri sokağa atmak değil, bunları kazanmak olmalıdır. GİRAY ŞAHİN (Ankara)

Bedel mi ödeyelim?
SAINT-Benoit Lisesi 1'inci sınıfında okuyorum. İlk dönemde özel sorunlarım nedeniyle derslerimle ilgilenemedim. Bunun sonucu olarak da karnemde 6 dersten zayıfım vardı. İkinci dönemde büyük bir gayretle çalıştım. Matematik hariç diğer zayıf derslerimi gerekenden daha yüksek notlar alarak düzelttim. Ancak matematikte bu başarıyı elde edemeyip, 2.38 ortalama ile yükseltme sınavına katıldım. Ve bu sınavda da başarısız oldum. Matematikten sınava katılan benim gibi 56 kişiden 46'sı yeterli notu alamadı. Bu yıl sonu ortalaması 2.50'ye düşürülse sınıfta kalmayacağım. Sizce 17 yaşında yapılan bir hatanın bedeli bir yılı yeniden okumak mı olmalı? Pişman olmak, hatayı düzeltmeye çalışmak, affedilmek için yeterli değil mi?

KEREM (İstanbul)

2 puan için 1 yıl gitti
Oğlum geçen yıl Anadolu Lisesi imtihanına katılarak 350 bin kişi içinden ilk 8 bine girip Kabataş Erkek Lisesi'ne kayıt hakkı kazandı... Anadolu liselerinde sınıf geçebilmek için not ortalamasının 3 olması gerekiyor.. Oğlumun not ortalaması 2.80 olduğu için yükseltme sınavına girdi... Ve başarılı olduğu İngilizce dersini seçti... Yazılıdan 53 puan aldı... Eğer 55 alabilseydi, not ortalaması 3 olacak ve sınıfını geçecekti... 2 puan bir yılına mal oldu... Bizim durumumuzdaki binlerce öğrenci ve velinin durumunu takdirlerinize arzediyorum...

İBRAHİM GÜLER (İstanbul)

Yarım puan için kaldı
Kızım Ticaret Lisesi 1'inci sınıf öğrencisi.. Alan dersi olan muhasebeden zayıf aldığı için okulların kapanmasından 5 gün sonra sınava girdi ve yarım puan farkla başarısız oldu... Verilen 5 günlük sürenin yetersiz olduğunu zannedersem herkes kabul eder... Kaybedilecek bir yılın biz aileleri maddi, manevi yönden nasıl sarstığını takdirlerinize sunuyorum... GÜLHAN ÇINAR (İstanbul)

Devam edecek...

İddiamın arkasındayım!
Erbakan'ın, Fazilet'in devamı olan partiyi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna'ya kurduracağı yolundaki yazımdan sonra pek çok farklı görüş ortaya atıldı...

Partiden beslenip, borazancılık yapanlar, "Neden olmasın" diye düşünmeden, "Olmaz böyle şey" diyerek beni falcılıkla suçladı... Buna karşın; İstanbul'daki gelenekçi kanada ve Erbakan'a yakın Fazilet'li birkaç belediye başkanı ise telefonla arayıp, "Aklımıza yattı... Olabilir" şeklindeki görüşlerini aktardı...

Şunu belirtmek istiyorum ki; Erbakan'ın Gürtuna ile yola devam etmesi ne borazancıbaşlarının savunduğu gibi Hoca'nın Milli Nizam'dan bu yana üstlendiği misyonu inkâr, ne de bugüne kadar savunduklarını reddetme anlamına gelir...

Bence bu tercih sadece, parti tabanının ve toplam seçmenin yüzde 80'ini bulan kararsızların siyasette yeni yüzler, kirlenmemiş isimler istediğini kabul etme anlamı taşır...

Peki; Fazilet tabanı ile tavanında bu konu tartışılırken Gürtuna ne diyor? Konuştuğum Gürtuna, bu konuda yorum yapmak istemediğini söylüyor... Sadece "Türkiye'de siyaset kirlendi Erdal Bey... Siyaset çözüm üretmiyor, toplumun gözünde prestij yitiriyor... Toplum güven duyacağı, yıpranmamış, kirlenmemiş isimler bekliyor" demekle yetindi...

***
SON SÖZ: Ben yazımın ve yazımda ortaya koyduğum iddiamın arkasındayım... Ve haklı çıkacağım inancındayım... Tıpkı 18 Nisan 1999 seçimleri öncesi bütün medya İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için Abdulluh Gül'ün aday gösterileceğini ileri sürerken, benim ısrarla "Hoca'nın adayı Ali Müfit Gürtuna olacak" diye yazmam ve haklı çıkmam gibi...

TÜKETİCİLERİN SESİ
Telefon ne oldu?

İstanbul'dan Levent Ovacıklıoğlu, Interline firmasından aldığı Audivox 250 marka cep telefonunda kilitlenme olunca cihazı iade ediyor. Kendisine, "Size yeni bir telefon vereceğiz" diyen Interline yetkilileri, 15 günden bu yana taahhütlerini yerine getirmiyor...

Geri alın

Bodrum'da bir otelde garsonluk yapan Eray Kayanoğlu, Filiz Basın ve Yayıncılık'ın satış temsilcisinden aldığı İngilizce seti 4 gün sonra iade etmek istiyor. Setin iadesi için yasal süre olan 1 hafta içinde başvuran Kayanoğlu'nun bu talebi reddediliyor...


Bu sayfa MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.. ile
Yöre Elektronik Yayımcılık A.Ş. işbirliğiyle hazırlanmıştır.