Win-Türkçe
ASCII

SEDAT SERTOĞLU(ssertoglu@sabah.com.tr )

AGSK...

Batılı dostlarımıza anlatmaya çalışıyoruz ki, Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliği denilen, ama asıl adı "Avrupa Ordusu" olarak nitelenecek olan girişimin başarıya ulaşması, hayata geçirilmesi için, Ankara'yı tatmin edici bir formül bulmaları gerekiyor..

Washington Zirvesi'nde imzalanan belgeden vazgeçip, Türkiye'yi "Ne tam içerde, ne de tam dışarda" bir pozisyona sokma girişimleri, bugüne kadar başarılı olamadı..

Bu konuda bizce, öncülüğü, "İngiltere almalı.." İngiliz dostlarımızın, AB ile Türkiye'yi ortak bir noktada, bir platformda buluşturabileceklerine inanıyoruz.. Bu arada ABD'nin geliştirmeye çalıştığı bir plan olacağını düşünüyoruz.

Bu bağlamda, Ulusal Strateji dergisinde görüşlerini açıklayan, emekli Orgeneral Çevik Bir, özetle bakın neler söylemiş.. Bunu Batılı dostlarımızın da bilmesinde yarar var:

"Helsinki Zirvesi, Türkiye'nin Batı Avrupa Birliği'ndeki kazanımlarını ortadan kaldırmış, ona, AB savunmasında eşit hak tanınmamıştır. Türkiye şimdi oyunu, Avrupa enstrümanlarına göre değil, kendi gerçeklerine ve Soğuk Savaş sonrası ortaya çıkan coğrafyasına uygun olarak oynamalıdır.. Helsinki Zirvesi'nde güvenlik ve savunma ile ilgili olan bu kararla, Türkiye tedricen Avrupa'nın kendisine kazandırdığı imkanlardan mahrum bırakılmakta, dolayısıyla, Avrupa'dan uzaklaştırılmaktadır.. Soğuk Savaş sırasında, NATO içersinde bir kanat ülkesi olarak ve ABD'den sonra en büyük ve en etkin büyüklükte kuvvet idame ettirerek, Avrupa'nın savunma ve güvenliğine birçok Avrupa ülkesinde daha fazla katkıda bulunan Türkiye'nin bu katkısı ve yükümlülüklerini hakkıyla yerine getirmesi unutulmakta ve ona karşı büyük bir vefasızlık yapılmaktadır. Türkiye'nin yeni dünya düzeni içinde, özellikle NATO'nun benimsediği yeni stratejik tehdit konseptinin öngördüğü anlayışa dayalı artan önemi kasıtlı olarak gözardı edilmektedir. NATO'nun belirlediği 16 sorunlu senaryodan 13'ünün Türkiye'yi yakından ilgilendirdiği ve Türkiye'nin katkısı olmadan, bu senaryoların içerdiği durumlarda istikrarın sağlanamayacağı unutulmaktadır. Türkiye, ortak hakkı olduğu NATO altyapısının kullanılması durumunda, çifte standarda tabi tutulmaktadır. Sonunda Avrupa bu yanlışından dönecektir.."

Biz, bu konuda, AB ile Türkiye arasında yaşanan krizden, bir orta yol bulunarak, çıkılacağını ümid ediyoruz. Çünkü bulunmak zorunda.. Ama bu orta yolun bulunması için, her iki tarafın da birbirlerine doğru, birer adım atmaları gerekiyor..

Bu adımların atılmaya başlanması için de, İngiliz dostlarımızın, Ankara'nın önüne yeni bir plan getirmesi gerekiyor.. Hatta, bu planı Ankara ile birlikte hazırlaması, sorunun çok daha kısa zamanda çözümünü sağlayacaktır..

İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi, adının önünde Sir ünvanı olan bir dostumuzdur. Son derece yetenekli ve soğukkanlı bir diplomattır.. Onun çabalarının, bu krizin aşılmasında önemli payı olabilir.. Bu yüzden, Londra'nın bir plan hazırlayıp, bunu büyükelçisine göndermesi, büyükelçinin de bizim Dışişleri'nin önüne koyması yerine, büyükelçinin hazırlıklara bizzat katılması büyük yararlar sağlayabilir..