Win-Türkçe
ASCII

GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )

Dostluk sınavı

Türkiye, fırtınalı denizde ilerleyen bir gemiye benziyor. Sakin sulara ulaşma şansı var..

Ama şartlar hiç kolay değil.

Krizler halkı yormuştur. Uyumlu ve kararlı bir hükümet bulunsa da operasyonların sancıları halkı bunaltmış, iktidara yönelik güveni aşındırmıştır. Kolaycı siyaset alışkanları psikolojisi bozulmuş kitlelerde prim yapıyor.

Ama bir yandan da, soygun üreten devletçi ekonomik sistemin kaynağı olan urlar ameliyat ediliyor.

Kamu bankaları sorununu çözecek, tarımdaki kara deliği kapatacak reformlar gerçekleşirken, denetim dışı savurganlığın aleti fonlar feshediliyor, bütçe disiplini geliyor, ekonomiye ve siyasete evrensel normlara getirme yolundaki toplumsal baskı git gide yoğunlaşıyor.

Bu hızlı gidiş hem iyi, hem kötü..

İyi, çünkü çok zaman ve kaynak kaybettik. Kazaya uğramazsak, temiz, şeffaf ve demokratik bir yaşam, bizim kuşağın bile paylaşacağı bir ödül olabilir.

Risk de şurada ki, toplumsal tepki bu gidişin durmasına sebep olabilir.

Buna meydan vermemek lazım.

Onur meselesi..

Bağımsızlık ve ulusal onur Türk halkı için çok önemlidir. "Yoksulun onuru olmaz" sözü bizim için geçerli değildir. Kurtuluş savaşında yokluk ve yoksulluk içinde yaratılan mucize, bu savın en azından Türk Milleti için yalanlanması değil mi?

Bu dönemde atılan her reform adımının, millete ödetilen her bedelin, uygarlıkla bütünleşmek yolunda kendi irademizle verilmiş kararlara dayandığını bilmek ve savunmak büyük önem taşıyor. Gerçek de esasen budur.

Bu kararların IMF zoruyla alındığını ileri sürmek sorumsuzluktur.

Ama bunu, düzen değişikliğinden zarar görecek çıkar çevreleri de yapıyor, halka hoş görünmek isteyen siyasetçiler de, bazen medya da..

Telekom sorununu, gazete manşetlerini işgal eden bir kriz haline getirmek büyük sorumsuzluk olmuştur. Şöyle veya böyle çözülecek bir ihtilafı, IMF tehditli bir kriz durumuna getirmek basiretsizlikti.

IMF ve kumar..

Şu anda Emlakbank yasası potansiyel bir kriz riski taşıyor.

IMF Başkanı Kohler, Başbakan Ecevit'e telefonda bu yasanın hala çıkmadığından şikayet etmiş.. Yasa meclisten geçti. Cumhurbaşkanı'nın yasayı inceleme süresi 8 Temmuz'da bitiyor. Yeni kredi dilimini serbest bırakacak olan IMF İcra Direktörleri toplantısı ise yarın yapılacak.

Cumhurbaşkanı Sezer, yasayı bu özel durumu nedeniyle bugün onaylayabilir veya incelemesini bitirmediği için uyarıyı dikkate almayabilir.

Hatta Türkiye'nin IMF direktifleriyle yönetildiği yolundaki propagandaları geçersiz kılma fırsatı hazır çıkmışken bunu kullanmak adına Salı'yı geçirebilir.

Böyle bir durumda IMF, önemli bir iyi niyet sınavı verecektir.

Eğer "yasa çıkmadı" diye toplantı ertelenir veya icra kurulu krediyi serbest bırakmadan dağılırsa bu tavır yalnız IMF'yi değil, hükümeti de mahkum edecek, istikrar programına ağır bir darbe olacaktır.

Türkiye'nin ulusal onur duyarlılığını test etme yolundaki bir kumarın dostluk olmayacağını umarız IMF yöneticileri idrak ederler.

Onuru zedelenmiş bir halkın her şeyi göze alabileceğini inşallah görürler.