Nikah masasından dönebilirdik!
İsmet Özhan: Nikah için masaya oturduğumuzda Muazzez'e 'vazgeçebilirsin. Hayır da diyebilirsin' dedim.
Muazzez Ersoy: Bana 'Evet demekte zorlanıyorsan kalkıp gideriz' dedi
İsmet Özhan: Aynı evin içinde beni en çok şaşırtan ayrı banyo ve tuvaletleri kullanmamız oldu. Bu nasıl iş? Aynı yatakta uyanıyorsun ama aynı banyoya giremiyorsun. Muazzez Ersoy ile İsmet Özhan'ın sürpriz evliliği hepimizi şaşırttı... Beş yıl önce klip çekimi sırasında tanışıp, üstelik o çekimlerde kamera karşısına gelin ve damat olarak geçen çiftin beş yıl sonra sürpriz bir biçimde gelişen evlilik öyküleri gerçekten de ilginç...
Onlar için her yeni gün sürprizlerle dolu. Tıpkı evlilikleri gibi. Çünkü birbirlerini tanımaya, birlikte aynı çatı altında yaşamayı öğrenmeye çalışıyorlar. Önce İsmet Özhan'a sorular sordum...
* Beş yıldır kalbinde sakladığın duyguları dile getirirken seni harekete geçiren olay neydi? Niçin 13 Haziran?
Dışarıdaydım... Spordan eve döndüm ve birdenbire 'onu bulmam gerekiyor' dedim. Sonra telefonunu bulup ona ulaştım ve 'benimle evlenir misin?' sorusunu sordum.
* Evlilik teklifine hazır mıydın, o anda mı dile döküldü?
Direkt olarak söyledim. Ne olabilirdi? 'Hayır' diyebilirdi ve benim de bir daha arama şansım olmazdı.
* Bu nasıl bir aşktı? Hiç görmeden, hiç konuşmadan...
Benim için aşktı...
* Hiç tanımadığın bir insanla evlenmek istiyorsun. Bu büyük bir risk değil mi?
Hayat bir risk zaten. Ama ben onun ruhunu sevdim, kalbini sevdim. Ve ben bu yaşıma kadar evlenmeyi hiç düşünmedim. 41 yaşındayım ve evliliğin bir kez olması gerektiğine inanıyorum. Bu evlilik benim için ilk ve sondur...
"VAZGEÇEBİLİRSİN" DEDİM
* Sen kendine ilk ne zaman itirafta bulundun?
İlk klip çalışmamızda. O benim içime bir ışık gibi doğdu. Ve o ışık hiç sönmedi. Muazzez'in beraber olduğu insandan ayrıldığını bilmiyordum. Zaten onun beraberliği varken böyle bir şey yapamazdım.
* Birbirinizi hiç görmeden, nikaha gidiyorsunuz. Ve ilk kez yolda karşılaşıyorsunuz... Sen, Muazzez'in arabasına biniyorsun... İlk anda ne söylediniz birbirinize?
İ.Ö: Çok heyecanlıydık. Bahçeşehir'e yakın bir yerde durduk, ben onun arabasına gittim.
M.E: Birbirimize önce 'merhaba, nasılsın?' dedik.
İ.Ö: Nikah için masaya oturduğumuzda Muazzez'e 'vazgeçebilirsin. Hayır da diyebilirsin' dedim.
M.E: 'Evet demekte zorlanıyorsan buradan kalkıp gideriz ve hiçbir şey olmamış gibi hayatımıza devam ederiz' dedi. Çünkü kafamda çelişkilerin olduğunu biliyordu.
* 'Evet' demek kolay mıydı?
M.E: Kolay değildi. Zaten önce espri gibi algıladım. O anda beynimden bin tane soru geçiyordu. 'Allah'ım ne cevap vermem gerek' diye kendi kendime soruyordum.
* İki ayrı hayattan gelen ve birbirini hiç tanımadığını söyleyen iki insan birdenbire aynı evde yaşamaya başlıyor. Bu kolay olmasa gerek?
İ.Ö: Çok zor tabii. Muazzez çok titiz. Ben de titizim ama o daha titiz. Hoşgörü olduktan sonra bunlar önemli değil.
* Aynı ev içinde yaşarken seni en çok şaşırtan yönü hangisi oldu?
İ.Ö: En çok şaşırtan yönü ayrı banyo ve tuvaletleri kullanmamız...
M.E: Şaşırdı, bana 'bu nasıl iş?' diye sordu. 'Ben büyük banyoyu kullanıyorum. Benim karım kendi odasındaki banyoyu kullanıyor' dedi. 'Ben buraya giremez miyim?' diye sordu. 'Tabii ki girersin' dedim. Ama bunu bayağı kafasına taktı.
İ.Ö: Kafama takmadım. Ama aynı yatakta uyanıyorsun, tuvalete gideceksin, kalkıp odadan çıkıyorsun. Ben de düşünmeye başladım, sanki orası bana ait değilmiş gibi gelmeye başladı.
GELİNİN EŞYALARI PROBLEM OLDU
* İsmet sen eve gidip valizini toplayıp, Muazzez'in evine mi geldin?
Aynen öyle oldu. Tatile gider gibi... Ama geri dönmeyeceğimi biliyorum. Ben Ataşehir'de oturuyorum.
* Evden çıkarken geri dönüp baktın mı?
Baktım. Evimi özlemeye de başladım. Şimdi tabii bir sorun var. Ben eşimin evine gittim. Dayalı, döşeli bir eve... Şimdi bazı eşyaları değiştirmemiz gerektiğine inanıyorum. Yemek masasını değiştirdik.
İ.Ö: Tabii eşyalarda başka değişiklikler de olacak.
M.E: Yok artık, başka bir şey değiştirmem...
İ.Ö: Birlikte bir şeyler yapmak zorundayız.
M.E: Koltuklarımı seviyorum.
İ.Ö: Zaman içinde olur bunlar...
M.E: Cam masadan başka bir şansın yoktu İsmet. Değiştirdik işte.Yeter.
KARI-KOCALIĞA ZOR ISINDILAR
* Beraber yaşamadan karı-koca oldunuz. İnsan hemen yakın olabiliyor mu birbirine?
İ.Ö: Ben olamadım. Hayal kuruyorsun ama gerçek çok farklı. Ben Muazzez'i gördüğüm zaman tutuklu kaldım. Sezen Aksu'nun şarkısı gibi... Ve bu duygu hâlâ devam ediyor.
M.E: Üç-dört gün boyunca bana baktı. 'Niye bakıyorsun?' diye sorduğumda 'Sen benim eşim misin? İnanamıyorum...' diyordu. İkimiz de inanamıyorduk. Birbirimizi yavaş yavaş tanıyoruz. Ben oğlumun babasından, ilk eşimden ayrıldığım zaman oğlum 7 aylıktı. Şimdi 24 yaşında. Kaç sene geçmiş. Adapte olamamaktan korktum.
*GELİNLİK GİYMEYİ BEN İSTEMEDİM
* Gelinlik giymek ister miydin?
M.E: İsmet sordu ama istemedim. Onun ilk evliliği. Daha önce hiç evlenmemiş, bekar bir delikanlı ile evlenen bir kadının normalde gelinlik giymesi lazım. Evlenip ayrılmış olması önemli değil. İnsan üzerinde blucinle de evlenebilir. Önemli olan mutluluk...
İ.Ö: Evet istemedi. Ama şöyle bir şey var. Bu da Allah'ın takdiri herhalde. Biz beş sene önce klip çektiğimizde rol icabı gelinlik ve damatlık giydik. Oradan da yırttık, para harcamamış olduk. (Gülüyor)
HAYAL KURMAK İÇİN YAŞLIYIM
Ersoy anlatıyor: Bana benim yaşımdaki bir kadının artık fazla hayalleri olmaz gibi geliyordu. Kendi kendime 'işine gücüne bak' diyordum. Ama hayattan hakları olduğuna inanıp da, insanların bunu almak istemeleri kadar güzel bir şey yok. Güzel olan her şeyi istiyorum.
|