Ateş hattında siyaset
Bir grup işadamı Devlet Bakanı Kemal Derviş'e, "Şimdilik hiçbir partiye güvenme.
Ummadığın anda yalnız bırakılabilirsin" uyarısını yapıyor. Derviş, göreve başladığı günden bu yana en derin şoku ise Telekom yönetimine yapılacak atamalar sırasında yaşıyor. İşadamlarının uyarısını hatırlıyor. Onlarla kısa süre dertleşiyor. Yalnız bırakıldığından yakınıyor. Hatta Başbakan Bülent Ecevit için, "Hiç olmasza asgari ölçüde bana sahip çıkabilirdi. En azından programın arkasında olduğunu vurgulayabilirdi. Bu destek olmadan ne yapabilirim ki?" yönünde sözler söylüyor. Aslında Derviş, nedense programın tek sahibi haline geliyor. Hükümet ortakları da karşı cephe gibi algılanıyor.
Oysa, icracı bakanların bile ilke olarak karşı çıktığı düzenlemeler Derviş'ten sonra derhal uygulama aşamasına taşınabiliyor. Örneğin, Maliye Bakanı Sümer Oral, KDV artışı görüşüne katılmıyor. Hatta direnmeyi düşünüyor. Ancak Derviş, o sıralarda katılabildiği bir liderler zirvesinden dönüşünde soluğu Maliye'de alıyor. Oral'ın, küçük çalışma odasına geçiliyor. Derviş, "Liderler KDV artışına onay verdi" mesajını getirince, Oral şaşırıyor ve "Olabilir ama bizim arkadaşların bazı kaygıları var" diyebiliyor. Buna rağmen KDV artışı kararı alınıyor. Geçenler MHP'nin öndegelen bakanlarından biri, yine Derviş'i eleştiriyordu: "Reformsa reform. MHP de bunlara taraftar. Zaten bize rağmen bu adımlar atılamaz. Ancak Telekom örneğinde olduğu gibi bir uçtan diğer uca gidiliyor. Ortası bulunmuyor.
Verilen sözler tutulmuyor
Taban fiyatları deniyor. Tarım Bakanı ile konuşulmuyor. Telekom'da, önceden verilen sözler tutulmuyor. Bulmuşlar bir garibi (Enis Öksüz) aydınlıkta karanlıkta dövüyorlar. Artık Kemal Bey'in (Derviş) yeri ve rolü ile koalisyon protokolünün yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor." Derviş cephesinde ölçülü iyimserlik hakim. Herşeye rağmen MHP'nin sorumluluğundaki Emlakbank'ın tasfiyesi kararı alınabiliyor, partinin kalesi olarak algılanan Telekom'a üç asker yerleştirilebiliyor.
Faruk Eczacıbaşı feda edildi
Faruk Eczacıbaşı'nı feda eden Derviş, Öksüz'ün sağ kolu Vedat Karaarslan'ın önünü kesiyor. Hatta bu durum, "Belki tam istediğimiz gibi olmadı ama belli isimlerin varlığı rahatsızlık yaratırdı. Hiç olmazsa bir ilk adım atıldı" şeklinde yorumlanıyor. Derviş, MHP kanadının kendisi için söylediği, "Ya kabul eder ya da şöyle olur gider" sözlerine ise şimdilik kulağını tıkıyor, dişini sıkıyor. Ateş hattında ince siyasete ise ömür biçiliyor...
Bankacılar ne istedi?
Devlet Bakanı Derviş eksenindeki olaylar, ekonominin gündemini öylesine işgal ediyor ki, bunların dışında kalmak mümkün olmuyor. İşte bir örnek daha. 4 büyük bankanın genel müdürü geçen hafta Derviş'i ziyaret etti ve 4 istekte bulundu. Neler mi istediler?
1- Dalgalı kurda önümüzü göremiyoruz. Belirginlik bekliyoruz.
2- Programa güvenmek için siyasi istikrar istiyoruz.
3- Bankaların işlem maliyetlerinin azaltılmasını umuyoruz.
4- Uzun vadeli mevduatı teşvik edici önlemleri arzuluyoruz.
Derviş'in, önerilere olumlu baktığı, takas işlemi sırasında gösterilen olgunluk ve destekten dolayı bankalara teşekkür ettiği, piyasa ile uyumlu ama ülke gerçeklerini de gözeten politikalar uygulanmasına devam edileceğini söylediği de gelen bilgiler arasında.
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
* Dış Ticaret Müsteşar Yardımcısı Emin Haluk Ayhan'ın, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı için düşünüldüğünü,
* Özelleştirme İdaresi'nin 100 trilyon lira bulmak için çıktığı ihaleye tek lira teklif gelmediğini,
* Ankara'daki Maliye Evi'nin 1.6 trilyon liraya, Roma Oteli'nin 2.1 trilyon liraya, Müsteşarlık Lojmanı'nın 175 milyara satışa çıkarıldığını, biliyormusunuz
|