|
|
|
Saç teli meselesi
Komik yazdığımı söylüyorlar. Yalan efendim! Ben safi dram yazıyorum
Geçen hafta sıradan bir cinsel birliktelik yaşamak isteyen bir erkeği ve onun çaresizliğini yazmaya başlamıştım. "Derken adamımızın ağzına bir saç kılı kaçar" diye noktalamıştık yazıyı. Evet, o kıl, illâ kaçar. Ve erkek tarafı, partnerine çaktırmadan çıkartma planları kurmaya başlar.
Adamımız boynunu çevirip çaktırmadan diğer yönde kılı alma operasyonuna girişir. Birinci denemede başaramaz, çünkü başarırsa sorunlar hallocaktır. Oysa bu gece sorunlar onun sabrını sınamaktadır, sanki her sorun reşit olmuştur. İki üç denemede ancak çıkar namert tel. Sıra onu yine partnerine çaktırmadan bir yerlere atmaktır. Boynunu çevirdiği için kadına bir süre gereken özeni gösteremeyen adamımız, yüzünü tekrar ona çevirir. Ama artık hiç de ihtiyaç duymadığı küçük bir sırrı vardır: Parmağının ucunda duran minik bir saç teli... Erkek içinden ağlamaktadır.
HUMAN RIGHTS
Kıldan kurtulan erkeğin içini, askerliğini yapmış, önü açılmış delikanlı huzuru kaplar. Fakat... Fakirin çilesi ölünce biter. İnsanlıktan çıkan adamcağızın kolu, yatakta dönerken bu kez kızın kafasının altında kalır. Onu oradan çekmek başlı başına bir hünerdir. Tam da işleri yoluna koymuşken bu rendelenesi problem de nereden çıkmıştır? Zaten artık seksten vazgeçmiş, görev adamı olmuştur. Kafasında Fatih Terim'in Milan transferini, Derviş'in programını etüd eder, Arjantin'deki ekonomik krizin bir miktar durulmasından duyduğu sevincin farkına varır. Hayatta daha önemli konular vardır ve bu kez de böyle oluversindir, şans işte...
Ama kol hâlâ orada.
Kolunu bir çeker, kadının saçları da beraberinde gelir. Kadın uyuzsa metazori romantizmi Exorcist'e çevirip, sinir yapar. Önündeki mendile para atılası adam, üstüne bir de özür dilemek zorunda kalır. Sabrının uzatmalarında işi tam kotaracakken, kadın der ki: "Ayy dur biraz, yana falan çekil, nefes alamıyorum."
Zaten televizyondaki tartışma programı da iyice alevlenmiş, Kamer Genç ve Nurseli İdiz saygıyla birbirlerine laf sokmaya başlamıştır. Artık sevişme de sevişme değildir. Adam da insanlıktan çıkmıştır.
Adam giyinmek için kalkar ve üstünde "Human Rights" (İnsan Hakları) yazan bir tişörtle kadının karşısına oturur... Velhasıl-ı kelâm sevişmek zor iştir. Komando eğitimi ve eren sabrı gerektirir.
ÖZGÜR YİCİ
ozgur.yici@mynet.com
|
|
|
|