Çağdaş sanat diyebileceğimiz bu akımın öncülüğünü yapan Amerika'da açılan özel müzelerin sayısı hızla artıyor. Ve aynı hızla Avrupa'ya sıçrayan bu dinamik sanat akımından Türkiye'de de etkilenen High Fidelity müzik grubu ve Rotary kulüplerinde başkanlık yapan Mimar Can Elgiz Eylül'de kendi "özel" müzesini açıyor.

Elgiz ve ailesiyle birlikte Bienal'i gezdiğim ve bilgilendirildiğim halde çağdaş sanat etkinliklerine tam ısınamadım. Daha doğrusu, bana Bienal biraz çılgınlığın sergilenmesi gibi geliyor. Ancak Dr. Nejat Eczacıbaşı gibi yaşamı boyunca klâsik sanatların hâmisi ve İstanbul Festivali'nin kurucusu olan bir insanın yıllarca önce Eyüp'teki Feshane binasında ilk Bienal'i gerçekleştirmesi bir rastlantı değildi. Serginin hazırlanmasında katkısı olan gelini Oya Eczacıbaşı'yla birlikte jaçtığı Bienal'i gezdirirken Eczacıbaşı'nın o günkü coşkusunu unutmayacağım. Ama o coşku kısa süre sonra sona ermişti. Çünkü el değiştiren Anakent Belediyesi'nin ilk icraatlarından biri Feshane binasını bu sanatsever aileden alıp bugünkü içler acısı ve çirkinlik âbidesi pazar yerine döndürmek olmuştu.