İnsanlar, bu zamlara isyan ediyor.

Evlerinden işlerine gidip gelmek için ne kadar büyük bir para harcamaları gerektiğini hesaplayıp, çaresizliklerini ve öfkelerini haykırıyorlar.

Bunlara bir de durup dinlenmeden zam gören akaryakıt fiyatları eklenince, isyan kıvılcımı yangına dönüşüyor.

Hükümet bu yangını nasıl söndürecek bilemiyorum.

Telefondan elektriğe, uçak biletinden otomobil vergisine kadar herşey zamlanıyor.

Ek vergiler birbirini kovalıyor.

Bir takım çevreler bu zamların, IMF programında yer almadığı halde çiftçiye verilen yüksek fiyattan kaynaklandığını söylüyor.

Tarım Bakanı ise bu iddiayı reddediyor ve ek kaynakla batık bankaların zararlarının karşılanmaya çalışıldığını öne sürüyor.

Ve durum aklımıza ister istemez bir eski hikâyeyi getiriyor.

Hükümdar bakmış ki kimse ses çıkarmıyor; ahalinin köprüden çıkarken de onar akçe ödemelerini buyurmuş.

Halk buna da ses çıkarmayınca, köprünün ortasına bir adam dikilmesini ve bu leventin gelene geçene tecavüz etmesini emretmiş.

Bunun üzerine bir halk heyeti hükümdarı ziyaret etmiş.

Huzura çıkmışlar ve demişler ki: "Sultanım, bu işi yapmaya tek kişi yetmiyor, kuyruklar uzuyor, lütfetseniz de tecavüz edecek adam miktarını üçe çıkarsanız!"