|
|
 |
| |
|
Porselen'den Kız Kulesi'ne
Yazlık mekanların sayısı o kadar arttı ki gecede bir tanesine gitmek kesmiyor. Chinawhite'da kanımız kaynadı: Acaba şurası nasıldır, ay bir de burası açılmış diye fokurdadık durduk
Chinawhite Chinawhite, herkes konuşup duruyor. Neresidir burası deyip gittik geçen gece. Girişte duran bey hemen ismimizi aldı, onun biraz daha ilerisinde duran ve güvenlik kontrolünü yapan bey de bize ismimizle hitap edip hoşgeldiniz dedi. O headset'ler boşuna değilmiş yani... Kimin geldiği içerideki kişiye hemen iletilmiş. Vallahi bravo. Daha girişte tam not.
ŞEMSİYE BARLAR
Mumların arasından içeriye doğru şöyle bir süzüldük. Aman efendim, o ne ihtişam. Dört bir tarafta başka başka barlar. İnsan hangisine oturacağını şaşırıyor. Her tarafta şu Çin şemsiyelerinden, rengarenk, ışıklarla bezenmiş. Çok beğendim, çok. Hafif hafif bir müzik. Boğaza nazır oturup 'chinawhite'larımızı içtik. Müessesenin özel içkisi, şahane. O içkilerin üstüne bir de geceyarısına doğru müzik hızlanınca hafif dağıtmışız. Ama çevreye şöyle bir baktım da herkes dağıtmış. Bir dahaki sefer buraya gelmeden önce gardrobun önünde öyle kırk saat düşünmeyeceğim; baktım kim nasıl isterse öyle gelmiş. Şortlu olan bile vardı. Yeni tarz club anlayışı, aklına nasıl eserse...
Chinawhite'tan sonra dayanamayıp Yeniköy'deki Güverte'nin yerine açılan Costa Careyes'e de bir uğradık. Aman Allahım o ne manzara! Denize bir de kuş bakışı bakmak çok iyi geldi. Dekorasyon gayet minimal. Pofuduk yastıklı koltuklara oturmak çok keyifliydi. En önemlisi ise Costa Careyes'de ünlü ve uçuk DJ Mehmet Teoman çalıyor. Yani Eros Ramazotti'den sonra Orhan Gencebay dinledik. İyi geldi. Bu yazdan itibaren Costa Careyes'de Fransız ve İtalyan mutfağı yer alacakmış. Vakit geç olduğundan yemeklerin tadına bakamadık. Çünkü geç vakit yemek yediğim zaman kabus görüyorum. Uzun zamandır sabah çorbalarına bile ara verdim. Her gece aynı şey tekrarlanmaya başlamıştı. Yalnızca çorba içeceğim diye "Şayan"a gidip. Üstüne iskender ve fırın sütlaç da yiyordum.
Her neyse söz konusu gece tabii ki Costa Careyes ile de noktalanmadı. Çünkü Kız Kulesi'nde "Yaza Merhaba Partisi" vardı, gittik. Herkes oradaydı. Semra Özal, Gönül Yazar ve hatta İbrahim Erkal. Denizin ortasında muhteşem bir konser dinledik. Kız Kulesi'nde sahne alan gruba 10 üzerinden 10 verdik. Solist kızın sesi Sertab Erener'e çok benziyordu. Son olarak yazmazsam çatlayacağım: Sahnede biri varken en öne geçip vıdı vıdı konuşmak da ne oluyor hanımlar? Dua edin, müzisyen arkadaşlar sabırlıydı. Ben olsam sahneden inip sizi yolardım, yolar!
|
|
|
|
Magazin
