Hava fotoğrafçısı denildiğinde aklınıza ne gelir? Bulutlar, kuşbakışı nehirler, dağlar, şehirler, otoyollar, günbatımları... Soner Çapoğlu, mesleği sayesinde dünyanın farklı yerlerini kuşbakışı görmüş, gökyüzünden fotoğraflamış, dünyanın en hızlı giden jetlerinde 'anı yakalamış' biri. Dünyada profesyonel anlamda hava fotoğrafçılığı yapan 40 kişi var. 38 yaşındaki Çapoğlu, bu alandaki tek Türk. 1995 ve 2000 yıllarında Amerika'daki hava fotoğrafçılığı yarışmalarında dünya dördüncüsü olan Çapoğlu, "Bu işi yapmak için önce ruh lazım" diyor.

Yükseklerden fotoğraf çekme tutkusu nasıl başladı?

Babam Hüseyin Çapoğlu çok başarılı bir pilottu. Onun mesleğinden dolayı bisikletten önce jet uçağını tanıdım. Bu yüzden de bu işlerle tanışıklığım çok küçükken başladı.

Eğitim aldınız mı?

Ağabeyim Amerika'daydı. Onun yanına gittiğimde fotoğrafçılık alanında kendimi yetiştirmeye başladım. 80'lerde hava fotoğrafçılığı alanında uzmanlaşmayı tercih ettim. O dönemlerde henüz Top Gun, Point Break, Fire Birds gibi filmler çekilmemişti. Beni asıl bu işte yetiştiren kişi, daha sonra bu filmlerde kameramanlık yapan Nick Lalvarado'dur.

Bu işi herkes yapabilir mi?

Hava fotoğrafçılığının ruhtan gelen bir meslek olduğunu düşünüyorum. Yüksekleri sevmekle başlıyor her şey. Yaptığımız iş fotoğrafçılıktır ama ancak havacılığa düşkün insanlar yapabilir. "Haydi ben hava fotoğrafçısı olayım" diyemezsiniz. Türkiye'de bir durum var, herkes, "Abi ne iş olsa yaparım" diyor. Böyle bir mantık olur mu?

Sevmek, yükseklere tutkulu olmak dışında jetlerle uçmak için başka özellikler de gerekiyor mu?

Profesyonel hava fotoğrafçısı olabilmenin ilk şartı fiziksel dayanıklılıktır. Çünkü 1800 kilometre süratle giden bir hava aracını görüntülemek oldukça zor bir zanaat. Fiziğinizin uygun olması gerekir. Yaşam biçiminiz de havacılığa uygun olmalı. Mesela çok abur cubur yememeniz gerekir.

Yaptığınız işin özelliği nedir? Bir stüdyo fotoğrafçısından farkınızı anlatır mısınız?

Tek karedir yaptığımız iş. Tek kare yakalarsınız süratle giderken, dönüşü yoktur. Biz daha uçağa binmeden önce senaryoyu yazarız kafamıza, bunun dışında bir hazırlık yapmak mümkün değildir.

Türkiye'de çalıştınız mı?

Türk Hava Kuvvetleri'nde çift kumanda jet uçaklarında sekiz yıl hizmet verdim daha sonra kendi isteğimle ayrıldım. Türk Yıldızları'nı fotoğrafladım. 2000 yılında Amerika'da dördüncülüğü Türk Yıldızları fotoğrafımla aldım. Şimdi Türkiye'ye gidip geliyorum, özel sektörde çalışıyorum.

Türkiye'de kendi ekibini yetiştirecek

Hava fotoğrafçılığı denince nasıl bir alanı düşünmemiz gerekiyor? Türkiye'de sizin mesleğinizdeki birinin yapacağı iş nedir?

Şöyle düşünün, Hollywood'da çekilen filmlerin büyük çoğunluğunda detayları yakalamak için bizim alanımızdan yararlanılır. Burada da televizyonculukta, sinema sektöründe ve holdinglerde, şehir planlamacılığı alanında, karayolları, demiryolları gibi alanlarda bizim çalışmalarımıza ihtiyaç duyuluyor.

Sizin alanınızda detayları yakalamak biraz zor değil mi?

Önemli olan detaylardır. İnsanı mutlu eden de detaylar değil midir zaten?

Bu işi profesyonel anlamda yapan başkaları neden yok?

Türkiye'de uluslararası lisanslı hava fotoğrafçısı sadece ben varım. Henüz bu alan yeterince önemsenmedi Türkiye'de. Dünyadaki 40 profesyonel ismin arasında Amerika, Belçika, Almanya, Avustralya, İspanya ve İngiltere'den isimler var. Yani dünyada atmosfere kafa atan 40 adamdan biriyim.

Türkiye'de ne yapmak istiyorsunuz?

Projelerimin başında bu konuda yetkin bir ekip kurmak geliyor. Hazırlıklar için bir ekip kurdum. Ekim 2000'den itibaren çalışıyorum. Gerek askeri, gerekse sivil çekimlerde kendilerini ispatlamış, konularında profesyonel kameraman ve yönetmenler yetiştirmek istiyorum.