kapat
23.06.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi


Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Garildi
 

Salak mı görünüyoruz?


Ali Müfit Gürtuna'ya soru sormak isterken saldırıya uğrayan belediye işçisi Süsen Erkuş şimdi soruyor: 'Hayvan barınağı için param yok dedi, iki trilyonu ithal güllere verdi. Bu kadar salak mı görünüyoruz?'
Süsen Erkuş, gül bahçesi açılışı sırasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Gürtuna'ya "Başkanım size bir soru sormak istiyorum" dedi ve hepimizin gözü önünde bir araba dolusu dayak yedi. Televizyondan da tüm detaylarını gördüğümüz saldırı karşısında nutkumuz tutuldu. Süsen Erkuş bir katil mi? Soyguncu mu? Sormak istediği "Madem hayvan barınakları için param yok diyordunuz, güller için iki trilyonu nereden buldunuz?"du. Erkuş, Bakırköy Belediyesinde işçi olarak çalışıyor. Belediye bünyesindeki ilk hayvan barınağı ve hastanesini kuruyor. Yıllardır hayvan hakları için uğraşıyor. İtlaf ekiplerine karşı savaşıyor. Dost Hayat derneğinin başkanı. İlk defa dayak yiyor. Erkuş ünlü manken Begüm Özbek'in annesi.

Geçmiş olsun. Bu kadar şiddetli bir saldırı bekliyor muydunuz?

Biraz itip kakarlar diye düşünüyordum. Ama böyle öldüresiye bir şey ummuyordum.

Sonradan özür dilendi mi?

Tabii ki hayır. Gürtuna başından beri farkındaydı. Adamlar örgütlüydü. Hem kendi korumaları hem de Oral İnşaat'ın adamları aynı anda saldırdılar. Ben fiziki darp aldım ama insanlar da onların gerçek yüzünü gördü. Hayvanları düşünmeyenin insanları da düşünmeyeceği ortaya çıktı. Ne kendi vatandaşını seviyor ne çevreci. Bunu kanıtlamış oldum, denek oldum. Medya olmasaydı beni öldürebilirlerdi. Ağzımı o kadar sıkı kapattılar ki nefessizlikten boğuluyordum.

Orada protesto amacıyla mı bulunuyordunuz?

Tabii ki. Defalarca randevu talep ettik. Biri Anadolu yakasında biri Avrupa yakasında olmak üzere iki hayvan barınağı projesi hazırladık. Büyük bir alanda köy gibi, 50 bin hayvanın barınabileceği bir barınak. 'Param yok' dedi ve görüşmeyi bile kabul etmedi. Sonra iki trilyon lirayı ithal güller için verdiğini duyunca gideceğim dedim. Dernekten arkadaşlarla gittik. İki trilyona bir fabrika kurulur, 600 kişiye iş sağlanır! Bu hakkı nereden kendilerinde görüyorlar? Bu kadar salak mı görünüyoruz?

SİVİL RUHU
Ne yapacaksınız?

Dava açacağım. Bu insan sağlığına yönelik bir çalışma. Ben barınaklara karşıyım. Ama aşılasan da adam geliyor öldürüyor. Yapılacak başka şey yok. Bugün o barınak olsaydı belki Beykoz'da 14 kişi ısırılmamış olacaktı. Belki o kadar masum hayvan öldürülmemiş olacaktı. Ve git sen Türkiye'de alası yetişen gülleri ithal et! Tabii ki isyan edeceğim.

Belediye çalışanısınız. Büyükşehir belediyesine karşı çıkışınız kendi belediyenizde hoş görülüyor mu?

Bakırköy Belediyesi'nde işçi kadrosunda çalışıyorum. İşçi olduğunuz zaman sivil toplum örgütlerinde başkan veya üye olabiliyorsunuz. Sivil toplum örgütü ruhu farklı bir şey. Ben "gözleme severler derneği" başkanı değilim. Ben can adına çıkmışım.

Başınıza bir şey gelecek diye korkmuyor musunuz?

Bir sürü tehdit geliyor. Hayır kokmuyorum! Korkunun ecele faydası yok. Amerikan başkanlarını bile vurdular.

İşsiz kalabilirsiniz...

Ondan da korkmuyorum. Zaten lüks yaşantım yok. Bir ayakkabıyı üç yıl giyerim. Pazardan bluz alırım. En büyük lüksüm ayda bir saçımı boyatmak. Öbürü de arkadaşlarımla kırk yılda bir mütevazı ortamımızda fasıla gidip birkaç duble içmek. Şuna üzülürüm: Çok sayıda hayvana sahip çıkıyorum, onlara bakmak açısından zorlanırım.

Bu kadar tepki almaktan dolayı tükendiğiniz oluyor mu?

Galiba tükeniyor artık. Babam bana hep şunu dedi: "Kızım doğrular zaman zaman sarsılır ama yıkılmaz." Ama ben artık gençler çıksa da bizler onlara danışmanlık yaparak geri çekilsek diyorum. Yok maalesef. Bazı günler, tamam artık yapamayacağım, diyorum. Duymayacağım. Ama ertesi gün telefonlar gelmeye başlayınca utanıyorum söylediklerimden. Türkiye'de hayvansever olmak bir eziyet. Banka boşaltanlar, uyuşturucu tacirleri bizden saygın. Bir yerden sonra agresifleşiyorsunuz. Tepki tepki tepki... Şuraya iki lokma yemek koyuyorsunuz, her tür hakareti işitiyorsunuz.

Türkler hayvan sevmiyor diyebilir miyiz?

Yarı yarıya diyebiliriz. Önceleri bana kızanlar evlerindeki gazeteleri, artan yemekleri kapıma getiriyorlar. Zaman zaman sivriler çıkıyor tabii. Kadın hayvandan korkuyor bu yüzden yok olsun istiyor! Kardeşim bu hayvanın problemi değil. Senin psikolojik sorunun. Git tedavi ol.

Çiller'den uzak durdum
Çoğu ünlü annesinin yaptığı gibi oturup kızınızın ünü ve başarısıyla övünmeyi de seçebilirdiniz. Onun yerine işçi olarak çalışıyor ve dayak yiyorsunuz.

Onun şöhreti kendine ait, benim hayatım bana. Ben tipik bir Türk kadını olmadım. Ama çocuklarımla çok iyi bir arkadaşım. Ünlü olduğu için değil, onu ben yetiştirdiğim için. Ve topluma faydalı insanlar oldukları için. Ünlü olması mutlu ediyor tabii, çünkü bileğinin gücüyle oldu. Ünü altyapısının devamı. Hiçbir zaman 'günlerde' gezemedim ama titiz bir anneydim. Çocuklarım yetişkin oluncaya kadar elimden gelenin en iyisini yaptım. Onlarla bir problemim yok. Ama şunu da öğütlerim: Evlendiğiniz zaman en az üç durak uzak oturun. Çok fazla iç içe olmaktan da hazzetmem.

Bir zamanlar gayriresmi olarak Tansu Çiller'in dünürüydünüz... Bundan faydalanmadınız.

Hiç ilişkimiz olmadı. Uzak durduk. Çocuklarımın yaşantısına karışmam. İnsanları sosyal koşullarından dolayı yargılamıyorum. Ama beni kabul etmeleri için de ödün vermem. Hayvan hakları yasasının çıkması için destek isteyebilirdim. Fakat fazla yaklaşmak istemedim. Çünkü yapımı biliyorum. Bana bir şeyler dayatmaya kalktıklarında, siyasi fikir ayrılıkları olduğunda karşı çıkarım, hoş olmayan konuşmalar yaparım, üçüncü kişiler zedelenir.

Özel hayatınız ne durumda?

Beni bir erkeğin taşıyabileceğine inanmıyorum. Gece saat 12'de bir haber geliyor, gidiyoruz. Sabaha kadar köpek itlaf ekibi kovalıyoruz. Buna bir erkek tahammül edebilir mi? Kadın eşofmanlarla sabaha kadar sokakta. Normal karşılanmaz. Ben de ödün veremem. Tekrar evlenmeyi düşünmüyorum.

Mutlu Tönbekici

www.sigortam.net

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır